26 Aralık 2014 09:08

Sermaye için tehlikeli olan

Dünyayı anlamanın ve onu değiştirmenin bilimsel görüşüyle donanmış işçi tepesinde dönen sömürü çarkının farkındadır, kendi gücünün farkına varmıştır, üretim sürecinde durduğu noktanın önemini kavramıştır. Bu yüzden en büyük tehlikeyi arzeder

Paylaş

Ömer Batın GÜL
Tuzla
İstanbul

Tarih boyunca egemenler sömürülen ve yoksullaştırılan kitlelerin her türlü düşünce kaynaklarını kesmiş, onları aydınlanmanın her aracından muaf tutmuş, propaganda yaptıkları en güdük bilgilerle de kendi dünya görüşlerini sömürülen ve yoksullaştırılanların kafalarına kazımak için uğraşmışlardır. Yaşadığımız çağda da devlet aygıtını elinde bulunduran mülk sahibi azınlık başta işçi sınıfı olmak üzere bütün sömürülen ve giderek sefalete itilen milyarlarca insana karşı aynı yolu benimsemektedir.

Binlerce televizyon kanalı, dizi, kitap, belgesel ve film zengin azınlığın tekelinde; her gün, her saat, her saniye bu devasa propaganda aygıtı ya yalan yanlış bilgilerle kafalarımızı doldurmakta ya da mülk sahibi azınlığın dünya görüşünü biz yoksulların kafalarına kazımak için uğraşmaktadır.

HENÜZ DEĞİL

Karşımızda duran bu dev aygıta ve en az bunun kadar kapsamlı, görevi işçi sınıfını ve emekçileri her türlü bölme, onların saflarında kafa karışıklığı yaratma ya da kendi dünya görüşlerini onlara benimsetme amacıyla çalışan devasa mekanizmalara rağmen, günlük hayatın doğallığı içerisinde yaşadığı çelişkileri farkeden ve bir şeylerin normal gitmediğini anlayan bilinçler de yeşermektedir. İşte bu bilinçlerin sahipleri bizim mülk sahibi azınlığımız için artık yavaş yavaş tehlike arz etmeye başlamıştır.

Henüz o bilinçler bu haksızlıklar ve çelişkiler düzenini titreten bir konuma ulaşmamıştır. Bundan 150 yıl önce iki filozof tüm bu çelişkilerin kaynağını ve bu çelişkilere son verebilecek yegane gücü ortaya attılar. O güç hergün ve hergün tüm dünyada maddi hayatın devamını sağlayan işçi sınıfından başkası değildi.

Çünkü bu düzen işçi sınıfının emeğini sömürmek üzerine kurulmuş ve bu düzenle uzlaşamayacak tek sınıf olarak o var olmuştu.Çünkü sadece işçi sınıfının sayısı her geçen gün artmakta. Bundan 100 yıl önce 300 milyon olan o sınıf bugün 3.5 milyar kişi olmakta ve giderek artmaktadır.

ÖNCE RIZA SONRA SOPA

İşte tam da bu yüzden zengin mülk sahibi azınlık milyarlarca dolarını o sınıfın bilinçlenmemesi için propaganda araçlarına harcamakta, bütün yasalarını ve bütün kurumlarını o sınıfın birliğini zayıflatmak için kullanmakta. İlk ikisini de başaramazsa bütün baskı ve yok etme aygıtını; polisini, askerini bu sınıfın üzerine salmaktadır. İşte bu yüzden o sınıf işçi sınıfıdır ve onlar için en tehlikeli insan kendi sınıfının bilimsel görüşü olan Marksizmle donanmış ve onu bir rehber olarak kullanan işçidir!

Dünyayı anlamanın ve onu değiştirmenin bilimsel görüşüyle donanmış işçi tepesinde dönen sömürü çarkının farkındadır, kendi gücünün farkına varmıştır, üretim sürecinde durduğu noktanın önemini kavramıştır. Bu yüzden en büyük tehlikeyi arzeder.

DÜNYA NİMETLERİNDEN ORTAK FAYDALANACAĞIMIZ GÜN

Şimdi gelelim günümüzün Türkiye’sine...
Son 20 yıldır baskı altına alınıp sönümlenen işçi hareketi ve genel olarak toplumsal muhalefet giderek yükselmeye başlamıştır. Son 3 yılda işçi hareketi ve özellikle genç işçiler sedikalaşma, ücret arttırılması, insanca yaşanacak çalışma koşulları gibi taleplerle 20 yıldır görülmeyen grevlere, kitle gösterilerine, çeşitli eylemlere imza atmıştır.

Sizce tam bu dönemde zengin mülk sahibi azınlığımızın ekranlarda ‘iç güvenlik’ ya da ’kamu güvenliği’ diye haykırması tesadüf müdür? Yoksa binlerce yıldır uyguladıkları kafa karıştırma, yanlışlara yöneltme, çarpıtma ya da yasal baskı altına alma yavaş yavaş işçi hareketini ve toplumsal muhalefeti etkisiz kılmaya yetmemeye mi başlamıştır? Türkiye’de artık mülk sahibi azınlığın propagandaları ve ideolojik bulanıklık yaratma çabaları işçi sınıfı ve halk nezdinde eskisi kadar tesir etmemekte, foyalarını kapatmak için eski yöntemin yetmediği görülmektedir. Onlar için fokurdayan bir hareket var ve artık mesele o hareketi gerek yasalarla gerek zor aygıtı olan polisi ve özel güvenlikleri devreye sokarak bastırmaktır. Bu da ‘kamu düzeni’, ‘halkın korunması’ maskesi altında aslında bugün engelleyemediği en tehlikeli insanları ve en tehlikeli sınıfı zapturapt altına almak amacıyla yapılmaktadır.

Sözün özü işçi hareketinin en önünde yürüyen genç işçileri Marksizmle tanıştırmak, egemenler için en ‘tehlikeli’ şeydir. İşçi sınıfı zihinsel silahı olan Marksizmle kuşandığında mülk sahibi azınlık için ölüm çanları çalmaya, sömürülen ve yoksulluğa itilen biz milyarlarca insan içinse bütün dünya nimetlerinden ortak faydalanacağımız gün ufukta görünür olmaya başlayacaktır!

ÖNCEKİ HABER

Suriyeliler ‘Köy’de çalıştırılıyor!

SONRAKİ HABER

Yeni şeyler öğrenmek isteyen herkese...

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...