14 Nisan 2015 03:34

Büyük zenginlik daha büyük yoksulluk

Alınlarında, 'yıkmak ve yeniden yaratmakla' görevli Tanrı Şiva’nın üçüncü gözünü taşıyan Hindistanlılar, dünyanın üçüncü büyük ekonomisinde dünyanın en geniş yoksul kitlesi olmanın yıkımını yaşıyorlar. (FOTOĞRAFLAR: Elif Görgü)

Paylaş

DOSYA: Dünya gözüyle Hindistan

HAZIRLAYAN: Elif GÖRGÜ

SUNU

Efsane bu ya, Hinduizmin en yüce tanrılarından, “yıkmak ve yeniden yaratmakla” görevli Tanrı Şiva’nın eşi Tanrıça Parvati, oyun oynarken şakacıktan Şiva’nın gözlerini kapatıverir, Şiva karanlıkta kalır. Karanlıktan kurtulmak isteyen Şiva iki gözünün arasından üçüncü bir göz açar, hem kendisini hem dünyayı aydınlığa kavuşturur. Dünyanın en kalabalık nüfuslarından Hindistan’ı yabancı gözlerle ilk defa görenlerin en çok dikkatini çeken ve halkın önemli bir kısmının alnında blunan çizgi de işte Şiva’nın bu üçüncü gözünü temsil ediyor. Bu arada dünya “üçüncü gözü açma” işlemine yabancı değil. Hindistan halkının niyetlerinden bağımsız, kapitalizmin niyetiyle doğrudan bağlantılı olarak bu işlemini de içeren, örneğin yoga, 100 milyar dolarlık endüstrisiyle bilgelikten çok, para kazandırıyor. Kapitalizmin bir ülkeyi hem dünyanın en büyük üçüncü ekonomisine hem de aynı dünyanın yoksulların yüzde 33’nün ana vatanına nasıl dönüştürdüğünü görebilmek için ise üçüncü göze ihtiyaç yok kanımızca. Bu dosyanın niyeti bir hafta boyunca iki gözümüzle tanık olduğumuz mütevazı Hindistan deneyimini aktarmak; bir yanda dini ve milliyetçi baskı diğer yanda büyük zenginliğin içinde giderek keskinleşen yoksulluğuyla Hindistan halkının, üçüncü gözünü açarak ülkeyi yıkıp yeniden yaratmaya gideceği yoldaki son duraklarda yaşananların bir özetini verebilmek olacak...


"Dünyanın en büyük demokrasisi” Hindistan’a, ancak Hindistan’da gazetecilik yapmayacağıma dair konsolosluğun verdiği belgeyi imzalayarak girebiliyorum. Demokrasinin ne kadar ‘ileri’ gidebileceğine dair deneyim memleketimizde mevcut olduğundan şaşırmıyorum. Hindistan’ın ileri demokrasisini her köşe başında bilet ve pasaport kontrol eden askerler ve polislerden dahi anlamak mümkün.

1.2 milyar nüfuslu bu ülke için kullanılan uluslararası nitelendirmeler çok çeşitli.  “Dünyanın üçüncü büyük ekonomisi” bunlardan biri. Diğerleri ise biraz farklı, örneğin, “Dünya yoksullarının yüzde 33’ünün yaşadığı ülke (Reuters, Nisan 2013)” ya da “En çok yoksulun yaşadığı ülke (Time Dergisi, Temmuz 2014)” gibi...

Ve bu en zenginlik listesinden en yoksulluk listesine geçişe tanık olmak için ülkeyi baştan sona katetmenize de gerek yok. Oldukça konforlu ve büyük Mumbia Uluslararası Havaalanından, iç uçuşların yapıldığı harabe ulusal havaalanına giderken bindiğiniz otobüsün kirli camından bakmanız; duvarlar ve dikenli tellerin arkasında kalan binlerce teneke evi izlemeniz yeterli. Hindistan’ın dünya listelerine giren zenginliğinin nasıl bir yoksulluk üzerinden üretildiğini anlamak için bu on, on beş dakikalık yolculuk yeterli.

Benim yolculuğumun son durağı ise Hindistan’ın dördüncü büyük şehri, bir güney eyaleti olan Telangana’nın başkenti Haydarabad oluyor.

Mumbai kadar olmasa da benzer bir manzara Haydarabad Havaalanından kent merkezine giderken de mevcut. Havaalanı etrafındaki yemyeşil peyzajla çevrili pek modern otoyollar, kent merkezine yaklaşıldığında yerini yoksul ve çarpık bir kentleşmeye, toz bulutu içinde kaybolmuş ve adına yol denemeyecek bir asfalt yığınına, İstanbul’daki halk otobüslerine rahmet okutacak hurdalıktaki otobüslere, “rikşa” denilen üç tekerli “yoksul taksilerine” ve kentin asıl ulaşım aracı olan küçük motosikletlere bırakıyor.

Gecekondu mahallelerini ise ayırmak mümkün değil, çünkü kentin sosyal ve mimari yapısı
-tarihi binaları dışında- bir gecekondu mahallesiyle dev bir kasaba arasında gidip geliyor. Yukarılarda bir yerde havanın temiz olduğu kesin ama kötü yollar ve trafikten kaynaklı toz bulutları ortalama bir insan boyu yükselik boyunca nefes almayı zorlaştırıyor. İnsanların yüzlerinin peçeyle örtülmesinin, kent nüfusunda önemli oranda Müslüman olmasıyla ilgisi sınırlı, asıl neden kirlilikten korunmak.

