04 Temmuz 2015 12:43

Güneşe karşı korunaklı olun

Tatil demek sadece deniz demek değildir diyenler de haklı tabi. Ama kim istemez ki yazın başından sonuna kocaman şapkalar, şıpıdık terlikler, koltuk altında magazin ekleri ile denizin karşısında kumların üstünde bir şezlongda saatler geçirmeyi!

Paylaş

Dr. Demet DİNER
Üç tarafı denizlerle çevrili güzelim memlekette tatil için sadece upuzun kıyı şeritlerine sahip olmanın yetmediği açık. Para lazım, zaman lazım. Bu yazıyı okuyan pek çok kadın için, düşüncesiz kocalarının aklına “bu kadın bütün sene çok yoruldu, bir güzel tatil planı yapayım da çoluk çocuk hem eğlenelim hem dinlenelim” fikri gelmediği için para ve zamanın dışında bir de düşünceli koca lazım. Aslında en kıyağı “çocuklara ben bakarım, sen git tatil yap” diyeni olurdu ama o da deniz kumunda iğne bulmaktan zor sevgili okur.
Tatil demek sadece deniz demek değildir diyenler de haklı tabi. Ama kim istemez ki yazın başından sonuna kocaman şapkalar, şıpıdık terlikler, koltuk altında magazin ekleri (hadi magazin eki olmasın da kafa dinlendirici bir kitap olsun) ile denizin karşısında kumların üstünde bir şezlongda saatler geçirmeyi!
Ay, neyse, bırakalım hayalleri. Gerçeklere dönelim. Ben size bu ay ister denizin kenarında, ister köyde tarlanın ortasında olun, muhakkak korunaklı olun demek için güneşe bağlı hastalıklardan bahsedeceğim.

GÜNEŞ IŞINLARI SANDIĞINIZDAN DAHA FAYDALI
* Pek çok mikrop ve bakteri güneş ışığına maruz kaldığında canlılığını kaybeder.
* Güneş kemik gelişimi için şarttır. Ciltte D vitamininin aktifleşmesini sağlar. D vitamini kemiğin normal yapısını kazanmasında gerekli olan bir maddedir ve kadın bedeni için elzemdir. Yeterince güneş alamazsanız tanınması oldukça güç olan asteomalazi denen hastalık ortaya çıkar. Bu hastalığın ileri aşamalarında kemik ağrısı, oturulan yerden kalkmakta ve merdiven çıkmakta zorluk, yürüyüşte bozukluk görülür. Zamanla boyda kısalmaya, kemiklerde kırıklara yol açar. Bu hastalığın önlenmesinde D vitamini ve kalsiyum içeren besinlerin yanı sıra, her gün kontrollü bir şekilde güneş ışınlarıyla temas gerekir.

SUYU EKSİK ETMEYİN
Yaz aylarını terle bağdaştırmak mümkün. Vücut, sıcaklığın artışıyla aslında kendini korumak için ter salgılıyor, böylelikle vücut ısısı azalıyor. Güneş ışığına fazla maruz kalırsanız terlemeye bağlı su kaybı olur. Beyindeki susama merkezi uyarılır ve kişi su içtiğinde bu kayıp karşılanır. Ama susama hissi olduğu halde su içmiyorsa ya da aşırı terliyorsa su kaybı bazı belirtilerle birlikte sorunlara yol açar. Siz siz olun suyu hayatınızdan eksik etmeyin.
Eğer vücudunuzun su ihtiyacını karşılayamamışsanız:
* Halsizlik, bitkinlik, bulantı, baş ağrısı, baş dönmesi olur. Hayati önem taşıyan kalp, beyin gibi organlara yeterince kan gitmesi için deri damarları büzüşür. Deri kuru, soğuk, soluk bir görünüm alır. Kalp, diğer organlara yeterince kan gönderebilmek için daha hızlı atar ve çarpıntı olur. Nabız zayıflar. İdrar miktarı azalır ve rengi koyu sarı olur. Ağız ve yumuşak dokular kurur, gözbebekleri genişler. Özellikle yaşlılarda beyin fonksiyonları yavaşlar. Uyuklama ve davranış değişikliği olabilir.
* Yaz aylarında su kaybını karşılamak için günde en az 2 litre su için.
* Sıcağa bağlı halsizliği olan kişiyi serin bir yere alın. Sırt üstü yatırıp ayaklarını yükseltin, giysilerini gevşetin. Ayaklarını yükseltip yüksekte kalacak şekilde sırtüstü yatırın. Alna ve bileklere soğuk kompres uygulayın.
* Kronik böbrek hastalığı, yüksek tansiyon veya kalp hastalığı olanların güneşten özellikle kaçınmalı. Çünkü kronik böbrek hastalığında aşırı sıvı kaybı, ileri seviyede böbrek yetmezliğine yol açabilir.
* Yüksek tansiyonu ve kalp hastalığı olan kişilerde terlemeye bağlı kaybı karşılamak için verilen tuz, hastalığın şiddetlenmesine yol açabilir. Ayrıca sıcak hava kalbi yorar. Bu yüzden güneş ışınlarının dünyaya dik olarak geldiği 11:00-15:00 saatleri arasında dışarı çıkmaktan ve  egzersiz yapmaktan kaçının. Bol miktarda sıvı alın, ama buzlu olmasınlar! Sıvı ihtiyacını karşılayacağım diye başka hastalıklara davetiye çıkarmayın.

