Mithat Fabian SÖZMEN
16 Ekim 1968 .
42 yıl önce dün, ikisi başrolde 3 sporcu, spor tarihinin en politik, en etkili eylemlerinden birine imza attı. 1968 Mexico City Olimpiyat Oyunlarında podyuma çıkan ABD'li atletlerden şampiyon Tommie Smith ve bronz madalyalı John Carlos eylemin baş aktörleriydi. Siyah Gücünü simgeleyen yumrukları havada, sömürgeci-köleci emperyalizmin günahlarına karşı zalimin utancını yüklenmenin mağrurluğuyla başları önde, Amerikalıların "Yıldızlarla süslü sancağımız" diyerek fetişleştirdikleri bayraklarını ve marşlarını unutulmayacak bir şekilde protesto ettiler.
Eylemin üçüncü adamı, gümüş madalyanın sahibi Avustralyalı Peter Norman da cesur bir kararla hem eyleme fikri destek vermiş hem de turnuva öncesi siyahi atletlerin oyunları boykot etmesi gerektiğini savunan İnsan Hakları İçin Olimpiyat Projesi oluşumunun çıkartmasını taşımıştı.
TARİHİ EYLEM VE YANKILARI
Sporcuların bu tarihi protestosu her önemli, cesur eylem gibi güdümlü kitleler yani tribündekiler, akil adamlar yani statükocu bürokratlar, ana akım medya ve meslektaşları tarafından tepkiyle karşılandı. Islıklar ve yuhlar eşliğinde podyumu terk ettiler. 1936 Berlin Olimpiyat Oyunları'ndaki Nazi selamlarına karşı ağzını açmayan dönemin olimpiyat komitesi başkanı Avery Brundage, Siyah Gücü Selamını olimpiyat oyunlarının barışçıl, politikalar üstü(!) yapısına karşı bir müdahale olarak yorumlayarak kınadı. Smith ve Carlos, Brundage'ın talimatıyla anında Amerikan olimpiyat takımından kovuldular ve Olimpiyat Köyünden de ayrılmaya zorlandılar. Brundage, eylemcilerin Amerikan ulusunu utanca boğduğunu iddia ediyordu. Geçmişinde 36 Berlin Olimpiyat Oyunları sırasında Yahudileri spor kafilesinden dışlamak gibi Nazici eylemler olan bir baron için cesur bir iddia doğrusu.
ABD'nin ana akım medyası da olaya gerekli tepkiyi göstermekte gecikmedi. Dünyaca ünlü Time dergisi Smith ve Carlos'un cesur eylemini huysuzluk olarak tanımladı ve bunun barışa zarar verdiğine hükmetti. Onlara göre, günümüzde spor tarihinin en etkili ve görkemli direnişlerinden biri olarak yad edilen bu eylem, olimpiyat tarihine kara harflerle yazılmış nahoş bir huysuzluktan ibaretti. Protesto, etkili ama dar kafalı idi. Sovyet, Kübalı, Doğu Almanyalı komünistler bile ABD bayrağına ve milli marşına gereken saygıyı gösterirken Amerikan ekmeği yiyen bu heyecanlı gençlerin yaptığının sözlük karşılığı hainlikti. Üstelik olimpiyat ruhunun ne olduğunu kavramış birçok Afro-Amerikalı sporcu da Smith ve Carlos'a karşı çıkıyordu. İşte, 110 metre engelli şampiyonu Willie Davenport da" Ben buraya altın madalya kazanmaya geldim, Siyah Gücü hakkında konuşmaya değil"
diyerek doğru tavrın nasıl olması gerektiğini göstermişti. Anlayacağınız oluşturulmaya çalışılan siyasi hava, suçlamalar, nitelemeler, iddialar o kadar tanıdıktı ki
Zamanla, Time'ın, "Daha kızgın, daha edepsiz, daha çirkin" diyerek nitelediği, küçümsediği, mahkum ettiği bu eylemin haklılığı sadece halk nezdinde değil devletçe de kabul edildi. Sivil Haklar Hareketi 70'lerden itibaren Afrikalı Amerikalıların öncülüğünde sonuç vermeye başladı ve nihayet Tommie Smith ve John Carlos da iade-i itibardan (Ne çirkin bir kavramdır) nasibini aldı. 42 yıl sonra dönüp baktığımızda dönemin akil adamlarının ve medyanın söylemlerinin ne kadar gerici olduğunu daha iyi görüyoruz.
O KABA YUMRUĞUN ANLATTIKLARI
Tommie Smith ve John Carlos, 16 Ekim 1968 tarihinde podyuma açlığı ve yoksulluğu sembolize eden ayakkabısız, sade siyah çoraplarıyla çıktılar. Smith, boynuna 'Siyah Gururu'nu temsil eden kara bir kaşkol dolamıştı. Carlos, ülkesindeki bütün mavi yakalı işçilerle dayanıştığını işaret etmek için eşofmanının üst fermuarını açık bıraktı ve bir de üstünde "Köle yollarında, gemilerde öldürülen, işkence edilen, aç bırakılan ve kimsenin cesetlerine rahmet dahi okumadığı atalarımız için"
yazan bir kolye takmıştı.
Tommie Smith geleneksel Kara Panterler selamına uygun olarak sağ yumruğunu cesurca kaldırmıştı göğe. John Carlos, sol yumruğunu kaldırmak zorunda kalmıştı çünkü podyuma çıktığında eldivenini unuttuğunu fark ederek Smith'in sol eldivenini ödünç almıştı. Bu ani alınmış fikri öneren de sahnenin üçüncü ismi, hep "Podyumdaki diğer adam" olarak anılan Avustralyalı Peter Norman'dı. Diğer adamdı belki ama o da elinden gelen tüm desteği vermiş ve bedelini de ödemişti. Ülkesinde büyük eleştirilere maruz kalan Norman, 1972 Münih Olimpiyat Oyunlarına kalifiye olmasına rağmen götürülmedi. Olaydan tam 40 yıl sonra, tarihi protestoyu anlatan, yeğeni Matt Norman tarafından çekilmiş "Salute" yani "Selam" adlı filmi izlemenizi öneririm.
Sola dair değerlerin, simgelerin ilginç bir taarruz altında olduğu günümüzde Smith ve Carlos'un mücadeleyi, direnişi simgeleyen gururlu yumrukları çağdaşlarımız tarafından kaba olarak nitelenir miydi bilemiyorum. Fakat şurası kesin ki Tommie Smith, John Carlos ve Peter Norman 16 Ekim 1968'de tüm tepkilere rağmen cesurca savurdukları yumruklarıyla egemenlere ve onların çıkarlarının savunucularına unutamayacakları bir ders verdiler ve 42 yıl sonra biz ABD'deki Sivil Haklar Hareketinde önemli bir yeri olan bu eylemi hâlâ büyük bir saygıyla anıyoruz. Yumruğun kendilerine sallandığını fark edenler yani egemenler, Brundage ve ABD medyasının gerici tutumları ise bir ibret sayfası olarak duruyor tarih kitaplarında.
Geçtiğimiz hafta açıklandığı üzere Tommie Smith, altın madalyasını açık arttırmada satma kararı aldı. Smith ve Carlos'un asıl zaferi hiçbir zaman bu madalyalar olmadığı için bunun pek de bir önemi yok. 42. yılında o 3 kişiye selam olsun!..
Evrensel'i Takip Et