15 Nisan 2015 12:47

Kabataş Yalanı Kadar Çirkinsin Işılak!

Sanmayın ki bizim payımıza düşen yalnızca çocuk doğurmak, yemek yapmak, kocalarımızın arkasını toplamak! Sanmayın ki bizim payımıza düşen bir erkeğin kölesi olmak, dizimizi kırıp evimizde oturmak

Paylaş

Seçil Erucu
Amed

"Kadının tabiatı bağlanmaktır, ait olmaktır. Erkeğin ki öyle değildir, erkek kadına ait olmaz, sahip olur. Ben sahip olurum, sen ait olursun aradaki fark bu." Bu sözler, AKP İstanbul 3. bölge milletvekili adayı Uğur Işılak'a ait. Kadını eve hapseden, özel yaşamını kısıtlamaya çalışan yani kadının ancak ve ancak 'köle' olabileceğinin vurgusunu yapan Işılak, bunları söylerken çanakçılığını yaptığı hükümetin 'fıtrat' kavramına başvuruyor. Bu eşitsizliğe başkaldıran kadınları da açık bir şekilde hedef gösteriyor.
Kadına yönelik kör ve paslı yaklaşımın kökeninde AKP yaptırımları ve zihniyetinin payı yadsınamaz. Yine bu zihniyet, kadınların kendi kararlarını alan bireyler olabileceğinin tam karşısında bir tutum sergilemekte. Kadınları çalışma hayatından uzaklaştırıp eve hapseden, kendilerine gönderilmiş bir 'emanet' olarak nitelendiren dayatmalar elbette yalnızca Işılak örneğiyle sınırlı değil. Kadınların kahkahasından giyimine, kaç çocuk yapacağından nasıl yürüyeceğine karar verenler diğer yandan da Kabataş'ı diline dolayıp kadına yönelik şiddetle en ön safta mücadele ediyormuş gibi görünüyorlar. Aslında bu açıklamalar sermaye hükümeti ve onun yandaşlarının kadına nasıl baktığının net bir yansıması.

KADINLAR ÇALIŞMASIN DEMENİN HÜKÜMETÇESİ

Kadın ve erkeğin fizyolojik ayrımlarından yola çıkarak eşit olamayacağı vurgusunu yapanlar, esnek çalışma koşulları altında kadınları iş hayatında da büyük bir eşitsizliğe sürüklüyor. Gelenek görenek, din perdesinin arkasında gizlenen namus ve töre cinayetlerine yapılan 'tahrik' indirimleri de cabası...
Kadına yönelik şiddetin abartıldığını iddia eden Tayyip Erdoğan son 7 yılda kadına şiddetin %1400 arttığından elbette bihaber değil. Fakat üç maymunu oynamakta kendisinin üstüne yok. Konu mankenliğini 'fıtrat' bilen Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı'nın Özgecan'ın katillerini lanetlemekle yetinmesi; hadım, idam gibi son derece gerici çözüm önerileri, sözüm ona akademisyenlerden gelen üstün zeka ürünü pembe otobüs uygulaması önerisi aslında hükümetin ve yandaşlarının kadına dair hiçbir kalıcı politika üretemeyeceğinin somut bir örneği. Bir de son günlerde Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kadın avukatların duyarlı kapıdan sinyal vermeden geçmesi için gerekirse uygun iç çamaşırı giyeceklerine ilişkin bir açıklaması var ki değinmeden edemeyeceğim. Bu da sanırım, "kadınlar çalışmasa da olur" demenin hükümetçesi.

SANMAYIN Kİ...

Bu örnekler ne yazık ki çoğaltılabilir fakat tablo bu ve bu tablonun ressamları kadın cinayetlerine, kadına yönelik taciz ve şiddete gereken önlemleri almak yerine işçi, işsiz, öğrenci her kadını sosyal hayattan, iş hayatından nasıl koparacaklarının derdinde. "Tecavüzcü, kürtaj yaptıran tecavüz kurbanından daha masum." diyerek kürtajı yasaklayanlar tecavüzü meşrulaştırıyor. Toplum içinde kahkaha atan kadına iffetsiz diyenler, kadın cinayetlerinin zanlılarını masumlaştırmak için suçlarına kendilerince kılıf uydurup kadın cinayetlerinin önünü açıyor. Özgecan'ın katili Suphi Altındöken'in sahip olma hırsıyla, milletvekili adayı Uğur Işılak'ın sahip olma mantalitesi aynı çizgide değil mi? Kadınların yalnızca erkeklerin kölesi olabileceğini savunan zihniyetin mecliste olması oradan çıkan kararların ne denli sağlıksız ve korkunç olacağının kanıtı değil mi? Tüm bunları söyleyen insanlardan hangi sorunu, hangi açıdan ele alıp çözüm önerisi getirmesini bekleyebiliriz?
Sanmayın ki bizim payımıza düşen yalnızca çocuk doğurmak, yemek yapmak, kocalarımızın arkasını toplamak! Sanmayın ki bizim payımıza düşen bir erkeğin kölesi olmak, dizimizi kırıp evimizde oturmak. "Her feministin gönlünde bir erkeğe, kocaya meftun olmak, onun kölesi olmak, onun bireyi olmak, ona ait olmak gibi bir hissiyat yoksa gelsin karşıma çıksın." diyen Işılak! İşte buradayız, hem de elimizin hamuruyla tam karşındayız. Bizim fıtratımız isyandır! Bizim fıtratımız mücadeledir, mücadele!

ÖNCEKİ HABER

Klor tankındaki sızıntıdan 12 kişi hastanelik oldu

SONRAKİ HABER

Bitlis'te AKP'li seçmenin liste tepkisi sokağa yansıdı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...