21 Ocak 2006 23:00

Bitlis'te çığ faciası

Bitlis'te üzerine çığ düşen ve çığın etkisiyle Bitlis Deresi'ne yuvarlanan otobüs yolcularından 8'inin öldüğü 15 kişinin de yaralandığı bildirildi. Edinilen bilgilere göre Ağrı'dan Hatay'a gitmekte olan Ahmet Topdemir yönetimindeki, 21 DS 675 plakalı Öz Diyarbakır firmasına ait yolcu otobüsü, önceki gece saat 02.00 sıralarında, Bitlis-Baykan Karayolu'nun 15. kilometresinde kara saplandı. Bu sırada üzerine çığ düşen otobüs, çığın etkisiyle Bitlis Deresi'ne yuvarlandı. Kazadan sonra otobüste bulunan 29 yolcudan, 6'sı kendi imkanlarıyla araçtan çıktı. Araçta bulunan yolculardan Mustafa İğricik (23), Mustafa Aslan (37), Hande Yıldız (2), Serpil Batu (23), Kemalettin Boran (33), Azize Çoklu (60) ve henüz kimliği belirlenemeyen iki kişi yaşamını kaybetti. Kazada, araç sürücüsü Ahmet Topdemir, Kahraman Ak, Zemirhan Söylemez, Reis Pilgi, Murat Ataş, Funda Kaplan, Erkan Sarıca, Remziye Yıldız, Hediye Yıldız, Mehmet Yıldız, Fikriye Keskin, Aziz Demir, Suzan Çoklu, Rıfat Bağlan ve Şehmuz Gökçen yaralandı. Yaralılar Bitlis Devlet Hastanesi'nde tedavi altına alındı. Hastanede yaralıları ziyaret eden Bitlis Vali Vekili Mehmet Türköz, olayın hemen ardından otobüsün bulunduğu bölgeye polis ve jandarma ekiplerini gönderdiklerini söyledi. Bu arada, Bitlis Emniyet Müdürü M. Salih Kesmez de olay yerinde incelemelerde bulunduktan sonra hastanede yaralıları ziyaret etti. Kazanın yaşandığı alanda arama çalışmalarının ise devam ettiği bildirildi.




İnşaatta gelen feci ölüm Gaziantep'te, sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen 4 kardeş, hayatını kaybetti. Edinilen bilgiye göre, Budak Mahallesi İpekyolu üzerindeki bir inşaatta kalan Şeyhmus Öztürk, gece aniden rahatsızlanan oğlu Cumali Öztürk'ü eşiyle birlikte Gaziantep Çocuk Hastanesi'ne götürdü. Cumali Öztürk'ün tedavisinin sabaha karşı bitmesi üzerine eve dönen Şeyhmus Öztürk, evde bıraktıkları çocukları Remziye (15), Mehmet (9), Gülsüm (6) ve 6 aylık Canan Öztürk'ün sobadan sızan karbonomonoksit gazından zehirlendiklerini fark etti. Durumun bildirilmesi üzerine olay yerine gelen polis, çocukların öldüklerini belirledi. Remziye, Mehmet, Gülsüm ve Canan Öztürk'ün cesetleri otopsi yapılmak üzere Gaziantep Avukat Cengiz Gökçek Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Bu arada Gaziantep'te sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen 45 kişinin, çeşitli hastanelerde tedavi altına alındığı bildirildi. Ağrı Doğubayazıt'ta da sobadan sızan karbonmonoksit gazından zehirlenen 5 kişilik aile, devlet hastanesinde tedavi altına alındı.




Hamile kadın yolda kaldı Kahramanmaraş'ın Afşin ilçesinde, yoğun kar yağışı nedeniyle yolu ulaşıma kapanan köyde mahsur kalan hamile kadına ulaşılmaya çalışılıyor. Edinilen bilgiye göre, yoğun kar yağışı nedeniyle, yolu ulaşıma kapanan ilçeye bağlı Küçüktatlar köyünde, doğum sancıları çekmeye başlayan 22 yaşındaki Yıldız Baki, ilçeye ulaştırılamadı. Afşin Devlet Hastanesi'ne gitmek üzere yakınları ile birlikte yola çıkan Yıldız Baki, kendi imkanları ile Afşin ilçesine 15 kilometre uzaklıkta bulunan Kaşanlı köyüne kadar gelebildi. Durumun yetkililere bildirilmesi üzerine harekete geçen Köylere Hizmet Götürme Birliği'ne bağlı ekipler, kapalı köy yolunu açıp, Yıldız Baki'yi hastaneye ulaştırabilmek için çalışmalarını hızlandırdı. Ekipler, 10 kilometrelik yolu ulaşıma açmaya çalışıyor. Bu arada, İlçe Sağlık Müdürlüğü de bölgeye bir ambulans gönderdi.




