19 Nisan 2004 22:00

Makine-insan düşleri

Türk sanat tarihinin önemli isimlerinden Mehmet Koyunoğlu'nun, ölümünün üçüncü yılında, kısa yaşamına sığdırdığı çok sayıda çalışmasının yer aldığı Kısa Bir Yaşam Uzun Bir Düş adlı retrospektif sergisi Yapı Kredi Kültür Merkezi Kazım Taşkent Sanat Galerisi'nde sergilenmeye başlandı.

Hayalperest bir ruha sahip 14 Mayıs'a kadar görülebilecek sergi Koyunoğlu'nun zarif, uçarı, duyarlı, neşeli, ölçülü, gizemli imgelemlerini de izleyiciye sunuyor. Ali Artun'a göre "Duchamp, Lonesco, Dubuffet, Jaques Prevert, Michel Leiris ve daha birçok hayalperest" ile kardeş bir ruha sahip olan Koyunoğlu'nun resim, gravür ve taş üzerine akrilik çalışmaları bulunuyor. Cumhuriyet döneminin ünlü mimarlarından Hikmet Koyunoğlu'nun torunu Mehmet Koyunoğlu... Doğan Yarıcı, Bir Hikâyeci Olarak Mehmet Koyunoğlu adlı yazısında sanatçının sıkça kullandığı imgeler için şunları söylüyor: "Sözcükleri nelerdir Mehmet'in? Sözcük içsel bir tınıdır! Kıpırdayan, devinen, dönüşen sözcükleri? Balık, insan, yelkenli, kedi, el, göz, çıkrık, boşluk, uçmak. Bunlar çoğuldur ve kökü içeridedir çoğu zaman. Onun çalışmalarında bir sözcüğün birçok okunuşu ve yazılışı vardır. Anlatımın temel yapısı olan sözcükler düşüncesini, gözlemini, yaşantı ve imgelemini ifadeye dönüştürür. Sözgelimi onun gemi, su, köpeğimsi gibi sözcükleri soyut ve somut kavramlarını oluşturur." Mehmet Koyunoğlu'nun resimlerinde sözcükler temel anlamlarının dışında yan anlamlar da taşıyor.

Aleminde iki mizansen var Ali Artun ise Mehmet Koyunoğlu'nun kurduğu âlemde iki mizansen olduğunu vurguluyor. Biri mekanik, öteki hermetik olan bu iki mizansende, dişliler, zincirler, uskurlar, pervaneler, çarklar, kasnaklar, manivelalar, usturlaplar, ceraskallar, ciroskoplar, tarotlar, tılsımlar, nazarlar, pençeler, matriskler, ebced dizgeleri, burçlar, rüzgâr gülleri ve dehlizler yer alır. Beraberinde ilahi geometriler, şemalar, şifreler, harfler ve rakamlar da bulunduran ve bilinmez bir hesap-kitap karmaşası yaratan tüm bu mekanik cihazlar ve hermetik işaretler âleminin merkezinde ise makine-insan, bu âlemi harekete geçiren bir zemeberek, ya da onun oynattığı bir kukla, bir otomaton. Artun'a göre Mehmet Koyunoğlu'nun resimlerindeki alet-edevat ve onlara eşlik eden büyülü işaret ve formüller bir mekanik hayal âleminin kendisini değil, onun projelerini ve çizimlerini temsil ediyor ve sonuçta insanın işinin yararlı, amaçlı ve çıkarlı olduğudur.

Kadim bir tarihi çağrıştırıyor Mehmet Koyunoğlu'nun makine-insan projelerinin, İhsan Oktay Anar'ın romanı Kitab-ül Hiyel'deki Yafes Çelebi'nin hendesehanesinden, mühendishanesinden çıkma dabbabesine, kallabına, zülkarneynine, düşahisine ait tasvirleri hatırlattığına değiniyor. Hiyel; mekanik ilmi demektir, ama hile, oyun, aldatmaca anlamlarına da gelir. Roman Kahramanı mucit Yafes Çelebi'nin de Koyuunoğlu'nun da projeleri, Kant'tan bu yana sanattan beklendiği gibi işe yaramazlar. Koyunoğlu'nun çizdikleri, makine-insan tasavvurunun bilimdeki ve sanattaki temsillerini ve aralarındaki ezeli mücadeleyi düşündürdüğünü söyleyen Ali Artun, bu resimlerin kadim bir tarihi çağdaşlaştırdığını vurguluyor.
Mehmet Koyunoğlu, 19 yaşındayken Magic Marker kalem firmasının Londra'da düzenlediği Uluslararası Grafik Yarışması'nda yüzlerce profesyonel sanatçıyı geride bırakarak ödül kazandı. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Grafik Sanatlar Bölümü'nden mezun olan Koyunoğlu, Paris'e gitti ve Louvre Müzesi'nin eski küratörlerinden Margaret Lamy ve sanat eleştirmeni Jaques Normand'ın yüreklendirmesiyle çalışmalarını orada sürdürmeye devam etti.Paris Ecole Nationale de Beaux Arts Iscan atölyesine devam etti ve ardından, 1983 yılında ilk kişisel sergisini Paris'te Galeri Philippe Fregnac'ta açtı. 1984 yılında Türkiye'ye dönüş yaptı, 1985'te Ulusal Grafik Sanatlar Sergisi'nde illüstrasyon dalında birincilik ödülü kazandı. 1990'da Brüksel Rene Carcan Vakfı'ndagravür eğitimini tamamladı. Çalışmalarını çeşitlendirerek 2001 Eylül'üne dek sürdürdü.

Evrensel'i Takip Et