DİKKAT, GÜNEŞ ÇARPABİLİR
Güneş çarpması, terlemenin yeterince olmaması ve buna bağlı olarak vücut ısısının azaltılamaması sonucunda ortaya çıkar. Yüksek ateşle kendini gösterir. Deri sıcak, kuru ve kırmızı; daha sonra da grimsi bir renk alır. Nabız başlangıçta hızlı ve belirgindir, sonra yavaşlar. Solunum yavaş ve derindir. Kramp, bulantı-kusma yoktur. Başağrısı vardır. Gözbebekleri genişler. Bilinç kapalıdır. Vücut sıcaklığı 44 dereceye kadar çıkabilir. Güneş çarpmalarında acil müdahale gerekir. Ateş, mutlaka 39 C’ye düşürülmelidir. Güneş çarpan kişiyi soğuk ve buzlu suyla dolu banyoya sokup, sonra ıslak bir çarşafa sarıp serin bir yere almalısınız. Ama esas olan bu biçimde hızla hastaneye ulaştırmaktır.  

EVDE GÜNEŞ KREMİ YAPMAYA NE DERSİNİZ?
Güneş koruyucuların hem çok pahalı hem de çok kimyasal olduğunu düşünüyor olabilirsiniz, ki haklısınız.
Ben de size, annemin yaptığı, iki senedir yaz aylarında kullandığımız bir tarif vereyim. Hem malzemeleri bulmak hem de yapmak biraz zor. Ama hangi güzel şey kolay elde ediliyor ki zaten sayın okur, di mi!
Yarım fincan hindistancevizi yağı, yarım fincan karite (shea) yağı, 1 çay kaşığı E vitamini, 2 çay kaşığı balmumu, 1 çorba kaşığı susam yağı, 10 damla okaliptüs yağı, 10 damla lavanta yağı, 2 çorba kaşığı çinko oksit, kapaklı küçük bir kavanoz lazım.
Hindistancevizi yağı, karite yağı ve balmumunu yayvan bir kavanozda benmari usulü eritin. Çinko oksiti eklerken çok dikkatli olmalısınız, çünkü topaklanmaması gerekiyor. 3-5 dakika var gücünüzle sallayın. 5 dakika kapağı açmadan bekleyin. İçine E vitamini ile diğer yağları ekleyin. Bu yağlar uçucu yağlar olduklarından, karışım çok sıcakken değil, elinizi yakmayacak ısıdayken eklemelisiniz. Sonra kavanozu son kez sallayın ve buzdolabına koyun. Karışım dolaba girince kaskatı oluyor, ama parmağınızı sürdüğünüz anda yumuşuyor. Kavanozu mümkün olduğunca serin bir yerde tutun ve doğrudan güneş ışığından koruyun.
Bu tarif büyükler için. Çocuklarınıza kullanmasanız iyi olur. İlla kullanacağım derseniz de esans içeren lavanta yağını ve çocuklar için tavsiye edilmeyen okaliptüs yağını çıkarabilirsiniz.

ÖNCEKİ HABER

Kızkardeşlerimizle her hafta bir etkinlik!

SONRAKİ HABER

İnsanca yaşamaya hakkımız yok mu?

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...