08 Temmuz 2015 13:19

Evren tarihin çöplüğünde; Eren gelecek mücadelesinde!

Aydın Büyük Şehir Belediyesi Muhsin Yazıcıoğlu, Alparslan Türkeş vb. kişilerin adlarını parklara verdiğinde bu şahısların Aydın'a yaptığı hizmetleri sorma gereği duymuyor nedense. Çünkü sorduğu soru aslında şöyle; "bu kişi sistemin neresinde?"

Paylaş

Yoldaş TAŞ
Aydın

Geçtiğimiz günlerde Aydın Büyükşehir Belediye Meclisi'nin oy birliği ile aldığı karara göre Aydın'ın Güzelçamlı semtinde bulunan Kenan Evren Caddesi'nin ismi 'Erdal Eren Caddesi' olarak değiştirildi. Tartışılan konu bu karar değil; belediye meclisinin oy birliği ile aldığı karara karşı Aydın Valiliğinin, isim değişikliği ile ilgili belediyeye göndermiş olduğu ve cevabını istediği sorulardı. Belediye meclisinin kararına karşı Aydın Valiliği tarafından gönderilen ve Aydın Vali Yardımcısı Abdullah Aslan imzalı yazıda; "Kuşadası İlçesi, Güzelçamlı Mahallesi'nde bulunan, caddeye ismi verilen Erdal Eren'in açık kimliği ile Aydın'a geçmişte yapmış olduğu hizmetlere ilişkin bilgi ve belgelerin valiliğimize gönderilmesini rica ederim" deniliyor. Valiliğin, isim değişikliğinden duyduğu rahatsızlık nereden geliyor? 12 Eylül denince akla gelebilecek ilk kişilerden olan Erdal Eren ve Kenan Evren'i, Erdal'ın ve Kenan Evren'in ülkelerine yaptığı 'hizmetleri' daha yakından inceleyelim; Erdal'ı ve Evren'i tanımayanlar için bir kez daha anlatalım istedik.
ERDAL EREN DEYİNCE...
Erdal Eren, katıldığı bir gösteride Zekeriya Önge isimli bir inzibat erini öldürdüğü iddiasıyla hüküm giymiş, hızlıca geçen yargılama sürecinin sonunda, 13 Aralık 1980 tarihinde faşist cunta tarafından idam edilmişti. Yargılayanlar da çok iyi biliyordu ki Erdal, iddia edildiği gibi er Zekeriya Önge'yi öldürmemişti. Erdal'ı yargılayanlar asıl olarak Erdal'ın idamı üzerinden demokrasi  ve sosyalizm mücadelesi veren gençlere göz dağı vermek istiyordu. Erdal da hakkında verilen idam cezasını bu şekilde yorumluyor; "Beni ibret olsun diye asacaklarını ve ölümden korkmadığımı bilmenizi isterim" diyordu.
Erdal Eren, işsizliğe, geleceksizliğe ve gericiliğe karşı, kendini devrim ve sosyalizm davasına adayan, sınıfsız, sınırsız, sömürüsüz bir dünya için müccadele eden bir gençti. Geleceği ve kurtuluşu işçi sınıfının mücadelesinde gören, işkence ve idam sehpasında sınıfına ve halka bağlığın sembolü haline gelmiş liseli bir genç... Elbette işçi sınıfının devrimci partisinin bir neferi olarak darağacına yürüyen bir genç.
EVRENİN HİZMETİ TEMSİL ETTİĞİ SINIF İÇİN
Kenan Evren kısa süre önce 98 yaşında hayatını kaybetmişti. 650 bin kişinin gözaltına alındığı, 1.5 milyon kişinin fişlendiği, 7 bin kişinin idam cezası ile yargılandığı, 50 kişinin idam edildiği, 14 bin kişinin yurttaşlıktan çıkarıldığı, 171 kişinin gözaltında işkence ile katledildiği, on binlerce kişinin işten atıldığı ve daha pek çok bilançonun mimarı olan 12 Eylül Faşist Darbesinin lideridir kendisi. Sermaye sınıfının Türkiye'deki en büyük üyelerinden biri olan Vehbi Koç'un, Kenan Evren'e yazdığı ve "Suçluların mahkemeleri uzatılmamalı ve cezaları süratle verilmelidir" içerikli 'aşk' dolu mektupları, onun hangi sınıfın emri altında olduğunun açık göstergesidir. Bir de unutmadan, ABD'li yöneticiler darbe sonrası "Our boys have done it(*)" dediği kişidir kendisi.
Erdal Eren nasıl kendisini işçi sınıfının kurtuluşu için adamış ise Kenan Evren de o ölçüde kendisini sermaye sınıfının güvenliğini sağlamak için sermaye sınıfının çıkarlarına adamış, halk düşmanı bir burjuva diktatördü.
NETEKİM MİRASI DİMDİK DURUYOR
Kenan Evren'in geçtiğimiz günlerde hayatını kaybetmesi onun yaptıklarının bittiği anlamına gelmiyor elbette. Bıraktığı miras, sistem partileri tarafından halen sahipleniliyor. Dedik ya ömrü sermaye sınıfına adanmış bir ömürdür. Bunun için halk adına, işçiler, gençler, kadınlar adına bir miras değildir onun ki. Burjuvaziye ve kapitalist sisteme bırakılmış bir mirastır. Tabi halkın darbeye ve darbecilere karşın yıllarca biriktirdiği öfke, sistemi bu duruma bir "makyaj" yaparak darbecileri sözde yargılamaya kadar getirmiştir. Hatta bu darbenin kucağında serpilip gelişenler daha da fazlasını yaparak kendilerinin de darbenin en büyük mağduru olduklarını söyleyebilmişlerdir.
Ne yapmıştı, Evren'in 12 Eylül'ü? Tüm topyumsal yaşamı sermayenin çıkarlarına göre uyarlayan, sermayenin güvenliğini her şeyin üzerinde gören, ülkenin bütün kurumlarını sermaye sınıfına peşkeş çeken bir düzen kurdu. Türk-İslam sentezi etrafında şekillendirdiği tek dil, tek din, tek millet temelli gerici ve ırkçı bir yönetim düzenine dayanak olarak irili ufaklı 'miraslar' bıraktı. En büyük miras olan darbe anayasası ve onun oluşturduğu YÖK, MGK, %10'luk seçim barajı, sendikal baraj, MİT vb. anti-demokratik kurum ve uygulamalar ile işçi sınıfının ve toplumun farklı kesimlerinin örgütlenmesini engellemek üzere düzenlenmiş olan bu kurum ve uygulamalar hala dimdik ayakta.
Ne kadar işçilere, emekçilere, öğrenci ve işçi gençliğe, kadınlara, farklı inanç ve kimlikten halklara yapılabilecek saldırı varsa Evren'in mirasından alıyor gücünü. Kendisinin darbe mağduru olduğunu söyleyen ve darbelerle mücadeleye adadığını iddia eden AKP'ye sormak gerekli şimdi; bu nasıl bir mağduriyettir ki 13 yıllık iktidarınızda darbe kurumları olan YÖK, MGK, %10 seçim barajı vb. uygulamalar ve darbe anayasası ile büyük bir uyum içerisinde yaşıyorsunuz ?
HER GÜN YENİDEN
Evet,Kenan Evren fiziken öldü. Fakat anlayış bakımından hala dimdik ayakta. Bu sistem var oldukça da olacak. Ama halkın nezdinde sadece beddualarda yaşıyor olacak. Erdal Eren ise hayatın içinde her gün yeniden anılacak ve yaşayacak, ileride belki kimse Kenan Evren olmak istemeyecek ama gençler için Erdal cesaretiyle, dikduruşu, halka bağlılığı ile yaşamın her anında örnek alınacak bir kişi olacak. Ve elbette Erdal'ın da dediği gibi "Birgün mutlaka sizin yerinizde halkımız olacak, sizi ve koruduğunuz düzeni yargılayacak ve doğru kararı verecektir!"
VALİLİĞİN SORUSUNUN CEVABI BURADA
Valiliğin sorduğu soruya şöyle dense yeridir; Evren bu hayatta kötülükten yana olan ne varsa odur, Erdal Eren ise bir avuç sermayedarın milyonların sömürüsüne dayanan bu sisteme karşı biriken bir öfkenin temsilcisidir. Aydın Valiliği bu durumu çok iyi bildiği için Erdal Eren'in kim olduğunu ve Aydın'a yaptığı hizmetleri kinayen sormaktadır.
Aydın Büyük Şehir Belediyesi Muhsin Yazıcıoğlu, Alparslan Türkeş vb. kişilerin adlarını parklara verdiğinde bu şahısların Aydın'a yaptığı hizmetleri sorma gereği duymuyor nedense. Çünkü sorduğu soru aslında şöyle; "bu kişi sistemin neresinde?"
 Erdal sisteminizin tam karşısındadır. Uykularınızı kaçıracak bir şey daha söyleyelim Kenan Evren'ler var oldukça öldürmekle bitiremediğiniz Erdal'lar da var olacaktır
(*)Bizim çocuklar başardı


