16 Mart 2003 22:00

Deli Dumrul Timur sürgünde

PTT İzmir eski Başmüdürü Hasan Timur, özellikle bir önceki hükümet döneminde görev yaptığı süre boyunca gerçekleştirdiği uygulamalar nedeniyle gazetemizde adı sıkça geçen bürokratlardan birisi oldu. DSP-MHP-ANAP koalisyon hükümetinin MHP'li kanadının elinde bulunan Ulaştırma Bakanlığı'na bağlı PTT'nin, eski başmüdürünün uygulamaları da hep bu partinin ideolojik görüşleri doğrultusundaydı. Memurların sendikalaşmasıyla ilgili yasanın ardından tavrını açıkça Türk Kamu -Sen'e bağlı Türkiye Haber-Sen'den yana koymuştu. KESK'e bağlı Haber-Sen yönetici ve üyelerine yönelik uygulamalarıyla da "taraf"ını açıkça ortaya koyuyordu zaten. Görevde olduğu süre boyunca tam bir "Deli Dumrul" edasında hareket eden Timur, usulsüzlük ve kanunsuzluk suçlamasıyla hakkında soruşturma açan müfettişlere posta koymayı da ihmal etmedi. Hakkındaki soruşturmaların ayyuka çıkması ve sırtını dağ gibi dayadığı partinin seçimlerden yenik ayrılmasının ardından, önce Kocaeli'ye "sürülen", sonra da merkeze çekilen Timur hakkındaki bilgiler hazırlanan müfettiş raporlarıyla belgelendi.

Adamına göre kadro Timur'un hukuk tanımaz yönetim anlayışının, MHP'yle olan ilişkilerinin bir nebze de olsa deşifre edildiği olay, Bergama'da görev yapan bir PTT dağıtımcısının yakınma dilekçesinin ardından gelişti. Dikili ilçesi Çandarlı beldesinde görev yaparken norm kadrosu olmadığı gerekçesiyle Bergama'ya dağıtımcı olarak gönderilen Emin Tufan, Dikili merkezinde norm kadro fazlası olmasına rağmen usulsüz bir şekilde görev yapan iki memuru örnek göstererek, kendisine haksızlık yapıldığından yakınır. Bu dilekçe üzerine soruşturma başlatan PTT Genel Müdürlüğü, soruşturma görevini Başmüfettiş Yaşar Bağ'a verir. Emin Tufan'ın dilekçesinin ardından incelemelere başlayan Başmüfettiş Bağ, çok ilginç olaylarla karşılaşır.

Resmi evraklar yok Tufan'ın dilekçesinde norm kadrosu olmadığı halde Çandarlı'da görev yaptığı iddia edilen Zeliha Pulat'ın atamasının aslında Karşıyaka merkeze yapıldığı, bu kişinin atamasının o dönem İzmir PTT Başmüdürü M. Emin Bayraktar'ın emri ile Dikili olarak değiştirildiği ortaya çıkar. Emin Tufan'ın ise üç kez dilekçe yazarak Çandarlı Şubesi'ne asaleten atanmayı talep ettiği görülür. Yazışmaların ve dilekçelerin izini süren Başmüfettiş Bağ'a, İzmir PTT başmüdürlüğü tarafından resmi evrakların SEKA'ya gönderilerek imha edildiği, bu nedenle bulunamadığı yanıtı verilir. Başmüdür raporunda 1998, 1999 ve 2001 yıllarına ait evraklar varken, 2000 yılına ait evrakların olmadığını dikkat çekerek, "...bu dilekçelerin başmüdürlükte kasıtlı bir şekilde yok edildikleri ihtimalinin yüksek olduğu" ifadesini kullanır. MHP isteyince... Bu gelişmelerin ardından Başmüfettiş Bağ, soruşturmanın daha hızlı sonuçlanması ve PTT hizmetlerinin aksamaması için dağıtıcı Emin Tufan'ın "soruşturma süresi"nce Çandarlı'ya atanmasını talep eder. İzmir PTT Başmüdürü M. Emin Bayraktar'ın oluruna rağmen başmüdürün değişmesiyle bu talep yerine getirilmez. Yeni Başmüdür Hasan Timur, Çandarlı'da dağıtıcı kadrosunun dolu olmasını gerekçe göstererek, Tufan'ı yeniden Bergama'da görevlendirir. Tufan'ın Çandarlı'da görevlendirilmesi ancak MHP belde ve ilçe başkanlarını devreye girmesiyle mümkün olur.

Ağır yanıtlar Timur, konuyla ilgili evrakların SEKA'ya gönderildiği bilgisinin doğru olmadığını tesbit ederek ifade isteyen başmüfettişe verdiği yanıtta ise "Benim boş ve gereksiz işlerle uğraşacak kadar zamanım yoktur. Siz, Emin Tufan'la ilgili soruşturma yapmıyor adeta oyun oynuyorsunuz" der! Başmüfetişliğin "sabote edici, küçük düşürücü, suçlayıcı ve rencide edici" diye nitelediği bu yazısıyla ilgili istediği savunmaya ise daha ağır bir yanıt gelir; "Adı geçenin Çandarlı şubesinden alınması ile buradaki ücretsiz bekçinizi mi kaybettiniz de birçok personelin motivasyonunu yok ediyorsunuz..."

Kazdığı kuyuya düştü Yapılan incelemeler sonucunda Başmüfettiş Bağ, İzmir PTT Başmüdürü Hasan Timur'un TCK'nın çeşitli maddeleri uyarınca cezalandırılmasını talep eder. Hasan Timur ve adı geçen yöneticiler hakkında "resmi belge ve kayıtları yok etmek, görevi kötüye kullanmak ve taşıt yasasına aykırı davranmak" suçlamalarıyla soruşturma açılır. İzmir 5. Asliye Ceza Mahkemesi'ndeki dava halen devam ediyor. 12-13 Nisan 2002 tarihli bir müdürler toplantısında "Şerefsiz müfettişleri İzmir'den sürdürdüm, bir daha İzmir'e giremezler. Şerefsiz savcı da hakkımda dava açmış" şeklinde yaptığı konuşma Başmüdür Timur'un ipinin çekilmesine neden olur. Toplantıya katılan birçok müdür Timur'un bu sözleri kullandığını belirtirler. Müfettişler, alenen yapılan bir toplantıda meslektaşlarına "şerefsizler" diye hakaret eden Timur'un "görev yerinde hoş olmayan bir durumun önlenmesi" amacıyla başka bir ile gönderilmesini talep ederler. Görev yaptığı süre boyunca pek çok Haber-Sen üyesi kamu emekçisini sürgüne gönderen başmüdür, bu kez kendisi sürgün yollarını arşınlamaya başlamıştır.

Evrensel'i Takip Et