08 Temmuz 2015 13:14

Eğitim temelsiz ama liseler temel!

Devlet okullarının sınava hazırlamakta olan yetersizliği bizi bu temel liselere mahkum ediyor. "Nitelik şart abi, yoksa napacan?" diyen arkadaşımız soluğu temel lisede alırken dershaneye oranla eğitime 3 kat daha fazla para veriyor. İşi kilo hesabına vursak ayrı dert... Öğretme değil üniversite kazandırma derdindeki temel liseler normalde haftada 40 saat olan ders saatini 25 saate düşürüyor. Kısacası para artıyor, ders saati düşüyor...

Paylaş

Can KAYLAN
Maltepe
İstanbul

Hayat dediğin zaten bir sınav değil mi? Sınav kardeşim! Bakınız hayatımıza TEOG'dan LYS'ye her tarafımız sınav… Günümüz Türkiye'sinde eğitim sistemi sınava paralel uzanırken, geleceğimizin iç açıları toplamı hiç de iç açıcı değil. Örneğin eğitim diye bahsettiğimiz şeyden başlayalım. Eğitim iyidir hoştur da o kadar yılın sonunda herkesi toplayıp "Gelin bakalım, çözün şu soruları!", "Sen, sen, sen… adadan elendiniz!" durumuna getirirsen iş bozulur işte. Öğrenci sınavı geçmek ister, eğitim sınav için verilir; bazı akıllılar "Bana para verin, ben de size üniversite kazandırayım" der… Sonuç olarak eğitimde "parasına göre" muamele yapılır...
ÜÇKEN BEŞ OLDU
Bizim ülkede iş biraz daha karışık tabi. Erdoğan-Gülen kavgası sonucu dershaneler de kapandı artık. Ne güzel değil mi? Parasız eğitim falan... Öyle değil işte. Şu günlerde tekrar anlıyoruz ki Erdoğan'ın parasız eğitim anlayışı, kamusal eğitime son nefesini verdirmeye yarıyor. Dershaneleri kapatacağım diyerek temel lise bahanesiyle eğitimdeki ticarileşmeyi üçken beş yapıyor.
Eğitim bu kadar sınava endeksliyken haliyle nitelikten anladığımız da aldığın eğitimin seni sınava ne kadar hazırladığıyla ölçülüyor. Devlet okullarının sınava hazırlamakta olan yetersizliği bizi bu temel liselere mahkum ediyor. "Nitelik şart abi, yoksa napacan?" diyen arkadaşımız soluğu temel lisede alırken dershaneye oranla eğitime 3 kat daha fazla para veriyor. İşi kilo hesabına vursak ayrı dert... Öğretme değil üniversite kazandırma derdindeki temel liseler normalde haftada 40 saat olan ders saatini 25 saate düşürüyor. Kısacası para artıyor, ders saati düşüyor...
ÇOK TİCARİ HAREKETLER BUNLAR
Öğretmeye dayalı nitelikli eğitim anlayışı yok olurken sınava dayalı eğitim anlayışı onun yerini alıyor. Bu yüzdendir ki bizim israf düşkünü hükümetimiz bu temel liselerin cebine "teşvik" parası koyuyor. Senin benim vergimden tabi... Yani tam da AKPvari bir hareket yaparak elindeki parayla devlet okullarının niteliğini artıracağına; temel liselere boca ediyor... Böyle işte...
Bir zamanlar üniversite sınavını kaldıracağını söyleyenler aslında sınava dayalı eğitimi temel liseler eliyle iyice
derinleştiriyor. Buradan sağladığı ranttan olacak ki artık sınava ilişkin tek söz etmezken bir nesli daha bozuk eğitim sisteminin kurbanı ediyor.
KALICI ÖRGÜTLERİMİZ DE BİZİM TEMELİMİZ
Sonuç olarak okuması için ekstra para ödemesi gereken, yazları eğitim masrafları için daha çok çalışması gereken bir nesil olmaya doğru kırdık rotamızı. Test kitaplarından kafamızı kaldıramasak da memleket meselelerine duyarlı olduğunu defa kez kanıtlamış olduğumuzu da söyleyebiliriz. Berkin'de Soma'da olduğu gibi defa kez sokağa çıkmış, birçok yerde kendi dayanışmalarımızı, birliklerimizi kurmuş olduğumuzu hatırlayalım. Hatta siyah giyinme, tahtalara yazılar yazma gibi kendi eylem yöntemlerini oluşturmuş bir nesil olduğumuzdan içim oldukça rahat benim. Fakat diğer yandan da kendi kalıcı örgütlerini kuramadığından olacak ki anlık patlamalarımızla, tepkilerimizle sınırlı kalmış bir nesiliz biz. Bunun için hızlıca birleşmeli, kendi demokratik taleplerimiz için kalıcı örgütlerimizi kurmalıyız. Bunun için "Yahu pek numarası yok aslında bunun..." demeden, ÖTK'ları birer mücadele aracına dönüştürmeli. Kendi taleplerimiz için birleşmeliyiz!

ÖNCEKİ HABER

HDP'li vekil Ferhat Encü'den suç duyurusu: Roboskî’de kanun yok halka karşı suç serbest

SONRAKİ HABER

Burjuvazi sömürmekte özgür; biz sömürülmekte özgürüz!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...