14 Nisan 2015 05:09

Hakan KARAKOCA

Fenerbahçe kafilesine yapılan saldırının ardından pazar gecesi, Cumhurbaşkanı kaptanları “kabul etti” ve onlarla yaşanan süreçleri konuştu. Hatta Emre Belözoğlu’nun beyanıyla söylemek gerekirse onlara “telkinde bulundu.” Hafta başında bu buluşma basına futbolcuların, “Futboldan gelen biri olarak bizi en iyi siz anlarsınız” diyerek Cumhurbaşkanından grev hakkı isteyeceği şekliyle duyurulmuştu.
Genel çerçeve futbolda sendikalaşmayla alakalı meselelerin ön plana çıkarılacağı ve futbolcuların hakları üzerinden bir görüşme olacağıydı. Bu sendika ile ilgili grevdir, haktır, hukuktur ne varsa futbolcular bunu Cumhurbaşkanından istenebilecek bir şey olarak görmüşler ki böyle bir toplantıya şahit olduk.

İKİ AKTİF SENDİKA VAR
Sendikalaşma sesleri ve girişimleri Türkiye futbolunda yeni girişimler değil. Spor Emek Sen ve Futbol-Sen olarak halihazırda iki girişim var. Özellikle Futbol-Sen alt liglerde futbolculara uygulanan yaş sınırı ile ilgili uzun süre çabalamış ve kamuoyuna sesini duyurmaya çalışmıştı. Duyulan o seslere kulak tıkanmasaydı ve o sendika sahiplenilseydi muhtemelen son dönemlerde futbolcuların ve ülke futbolunun yaşadığı sıkıntılar daha az olacaktı.
Son olarak Karadolap Spor Kulübü Emek-Sen ile anlaşarak sendikalaştı. Karadolap’ı futbolu takip edenler Berkin Elvan’ın mezar ziyareti haberleri ve Eyüp Belediyesinden yardım alamayan tek kulüp olarak hatırlayacaklardır. Metin Kurt’un öncülüğünde kurulan bu sendika da Futbol-Sen gibi üye olmak isteyen Süper Lig kaptanlarına açık.
Pazar gecesi Cumhurbaşkanının “huzuruna çıkan” futbolcuların muhtemelen bu iki sendikadan pek bir haberi yok ya da “Aman abi başımız yanmasın, biz futbolumuza bakalım” diye zamanında uzak durdular. Şimdi bu ekip ve takımlarındaki ‘kankaları’, cumhurbaşkanından çıkacak sendika izni, grev hakkı gibi lütufları bekliyor. Grev hakkı istedikleri kişinin Yeni Türkiye’sinde bir kaç ay önce Birleşik Metal-İş’in grevi yasaklanmıştı. Futbolcular bunu da bilmiyorlar, bunu da duymadılar. Yine Lastik-İş, Kristal-İş ve Maden-İş’in grevleri de “Milli güvenliği bozucu nitelikte” olduğu için ertelenmişti.
Futbolcular “Başkalarının üzerinden maruz kaldıkları olaylar nedeniyle grev hakkı istiyoruz” demek istemişler. Başkaları dedikleri kişilerin açık hali sanırım “Başkanlar birbirlerine laf yetiştiriyor, olan bize oluyor!” Bu 18 kaptanın bir çoğu amiyane tabirle “sahibinin sesi” olarak adlandırılıyor. Başkanlarından başka bir şey düşündüklerine ben pek denk gelmedim. “Sendika gelsin, futbolcular kendilerini güvende hissederse o da olur” demek bu futbolcular hakkında hiç bir bilgiye sahip olmayacak bir “yabancının” sözleri olabilir. Biz ne yazık ki bu kirli futbol düzeninin yabancıları değil şahitleriyiz. Biraz düşünme yetisini kullanmak isteyen herkes de rakibine boğaz kesme hareketi yapan, rakip teknik direktöre söven, tribünlere el kol hareketi yapan adamların başkanlarından çok da farklı olmadığını görür. Bu düzene hep birlikte odun taşıdılar. Hiç birini, bir diğerinden ayırmaya kıyamıyor insan.

AVRUPA’DAKİ ÖRNEKLER TÜRKİYE’DE OLABİLİR Mİ?
Bu ara İspanya La Liga ile ilgili anlatılan, 4. ligde maaşını alamayan futbolcular için Messi ve Ronaldo maçlara çıkmadı haberi tekrarlanıyor. Ülkedeki yaş sınırıyla ilgili kaç futbolcudan bir şeyler duydunuz? O sayıyı düşünün, alt liglerde maaşını alamayan futbolcular için maça çıkmayacak Süper lig futbolcusu sayısına ulaşacaksınız. Ya da bir örnek üzerinden gidelim. 2. Lig Kırmızı Grupta futbolcular maaşlarını alamıyor ve iyi niyetli sendikalaşmış futbolcular maçlara çıkmama kararı alıyor. -Tabi grev hakkını daha önceden Cumhurbaşkanından alabildiklerini varsayarak veriyorum bu örneği.- Sonrasında olacaklar ise muhtemelen şöyle olacak; yandaş basın “Ülkeyi kaosa sürükleme planında Paralel futbolcular başı çekiyor” diye manşet atacak. Paçavra gazetelerde “Alevi futbolcular” diye ara başlıklar olacak. Bir kaç milletvekili sosyal medyadan futbolculara ayar verecek, sosyal medyadaki maaşlı elemanlar ne yazacaklarına karar veremedikleri için “reislerini” bekleyecek, entelektüel diye piyasaya sunulan yandaş köşe yazarları “futbol-afyon” bağlantısı kuracak. Ve en sonunda da “Milli güvenliği bozucu nitelikte” olduğu için futbolcuların grevi ertelenecek.  
“Bunların hiç biri olmaz” diyebilenimiz var mı? Bu nedenlerle bu sendika ve grev işinden umutlanan varsa bir an önce vazgeçsin. Grev düşmanından grev hakkı istemek bu futbolculara nasip oldu, bu olay da tarihe böyle geçti. Hepsi bu...  Son olarak bu toplantıların belli aralıklarla tekrarlanacağı söyleniyor. Muhtarların sayısının fazla olması ve Süper Lig’deki kaptan sayısının 18’le sınırlı kalmasını sarayda tasarruf politikası olarak değerlendirmek gerek. Hem böylesi daha medyatik olur, muhtarların reytingi düşük!

Evrensel'i Takip Et