24 Ağustos 1999 21:00

Yine göründü göç yolları

Yedi yıl öncesine kadar silahların hiç susmadığı Batman'da; yedi gün öncesine kadar ise depremin en acı hissedildiği yerde, İzmit'te yaşıyordu Yalçın ailesi. Şimdiyse yetmiş bin kişiyle birlikte İzmit tepelerinden birinde, Çamlıköy'deler.

Paylaş
Yine göründü göç yolları
Rojda İldan
Depremin ardından Çamlıköy'de kurulan ve TÜPRAŞ çevresinde yaşayanların getirildiği çadırkentte rastlıyoruz Yalçın ailesine. Çocukların resmini çekmek istiyoruz, ama anne izin vermiyor: 'Olmaz' diyor. Pek Türkçe konuşamıyor. Konuşmak gerekince de, "Ben bilmem git erkekle konuş" diyor. Bir komşunun kamyonunun arkasında buluyoruz evin erkeğini. Hoş geldin diyor. Hal hatır soruyor. Sonra başlıyor. O, bugünden başlıyor anlatmaya, ama biz ilk günden başlıyoruz aktarmaya.
Sekiz yıl önce göç yollarında
Aile reisi Abdurrahman Yalçın, Batman doğumlu. "Ne yapacaksın, kadındır o" diyerek ısrarla ismini vermek istemediği karısı da. On beş yıl önce evlenen çiftin bereket ve gelecek olarak gördükleri beş çocukları var. Evlendiklerinde her şey biraz daha normalmiş onlar için. Ama son sekiz sene içinde çok şey değişmiş. Silah sesleri daha çok duyulmaya başlanır olmuş. Mayınlar daha çok çocuğun kolunu, bacağını almaya başlamış. Ve Abdurrahman Yalçın bir gün karısına, "Yarın yatakları döşekleri topla buradan gidiyoruz" demiş. Karısı o gece yatmamış. Yatakları, döşekleri, bir-iki parça kabı kacağı hazırlamış. Sabahın şafağında çocuklarını giydirmiş. Baba eşyaları, anne çocukları sırtlamış, düşmüşler göç yollarına.
İzmit'te işsizlik
Uzun bir yolculuk yaşamışlar... Aç da kalmışlar, aramalardan da geçmişler, parasız da kalmışlar. Sonunda İzmit'e çıkarmış onları göç yolları. Eskisinden kötü değilmiş durumları, ama yine de zor olmuş yaşamak onlar için bu yeni memlekette. Tanıdıklarının da yardımıyla kendilerine kalacak bir yer ayarlamışlar. 'Biter' korkusuyla gıdım gıdım harcadıkları para ev tuttuktan sonra tamamen bitmiş. Baba Abdurrahman Yalçın iş aramış ama tek bulabildiği inşaatlarda amelelik olmuş. Bir iki yıl iyi yaşamışlar, inşaat bol, iş bol... Sonra işsiz günler başlamış. Haftada bir gün iki gün iş ya bulunmuş ya bulunamamış. Yeni üyeler de eklenmiş aileye. Büyük çocuklar da çalışmaya başlamış, ama yetmemiş yedi kişiye.
Açlık her yerde
İzmit günleri böyle sürüp gitmiş, ta ki geçen haftaya kadar. Depremin ardından yedi kişilik bir aile için pek de 'ev' denilemeyecek bir oda bir salon mekânlarından çıkmışlar. Ve yeniden dağlara 'konmuşlar'.
Çadırları yok. Kendileri gibi Batmanlı olan bir komşularının kamyonlarının arkasında yatıp kalkıyorlar, 18 kişi. Baba Abdurrahman Yalçın uzaklara gide gele anlatıyor: "Batman'da silah vardı, tank vardı, korku vardı, ölüm vardı; geldik İzmit'e. İzmit'te hor görülme vardı. Aşağılama vardı. Toprak yoktu, iş yoktu. Burada dostlar yok, bizim gibilerin hepsi öldü, evleri yıkıldı" diyor ve ekliyor hayatındaki tek 'eksilmez'i: "15 yıldır o kadar yeri dolaştık, gittik geldik, hepsinde aç kaldık. Hepsinde sefil olduk."
Yeniden yollara
Salgın, açlık, sefalet, 'yağmur yağarsa sığınacak çatı yok' korkusunu taşımıyor Yalçın ailesi. Bunların hepsi bolca oldu yaşamlarında çünkü. Küçük çocuklar oynuyor, büyük çocuklar düzensizce gelen yardımların yolunu gözlüyor, anne çamaşır bulaşık yıkıyor, baba onlara göz kulak oluyor.
Böylece sürdürüp gidiyorlar Çamlıköy'deki yaşantılarını. Şimdilik mutlular, çünkü yaşıyorlar. Yarın ne mi yaparlar? Abdurrahman Yalçın diyor ki: "Şu günler geçsin hele bir de, düşeriz yine yollara. Nasılsa malımız, mülkümüz bir şeyimiz yok." Onlar, sekiz yıl öncekinden daha farklı olarak, bu sefer sekiz kişi olarak göç yollarına düşecekler yine. Göç yolları onlarla beraber umudu, tok günlerin hayalini bir kez daha taşıyacak yeni diyara.
ÖNCEKİ HABER

EMEP ikinci çadırkenti kuruyor

SONRAKİ HABER

Rus milletvekilinden Türkiye'ye

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...