Tekin: Çalışma koşullarımız düzeltilsin Sert kış koşulları, kar ve karla mücadele, gecesini gündüzüne katıp, yolları trafiğe açmak için canla başla çalışan karayolu çalışanlarının sorunlarını bir kez daha gündeme getirdi. Yapı Yol Sen Genel Başkanı Bedri Tekin, Türkiye'nin dört bir yanını kaplayan beyaz örtü, yani karın kimileri için tatil, eğlence, spor anlamına gelirken, Karayolları personeli için ise gecesini gündüzüne katarak çalışmak, yolları açmak, mücadele etmek olduğunu söyledi. Tekin, yaz aylarında yol yapımı, asfalt, trafik güvenliği, yol bakım hizmetleri için gecesini gündüzüne katan Karayolları personelinin, kış gelince de karla mücadele ettiğini ifade etti. Tekin, personelin bu mücadelesine karşı aldığı maaşın ise yoksulluk sınırının bile altında olduğunu vurguladı. Dört kişilik bir ailenin mutfak masrafı ve yoksulluk sınırına ilişkin araştırmalara atıfta bulunan ve yoksulluk sınırının son olarak 1900 YTL olduğunu hatırlatan Tekin, Karayolları'nda memur statüsünde çalışanların aldıklarının ise bu rakamın yarısına bile ulaşamadığının altını çizdi. Ayrıca diğer kurumlardan farklı bir muameleye tabi tutulduklarını, işkolu çalışanlarının hem yoksulluk sınırının altında, hem de diğer kurum çalışanlarından daha az maaşla mağdur edildiklerini aktaran Tekin, alanlara çıkarak itiraz ettiklerini, basın açıklamaları, açlık grevleri, mektup gönderme eylemlerine rağmen sorunun çözülmediğini ifade etti. Diğer kurumlarla asgari 400-500 YTL'lik farklara işaret ederek, 40 YTL'lik ek zamla bu farkın kapanmayacağını hatırlatan Tekin, "eşit işe eşit ücretten yanayız" dedi.

src=/resim/b1.gif width=5>
Başa dön


Deliller karartıldı CHP Hakkari Milletvekili Esat Canan, Van Cumhuriyet Başsavcılığı'nın talebi üzerine Şemdinli olaylarıyla ilgili olarak Savcı Ferhat Sarıkaya'ya bilgi verdi. Canan, "Olayı araştıran savcının iyi niyetli olduğunu gördüm. Ancak bu yapının böyle devam etmesi halinde olayın aydınlanacağına inanmıyorum. Çünkü soruşturmanın başında delliler karartıldı. Çünkü suçüstü yapılanlar o zaman tutuklanmadığı için bu kişiler delilleri karartmışlar. O süre zarfında kendim olay yerinde idim. Savcılığa bildiklerimi anlattım" dedi.

'Kayıp ajanda ne oldu?' Canan, araçta çıkan ve Ali Kaya'ya ait olduğu belirtilen bir ajandanın kayıp olduğunu hatırlatarak, olayın meydana geldiği aracın üzerinde keşif işlemlerinin devam ettiği esnada kalabalık üzerine ateş açan Tanju Çavuş dosyasının ayrılmasının ve eşinin tanık olarak dinlenerek tahliye edilmesinin, olayın kapatılmaya çalışıldığını gösterdiğini kaydetti.

Telefon görüşmeleri Canan, "Ben ilk günden beri olayı takip ediyorum. Tanju Çavuş olayı ile diğer olayın arasında bir bağlantının olduğunu düşünüyorum. Tanju Çavuş'un olayın meydana geldiği gün telefon kayıtlarının ortaya çıkarılması gerekiyordu. Bu telefon kayıtları olayı aydınlatacaktı. Zaten kendi ifadesinde bir gün önce yıllık izne ayrılıyor. Van'dan neden bir daha Şemdinli'ye geri dönme ihtiyacı hissetti. Dönerken yolda kiminle telefon görüşmesi yaptı. Bunlar tespit edilmiş değil. Soruşturmanın selameti açısından bunun bir eksiklik olduğu kanaatindeyim" şeklinde konuştu.

'Tahliye vicdanları yaraladı' Tanju Çavuş dosyasının Van dosyasından ayrılarak Hakkari Ağır Ceza'ya gönderilmesi ve ilk duruşmada tanık sıfatı ile ifade veren eşinin beyanı doğrultusunda tahliye edilmesinin vicdanları yaraladığını kaydeden Canan, "Olayın mağdurları dinlenmemiş. Olay esnasında yaralananlar dinlenmemiş. Sadece eşinin beyanı ile tahliye edilmesinde hukuki bir eksiklik olduğunu düşünüyorum. Mahkemenin her aşamasında ilgili avukatlar itirazda bulunabileceklerdir" diye konuştu. Canan, şu anki çerçeveye bakıldığında bu olayın aydınlanmasının mümkün olmadığını ifade ederek, olayın kamuoyunda unutturulmaya çalışıldığını kaydetti.