SİLAHLI KÖYLÜ DİRENİŞİ

Telangana eyaleti halkı Telagu dili konuşuyor ve ana dillerinde anlatmayı en çok sevdikleri hikaye ise yakın tarihin büyük köylü direnişi, yani Telangana Silahlı Köylü İsyanı.

Tarihçi Galeano’nun  dediği gibi önce “Britanyalılar Hintlilerin açlığını yiyerek” büyür. Bağımsızlık bir kere kazanıldıktan sonra Hintlileri yeme sırası feodal beylere gelir. 1947’de Haydarabad merkezli ve komünistlerin öncülüğünde silahlı bir köylü ayaklanması yaşanır. Eyaleti “nizam” denilen Müslüman liderler yönetmektedir, binlerce köylü nizamı bozar.

Konu hakkında yazanlar patlayanın silahlardan önce aslında artık tarım işçilerine (ya da kölelerine) dönüşmüş köylülerin otuz kırk yıl kadar biriktirdiği öfke olduğuna dikkat çekiyor.

İkinci Dünya Savaşı’nın sonuna denk gelen dönemde, Hindistan Komünist Partisinin de (CPI) liderliğinde 5 bin köylü silahlanır. 3 bin köy ve 15 bin dönüm arazi toprak ağalarından “özgürleştirilerek” köylülere dağıtılır. Ancak bu arada 4 bin köylü de toprak ağalarının silahlı birlikleri tarafından katledilir. Silahlı mücadele 1951’e kadar sürer ve 1952 seçimlerinde o zamanlar Haydarabad’ın ve Telangana’nın bağlı olduğu Andhra Pradeş eyaletinde Komünist Parti iktidarı alır.
Bugüne kadar çok defa bölünmeler ve ayrılmalar yaşayan ve aslen Maoist çizgide olan CPI, elindeki son eyalet olan Kerela’daki seçimleri geçen yıl kaybetmiş, eyalet yönetimini sağcılar almış.

KOLEKTİF UMUTTAN BİREYSEL UMUTSUZLUĞA

1990’lardan itibaren Hindistan’ı da keşfeden neoliberalizm, toprağı köylülerin elinden almak konusunda toprak ağalarından daha yaratıcı yöntemler bulur. Bugün Hindistan ekonomisinin önemli ayaklarından biri hâlâ tarım, ancak köylü hareketi daha örgütsüz ve bölünmüş durumda. 60 yıl önce kolektif mücadeleyle haklarını kazanan köylüler bugün bireysel kurtuluşlarını(!) birer birer intihar ederek gerçekleştiriyor. Köylü intiharları istisna değil, sosyal birer istatistik olmuş durumda. Telangana’da son 5 yıldır her yıl ortalama 1000 köylü/çiftçi -çoğu banka kredilerini ödeyemedikleri için- intihar ederek yaşamını yitirmiş.
Sendikalar da bölünmüşlükten paylarını alıyor. Çalışanların yüzde 6-7’sinin sendikalarda örgütlü olduğu ülkede siyasi akımlar kendi sendikalarını kuruyor. Kimisi daha birleşik, kimi daha küçük, ancak en büyük sendika sağcı ve dinci akımlar tarafından yönetiliyor.

21’inci yüzyılın ortak bölenlerinin en büyükleri olan etnik ve dini bölünmelerini kışkırtarak iktidara gelen “Hindu sağı” ya da Bharatiya Janata Party (BJP-Hindistan Halk Partisi) ekonomik hayatta neoliberalizmi, sosyal hayatta kast sistemini ve siyaseten de milliyetçiliği ve dinselleşmeyi dayatıyor.

İlerici akımların henüz bölünmeleri aşamamış göründüğü ülkede, toplumsal öfkenin eskisinden daha hızla birikiyor.


RAKAMLARLA HİNDİSTAN

*Hindistan 28 eyaletten oluşan bir federal cumhuriyet. Nüfusu yaklaşık 1.2 milyar.
*Hindistan halkının 487 milyonu ücretli çalışan, işçi statüsünde. Çin’den sonra en fazla işçi Hindistan’da bulunuyor.
*Çalışanların yüzde 93-94’ü örgütlü değil.
*Nüfusun 450 milyonu yoksulluk sınıfının altında yaşıyor.
*Dünya yoksullarının yüzde 33’ü Hindistan’da yaşıyor.
*Hindistan’da 2013 verilerine göre yaklaşık 65 milyon kişi gecekondu mahallelerinde yaşıyor.
*Sadece Mumbai kentinin yüzde 55’i gecekondularda yaşıyor.
*Mumbai’de en az 1 milyon kişi   sokaklarda, kaldırımlarda yaşıyor. Bu nüfusun çoğu bir geçim kapısına sahip olduğu halde konut imkanı olamayanlar.
*Forbes dergisi Dünyanın En Zenginleri 2015 listesinde 90 Hintli zengin bulunuyor, bunların 28’i bu yıl listeye girenler...


Bu üç tekerlekli ucuz taksilerin hem ulaşımdaki hem kirllikteki payı büyük.

Haydarabad bir kentten çok dev bir kasabayı andırıyor.

Hava kirliliğinden korunmak için yüzlerini örtenlerin çokluğu dikkat çekiyor. 

YARIN: ‘Tek tip Hindu yaratılmak isteniyor’

ÖNCEKİ HABER

Güvenceli yaşam ve işçi sağlığı

SONRAKİ HABER

İçişleri Bakanlığı: Tulumun kenarından tutmak suretiyle yardım ettiler!

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...