28 Temmuz 2009 00:00

‘Partilerde özel harpçiler var’


Özel Harp Dairesi Eski Başkanlarından Kemal Yamak, dün yaşama veda etti. Türkiye’nin en kritik dönemlerinde kilit görevlerde bulunmuş Emekli Orgeneral Yamak, Kıbrıs Harekatı öncesi gizli operasyonları yönetmiş, Körfez Savaşı zamanı Özal’ın danışmanlığını yapmıştı. Son olarak TBMM’de farklı partilerde pek çok özel harpçi olduğunu söyleyerek tartışma yaratmıştı.
CHP İÇİNDE ÖZEL HARPÇİLER VAR
Yamak “Gölgede Kalan İzler ve Gölgeleşen Bizler” ismiyle piyasaya çıkan anılarında dönemin Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Bülent Ecevit’in “kontrgerilla” iddialarına yanıt vermiş ve bazı CHP milletvekillerinin de Özel Harpçi olduğunu açıklamıştı.
Ecevit 1978-79 başbakanlığı döneminde Sarıkamış’ta daha önce Özel Harp Dairesi başkanlığı yapmış komutanlardan Sabri Yirmibeşoğlu’yla görüşürken, Milliyetçi Hareket Partisi ilçe başkanının da bu teşkilatın bir üyesi olduğunu öğrenmiş, kontrgerillanın varlığını açıklarken bu durumu da açıklamıştı. Ecevit’in medyanın ilgisini çekmek için Özel Harp Dairesi’ne iftira ettiğini ileri süren Yamak kitabında şöyle yazıyor:
“Barışta ve bir savaş halinde Milliyetçi Hareket Partililer askere alınmayıp kendilerine şu veya bu şekilde sefer görevi verilmeyecek midir? Parti gözlüğü bu kadar kalın camlı mıdır? Acaba bu kişi Sayın Ecevit’in kendi partisinden olsaydı, bu itirazı olacak mıydı? O zaman CHP’den bu teşkilatta kimse yok mu zannediliyor?”
BİRBİRİNDEN HABERSİZ VEKİLLER
Yamak, TBMM içinde birbirinden habersiz pek çok milletvekilinin Özel Harpçi olduğunu şöyle anlatıyor: “Birçok kimseyi ayağa kaldıracağını biliyorum ama bu noktada yazmak istiyorum. Sayın Ecevit’in inandırıcılığına dayanarak alevlenen ve Sayın Ecevit’in zaman zaman medyanın ilgisi için bizzat öne çıkarak söyledikleriyle devam eden bu iftira kampanyası sürdürülürken, bu teşkilatın içinde o zaman kendi partisinden ne kadar personelin, hatta Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde birbirini hiç tanımayan kaç milletvekilinin bulunduğunu ve bunun sadece kendi partisine ait bir durum olmadığını, birisi söyleyiverseydi ne olurdu?”
KOD ADLARI VAR
‘CHP’li Özel Harpçilerin’ kimlikleri ile ilgili Hürriyet’in sorusunu ise şöyle yanıtlamıştı:
“Özel Harp Dairesi’ne üye olan milletvekillerinin isimlerini bilmem. Onlar gençliklerinde örgüte alınıyor, sonra milletvekili oluyorlar. Bu da onların seçilmelerindeki isabeti gösteriyor. Kimliklerini bilmiyorum, ama sonradan milletvekili olduklarını kesin biliyorum. Zaten onların isimlerini kimse bilmez, belki örgüte alan ilk kişi bilebilir. Çünkü hepsinin kod adı var. Çalışırken biz onları kod adları ile çağırırdık. Bir de sadece CHP’de değil, tüm partilerde var.” (3 Ocak 2006, Hürriyet)
VATANSEVER OLDUKLARI İÇİN
Yamak, Özel Harpçi olarak eğitilenlerin nasıl ve neden seçildiklerini de şöyle açıklıyor: Aslında onlar milletvekilliği dönemlerinde değil, daha genç yaşlarda bölgesinde güvenilir, saygın, sözü geçen ve gerektiğinde halkıyla bütünleşerek, milleti ve vatanı için yapılacak mücadelede önder olabilecek niteliklere sahip oldukları için seçilmişlerdi. Milletvekili oluşları da bu seçimin doğruluğunu göstermiyor muydu? (s. 461-462)