ERDAL EREN'İN MİRASI...

Erdal Eren'in idamı, 18 yaşından küçük bir gencin hukuksuzca idam edilmesi değildir. Erdal'ın önünde iki seçenek vardı; bir yanda sermaye sınıfı diğer yanda hayatı her gün yeniden yaratan işçiler ve emekçiler; işçi sınıfı. Erdal, baskı ve sömürüye karşı tercihini işçi sınıfının ve emekçi halkların kurtuluşundan yana kullandı. Gençliğin işsizliğe, geleceksizliğe ve umutsuzluğa karşı güvenceli bir gelecek, bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinde hakim sınıflara atılan bir tokatın sembolüydü Erdal. Bunun içindir ki Erdal, 17 yaşında idam edilen bir genç olmasının ötesinde gençliğe nihai kurtuluş için birleşmekten, örgütlenmekten ve değiştirmekten başka bir yol olmadığını ve bu mücadelenin ancak işçi sınıfının mücadelesine bağlanmaktan geçtiği ölçüde anlamlı olacağını anlatan genç bir komünisttir o! Bugün nerede bir baskı ve sömürüye karşı mücadele varsa bilinir ki Erdal oradadır. Gençliğin her türlü baskıya karşı ilk aklına geldiği örnek darbeye karşı dik duruşu, mücadelesine olan sonsuz inancı ve örgütlülüğün vermiş olduğu cesareti olan Erdal'dır. Erdal Eren, bugün gençliğin gelecek mücadelesinde; devrim ve sosyalizm mücadelesinde yaşamaya devam ediyor. Bizleri boyunduruk altına almak isteyen burjuvaziye karşı Erdal Eren hala öğretmeye devam ediyor. Erdal'ın bize bıraktığı miras kutuya koyup saklanacak bir şey değildir. Tam tersine işçi sınıfının ve onun gençliğinin mücadelesinde kendini her gün var eden bir mirastır.

ÖNCEKİ HABER

Burjuvazi sömürmekte özgür; biz sömürülmekte özgürüz!

SONRAKİ HABER

Vekile asker saldırısı Meclis gündeminde

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa