26 Aralık 2014 08:52

Cephe gerisiyle dayanışmak için

“Bir ihtiyacınız, eksiğiniz var mı?” sorusuna, birçok şeye ihtiyaçları olduğu halde; “Çok şükür, her şeyimiz var.” diye verdikleri cevap ise ne kadar mahcup olduklarının bir kanıtıydı

Paylaş

Sevim AKDAĞ
Dicle Üniversitesi
Amed

Bildiğiniz gibi yaklaşık 100 gündür IŞİD çetelerinin yoğun saldırıları altında olan Rojava’da direniş ve özgürlük mücadelesi devam ediyor. Fakat her savaşta olduğu gibi Rojava’da da savaş sadece cephe içerisinde değil cephe arkasında da etkisini gösteriyor. Hatta abartısız şunu söyleyebiliriz ki aslında savaştan en çok etkilenenler cephe arkasındakiler, kadınlar ve çocuklar... Biz de bu cephe arkasında yaşam mücadelesi veren Rojava halkının elinden tutup biraz olsun sıkıntılarını hafifletelim istedik ve okulumuz öğrencilerinin duyurusu üzerine yapılan bir etkinlikte gönüllü sınıf temsilcileri olmaya karar verdik.

Etkinlik kapsamında ilk olarak  üniversitemizde gönüllü olan arkadaşlarımızla birlikte bu etkinlikte bize işbölümü yapacak ve çıkacak herhangi bir sorunda bize yardımcı olacak olan belediyenin mahalle meclis üyeleri ile tanıştık. Etkinliğin amacı; Rojava’da savaştan kaçıp buraya sığınan ve belediyelerin yardımıyla bölgedeki birçok mahallede 
barınma imkanı sağlanan bu ailelerin geriye kalan maddi ve manevi ihtiyaçlarını imkanlarımız yettiği kadar karşılamak. Üniversitemizde etkinliğe katılan her sınıfa bir kardeş aile verilecek ve ailenin temel ihtiyaçları bu sınıfların yardımıyla giderilecek.

BİR İHTİYACINIZ VAR MI?

Mahalle meclis üyelerinin yardımıyla ilk olarak ailelerle tanışmaya gittik. Biz yurtta kaldığımızdan dolayı ulaşım açısından sıkıntı çekmemek adına hem kaldığımız yurda hem de üniversiteye yakın olan Fiskaya Mahallesi’ndeki bir aileyi kardeş aile olarak seçtik ve hemen aile ile tanışmaya gittik. 
Oraya giderken hem heyecanlı hem de tedirgindim çünkü evlerine gittiğimiz bu insanların yaşadıkları ve şu an 
içerisinde oldukları durumun psikolojilerine olan etkisiyle bize nasıl yaklaşacakları hakkında bir fikrimiz yoktu. Fakat çaldığımız ilk kapı açılır açılmaz o güler yüzlü teyzenin tavrı bu korkularımın yersiz olduğunu gösterdi. Kardeş aile olarak seçtiğimiz yedi kişilik bu aile, iki katlı müstakil bir evin birinci katındaki iki odada ısınma ihtiyaçlarını soba ile karşılıyordu. Kardeşlerden en küçüğü henüz iki aylıktı. Aile Amed’te doğan bu kız çocuğuna ‘Amediye’ ismini vermiş.

O evde beni en çok etkileyen şey ailenin sıcaklığı ve samimiyetiydi. “Bir ihtiyacınız, eksiğiniz var mı?” sorusuna, birçok şeye  ihtiyaçları olduğu halde; “Çok şükür, her şeyimiz var.” diye verdikleri cevap ise ne kadar mahcup olduklarının bir kanıtıydı.

NE YAPARSAK YAPALIM

Kardeş ailemizin yanından ayrılır ayrılmaz hemen grup arkadaşlarımızla bir ihtiyaç listesi oluşturduk. Listenin başında henüz iki aylık olan Amediye için çocuk bezi ve beton döşemeli evde çıplak ayakla dolaşan biri 5 diğeri 3 yaşındaki kardeşler için çorap ve kışlık elbise yer alıyordu. Listenin devamında ısınmak için soba vb. yer alıyordu.

Bu ihtiyaçlarını gidererek onlara ne kadar destek oluruz bilmiyorum ama ne yaparsak yapalım evlerinden, sokaklarından atılmış, çocuk yaşta savaş gerçeğiyle yüz yüze bırakılmış ve en büyüğü henüz 7 yaşında olan bu çocukların gözlerindeki o korkuyu, çaresizliği gidermemiz zor...
Mahalle meclis üyelerinin söylediğine göre sadece Amed merkezde on bine yakın Kobanêli aile var. Tabi bunlar sadece belediyelerin yardımıyla evlere yerleştirilen aileler. Bir de Fidanlık Mahallesi’nde zorlu kış şartlarına rağmen çadırlarda yaşamaya çalışan binlerce Şengalli aile var.

ÖNCEKİ HABER

Bir bürokratın 24 saati

SONRAKİ HABER

Bir hikayem olmalı

Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...