Mahkeme 'üç renkli forma'yı yeniden inceleyecek
Erciş'te üzerinde Federe Kürdistan bayrağı ile sarı, yeşil ve kırmızı renkler olan formayı giyen Sedat Matur ile tişörtleri satan Yüksel Deryal hakkında "örgüt propagandası yapmak" iddiasıyla açılan davanın duruşmasında mahkeme heyeti, dosyayı yeniden inceleme kararı alarak, duruşmayı 17 Mart'a erteledi.

Van'ın Erciş ilçesinde üzerinde Federal Kürdistan Bölgesi'nin bayrağı olan formayı giydiği için "örgüt propagandası" yapmakla suçlanan Sedat Matur ile tişörtü satan Yüksel Deryal hakkında açılan davanın duruşması Erciş Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmaya DTK Erciş temsilcileri de katıldı.
Duruşmada savunmasını yapan Sedat Matur, giydiği tişörtün herkes tarafından giyildiğini ve hoşuna gittiği için kendinin de aynı tişörtü alarak giydiğini belirterek, "Bunun suç sayıldığını ve suç olabileceğini düşünmemiştim" dedi. Tişörtleri satan Yüksel Deryal ise "Bu tişörtler her yerde satılıyor. Ben de İstanbul'dan alarak mağazamda sattım. Bu renklerin ve tişörtün suç sayılabileceğini düşünmemiştim" dedi.
Müdafi avukat Esra Akgün ise, PKK bayrağı ile Kürdistan bayrağının olduğu fotoğrafları mahkeme heyetine göstererek, ikisinin arasındaki farkı heyete anlatarak Kürdistan bayrağının "örgüt propagandası" olarak değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğunu dile getirdi. Tişörtün üzerindeki bayrağın PKK bayrağı olmadığını ifade eden Akgün, tişörtün üzerinde Kürdistan bayrağı ile sarı, yeşil, kırmızı renkler olduğunu dile getirdi. Akgün, Federe Kürdistan Bölgesinin tam bağımsız olmayan bir devlet konumunda olduğunu da belirterek, bu devletle Türkiye arasında çeşitli görüşmelerin olduğuna dikkat çekti. Akgün, savunmasının devamında, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Federe Kürdistan Bölgesi yetkililerinin Kürdistan bayrağı altında çekilen fotoğraflarını da heyete sundu.
RENKLER İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ
PKK'nin Kürt halkının haklarını aramak için harekete geçen bir hareket olduğunu ifade eden Akgün, bu nedenden dolayı renklerini ve logosunu Kürtlerin sevdiği renklerden aldığını söyledi. Kürtlerin sevdiği renkleri taşınmasının düşünce özgürlüğü kapsamına girdiğini kaydeden Akgün, "Kürt gençlerine baktığınızda, çakmaklarında, tespihlerinde, kolyelerinde sarı, yeşil, kırmızı renkler mevcut. Bu insanları bu renkleri taşıdığı için suçlu muamelesine tabi tutulması, hukuk devleti ve çözüm süreci yolunda olan Türkiye'ye gölge düşürür. Savcılığın dosya ile ilgili gerekli araştırmaları yapmadan böyle bir karar vermesi hukuki değildir" dedi.
Akgün'ün savunmasının ardından mahkeme heyeti, dosyanın yeniden incelenmesi için duruşmayı 17 Mart'a erteledi.
'BU HAKSIZLIK'
Duruşmanın ardından DİHA'ya konuşan Sedat Matur, "Bu ülkede kendi sevdiğimiz renkleri giyemeyecek miyiz? Aldığımız her tişört için izin mi almamız gerekiyor? Bu tişörtü herkes giyiyordu. Tişört sevdiğim renkler taşıdığı için ben de giydim. Daha sonra güvenlik güçlerinin göz altısına maruz kaldım. Aslında ben savcılık ifadesinde takipsizlik ile sonuçlanacağına inanıyordum. Fakat durumun bu noktaya geleceğini tahmin etmemiştim" dedi.
'ANLAM VEREMİYORUM'
Tişörtleri satan Yüksel Deryal ise, yaşanan duruma halen anlam veremediğini ifade ederek, "Bu tişörtler Kürtlerin sevdiği renklerdir. Müşterilimizin yoğun talebi üzerinde biz de bu renkleri taşıyan tişörtleri getirip sattık. Maruz kaldığımız bu uygulama açık söylemek gerekirse başta Kürtler olmak üzere herkese yapılan bir haksızlıktır. Daha renklerimizi ne kadar yasaklayacaklar. Renklerimizi yasaklayarak hangi yüzle kardeşlikten söz ediyorlar" ifadelerini kullandı. (Van/DİHA)
Evrensel'i Takip Et