6 Eylül 2009 00:00
Kadraj
GÜNÜN YAZILARI
ocuklarınız, sizin çocuklarınız değildir. Onlar, hayatın kendine olan özleminin oğulları ve kızlarıdır. Halil Cibran
Gençlik bizim zamanımızdaydı, şimdiki gençlik şöyle böyle vs diyerek eleştiriliyor gençlik. Yok apolitikler, yok saygısızlar vb... Peki gençlikten ne anlıyoruz?
Doğrudur, bu ülkenin gençliğinin üzerinden buldozerler geçmiştir. Gençlik kırılmaya, ezilmeye çalışılmıştır. Çünkü onlar geleceğin sahipleridir. Bugüne sahip olduğunu düşünenler, doğal olarak geleceğin sahiplerini etkisiz kılmaya, yok etmeye ve kendi kurdukları düzenin devam ettirilmesi için çalışacaklardır.
Her dönemde olduğu gibi yine en güzel cevabı da onlar vermediler mi?
1970ler dediğimizde; Denizleri, Mahirleri, İboları...
1980ler dediğimizde; Asmayalım da besleyelim mi diyen 12 Eylül faşist zihniyetini... Daha 17 yaşında 70 yaşın bilgeliğinde mahkum edilen Erdal Eren, kendisini yargılayanları da şu sözlerle yargılamadı mı? Hakim sınıflar ve onların uşakları bu sömürü ve baskı düzenine yönelen her hareketi kanla boğmak istiyor. Bunun için olmadık tertipler tezgahlıyorlar. Halkın kurtuluşu için mücadele veren, baskı ve sömürüye karşı çıkan herkes, bu tezgahlara muhataptır. Siz, mahkeme heyeti olarak bu tezgahın bir dişlisinden başka bir şey değilsiniz. Benim hakkımda ne kadar peşin bir yargı yapıldığı ortadadır...
(...) Bugün devrimcileri ve onların bir parçası olan beni, aldığınız emirlere uygun olarak yargılayabilir ve ölüm cezası verebilirsiniz. Fakat bu ilelebet sürmeyecektir. Bir gün mutlaka sizin yerinizde halkımız olacak, sizi ve koruduğunuz düzeni yargılayacak ve doğru kararı verecektir Onlar böylece, genç olmanın ne demek olduğunu gösterdiler. Varsın, gençliği suçlasınlar!..
GENÇLİK, ALDIĞI MAYAYI TUTTURUYOR
İtiraz ettiler; dinlenmek, eğlenmek, tatil yapmak sadece zenginlerin hakkı değil, dediler. El ele vererek, dayanışmayı öğrenerek, paylaşmanın en güncel örneklerini sergileyerek binlerce gençle tatili bir arada geçirebilmek için düşlerini katıp gençlik kampını hayata geçirdiler. Tatil çantalarıyla yol eylediler, baştan başa bütün bir Anadoluyu. İlkini 1998de Bergamada düzenledikleri gençlik kampına yüzlerce genç katılmıştı. Siyanürcü altın şirketine karşı mücadele eden köylülerle beraber oldular.
Bergama Gençlik Buluşmasını ilerleyen yıllarda yenileri izledi. Topraklarımızı zehirleyenlere, denizlerimizi kurutanlara inat, Akkuyunun yolunu tuttular; sonrasında Dikiliye, bu yıl ise Gönende DİSKin Kemal Türkler tesislerinde Kriz Kapitalizmin, Gelecek Bizimdir! diyerek bir araya gelen binlerce genç oldular Çünkü bütün dünyayı saran küresel ekonomik kriz, gençleri de doğrudan etkiliyor. Çalışan milyonlarca genç artık işsiz, işten atılanlar içinde ülkenin en iyi üniversitelerini bitiren gençlerin de adı var. Krizin etkisi artarken, eğitim hakkı da kısıtlanıyor. Artık okumak, okul bitirmek daha da zor. Binlerce gencin önüne yine makyajı yenilenmiş ÖSS, KPSS duvarları çekiliyor. Eğitimle, parayı yan yana istemeyen, herkese eğitimde fırsat eşitliği isteyen; savaşlar, felaketler, kuraklık, suyun ve sağlığın tekellerin denetimine verilmesini, ormanların yağmalanmasını endişeyle izleyen, sorunları bilim adamları, sanatçılar ve aydınların katılımıyla birlikte tartışan bir gençlik Doğanın ve dünyanın geleceğini, kendi geleceklerinde gören gençler, güvenli bir gelecek için el ele, yürek yüreğe verdiler. Yalnızlığın ve yoksulluğun dünyasına karşı Başka bir dünya mümkün dediler, hep birlikte Birlikte yaşamanın, kolektif dayanışmanın, başkasını sevmenin ve saygı duymanın kültürünü yeşerttiler.
Emeği kültürle, bireyi toplumla, bilgiyi tevazuuyla, politikayı ekonomiyle, sanatı emekle buluşturdular. Ne zaman mı? 22-30 Ağustosta Gönende
Birçok atölye kurdular. Edebiyat, Şiir, Kadın Çalışmaları, Resim, Müzik, Tiyatro, Ritim, Kürtçe Dil ve Tiyatro, Sinema-TV, Video ve de ille de Fotoğraf atölyelerinde dolu dolu bir hafta nasıl geçti? Şaşırdılar. Konserler, söyleşiler ve de ille de Kamp TV ile coştular. Yeter mi? Yetmez, sabaha kadar uyutmayan sivrisineklerle dolu anıları oldu. Yıllar sonra bu kampı hatırlamak için Hani sivrilerin bol olduğu kamp diye anlatacakları espriler üretip kahkahalarla güldükleri bir gençlik kampı deneyimini yaşadılar ve yaşattılar.
Arkadaşlıklar kuruldu, dostluklar pekiştirildi ve moralle dönüldü. Emek Gençliği, bir kamp kültürü oluşturdu. Seneye, uluslararası yapılacak kampın çalışmalarını şimdiden planlamaya başladılar, ne mutlu!.. Yazının başlığındaki gibi: Anlayana sivrisinek saz, Anlamayana davul zurna ile duyurulur!.. Gençlik öğretmeye devam ediyor!
Bu arada sayfa yine yazı doldu. Oysa ben, fotoğraf atölyesinden bahsedecektim, atölye arkadaşlarımdan bahsedecektim. En iyisi fotoğraflarla atölye çalışmalarımızı anlatalım. Kendimize biraz torpil olsun.
Özcan Yaman
Evrensel'i Takip Et