ABD FİNANSE ETTİ
“Özel Harp Dairesi, özellikle Amerikalıların da verdiği destekle NATO’nun “örtülü harekát konseptine” dayanarak kurulmuş bir harekat ünitesiydi. Memleketimizin bulunduğu coğrafi mevki ve stratejik konum, böyle bir teşkilatı çok lüzumlu ve çok faydalı hale getiriyordu.
1950’li yıllarda Özel Harp Dairesi’nin, Gayri Nizami Harp bölümünün kuruluşu, böyle bir ihtiyaç dikkate alınarak gerçekleşmişti. (s.248)
Amerikalıların özel yardım faslından, daireye her yıl 1 milyon dolar yardım sağlanacak, bu yardımlar istenirse Türkiye’de veya istenirse Amerika’da ihtiyaçlar için kullanılacak, Amerika’dan satın alınacak teknik malzeme ve silahlar için yapılacak ödemeler, bu paradan mahsup edilecekti.” (s.254)
Anı kitabında, ABD ile yaşanan pazarlık sorunu sonrası, ödenek için dönemin Başbakanı Ecevit ile görüştüklerini anlatıyor; “Özel Harp Dairesi’nin ABD özel yardım fonundan her yıl alınan ve hesabı resmi bütçeye karıştırılmadan, ayrı bir muhasebede tutulan 1 milyon dolarla ilgili, yıllık görüşme zamanı gelmişti. Amerikalı geldi. Mutat konuşma ve pazarlıklar başladı. Biz ihtiyacımız olan silah ve teknik malzemeyi istiyor, o bize, ihtiyacımız olmayanı, ellerinde olanı vermeye çalışıyordu. Münakaşa uzadı, anlaşamıyorduk. Israrımız karşısında bir ara sertleşti ve ‘Para bizim değil mi? Ne istersek onu veririz. Önerdiklerimizin dışında bir şey veremeyiz’ dedi. Bunu duyar duymaz, ‘O zaman hem paranız, hem de vereceğiniz malzeme sizde kalsın’ dedim. Ayağa kalkıp ‘Toplantı bitmiştir’ diyerek görüşmeyi bitirdim. Sonucu Genelkurmay Başkanlığı’na arz etmek ve bu ihtiyacın örtülü ödenekten karşılanarak Amerikan yardımından vazgeçilmesini teklif etmek kararına vardık.
(...) Bu daire o güne kadar Genelkurmay Başkanı ve ikinci başkanlar dışında hiç kimse ve makama böyle bir brifing vermemişti. Ordu ve kuvvet komutanlıklarına daha kısa, bilgilendirici mahiyette ve kişisel brifingler veriliyordu. Konudan ne sayın bakanın, ne de başbakanın haberi vardı. Milli Savunma Bakanı rahmetli Hasan Esat Işık, Başbakan da Sayın Bülent Ecevit’ti. (S. 286)
Yamak için ilk tören bugün Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nda düzenlenecek. Kemal Yamak’ın cenazesi, Kocatepe Camisi’nde öğleyin kılınacak cenaze namazı sonrasında Cebeci Askeri Şehitliği’nde toprağa verilecek


KRİTİK DÖNEMLER KRİTİK GÖREVLER
1924 yılında Amasya’nın Merzifon ilçesinde doğdu. 1945’te Topçu Asteğmen rütbesi ile Harp Okulu’ndan mezun oldu. 1971’de Tuğgeneral, 1975’te Tümgeneral, 1979’da Korgeneral ve 1984’te Orgeneralliğe yükseldi. Tuğgeneral rütbesi ile 1971-74 döneminde Genelkurmay Özel Harp Daire Başkanlığı yaptı. 24 Temmuz 1987 tarihinde atandığı Kara Kuvvetleri Komutanlığı’ndan, 1 Eylül 1989 tarihinde yaş haddi nedeniyle emekli oldu. Turgut Özal’ın ölümüne kadar Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliği yaptı.
(HABER MERKEZİ)

Evrensel'i Takip Et