29 Mayıs 2014 09:34

AKP’nin son oyunu: Aleviler üstünden bölücülük ve kışkırtıcılık!

AKP’nin son oyunu: Aleviler üstünden bölücülük ve kışkırtıcılık!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Salı günü partisinin grubunda yaptığı konuşmada Başbakan Erdoğan, 1. ve 2. Dünya Savaşları’nın sonuçlarından batı ülkelerinin kalkınmasına, “barış sürecini” tehditten Gezi direnişine, Soma katliamından Alevi sorununa kadar bir yanıyla gündemde olan ya da olmayan her soruna değindi. Yetinmedi son Almaya ziyareti ve Gezi direnişi üstünden batı basınına ve Almanya’nın siyasetçilerine de “O işler sizin bildiğiniz gibi değil. Türkiye de sizin bildiğiniz Türkiye değil. Artık Tayyip Erdoğan var” içerikli değerlendirmelerle ayar verdi!
Başbakan sadece bu güncel ve “tarihsel” sorunlara değinmedi; bütün bu sorunların çözümü için tarihin Tayyip Erdoğan’ı beklediğini iddia eden (konuşmanın içeriği bunu söylüyordu) bir yaklaşım ortaya koydu.

GEZİ DİRENİŞİNE BİTMEK BİLMEZ DÜŞMANLIK SÜRÜYOR
Başbakan bu, “Biz yoksak tarih de olmazdı” çerçevesinin ortasına da “Gezi direnişinin nasıl bir dış güçlerin komplosu” ve ülkede bir “Alevi-Sünni çatışması kışkırtıcılığını” koydu. Gezi direnişinin yıldönümünün yaklaşmasını da dikkate alarak bu iki sorunu birleştirdi. Hükümeti karşı bir komplo gördüğü Gezi direnişiyle Alevilerin yaygınlaşan inanç özgürlüğü talepli eylemlerini aynileştirip, “paralel yapı” ve 17-25 Aralık operasyonlarıyla da birleştirdi.
Taksim Dayanışması, Gezi direnişinin yıldönümünde herkesi alanlara çağırdı. Dahası, Gezi direnişiyle ilgili davalarda, Hükümetin bütün arkadan itmelerine karşın, “komplo, örgüt” iddiaları tutmasa da eften püften suçlamalarla en büyüğü İstanbul’da olmak üzere birçok dava da sürüyor. Dahası Gezi direnişi üstünden Hükümetin bütün, “komplo”, “iç ve dış karanlık güçlerin araksında olduğu bir eylem“, “Arkasında faiz lobisi, vaiz lobisi var”,… iddialarının hepsi çöktü. Tersine Erdoğan ve Hükümet vurdukça, karalamaya kalktıkça Gezi direnişin itibarı yükseldi.

ALEVİ-SÜNNİ ÇATIŞMASINI KIŞKIRTMAK GELENEKTEN GELİYOR
Başbakan Erdoğan’ın Alevilerle ilgili iddiaları ise daha tehlikeli bir mecraya yönelmiş bulunuyor.
Başbakanın geldiği siyasi kültürün Alevi düşmanlığı damarı İslam tarihi kadar eski.
Bu ülkede yaşayan her Sünni, Aleviler için hangi yalan yanlış suçlamaların, iftiraların yapıldığını bilir. Sağcı, muhafazakar, din istismarcısı gelenekten gelen siyaset erbabının, Sünni çoğunluğu yedeklemenin, arkasından sürüklemek için Alevi düşmanlığını ve mezhep ayırımcılığını sona kadar kullandığını bilmeyen de yoktur. Bu yüzden Başbakanın grup konuşmasında Sivas, Maraş, Çorum katliamlarını kendi dışlarındaki güçlerin marifetiymiş gibi sayıyor olması hiç inandırıcı değil. Çünkü, AKP geleneğinin partileri olan MHP-(MNP,…RP AKP damarı)-(DP, AP, DYP damarı) bu katliamların içindedirler. Yönlendiricisi ya da öne çıkan siyasetler değişse de mezhep istismarcısı siyasi kültür aynıdır. İşte en son katliamlardan “Sivas yangınında” öne çıkan RP’dir, bugün AKP’nin içindeki kişilerdir. Ama arkasında tüm yerel gerici güç odakları, siyaset çevreleri vardır.

AKP ALEVİLERİN İÇ ÇELİŞKİLERİNE DE OYNUYOR
Alevilere yönelik AKP geleneğinin tutumu, Alevliğin bir “sapkınlık”, “İslam dışılık” olduğuna dairdir. Onun için de Hükümet Cemevlerinin, bir türlü, “dini bir kurum”, bir “ibadethane” olduğunu kabul edememektedir.
Ancak AKP’yi geleneğindeki öncülü din istismarcısı siyasi odaklardan ayıran AKP’nin, aynı zamanda Alevilerin “iç çelişkilerine oynamayı öne çıkarmış” olmasıdır. 2009 sonrasında yapılan “Alevi Çalıştayı” ve sonrasındaki gelişmeler (AKP Milletvekili Reha Çamuroğlu liderliğinde yaptırılan “Hızır Paşa harekatı”) , Cemevinin caminin “müştemilatına” dönüştürülmesi Fetullah Gülen-İzzettin Doğan yapımı) girişimleri, Alevilere Diyanet’te masa verme ve Alevi dedelerine maaş bağlama girişimleri bunun işaretleriydi. Şimdi açıkça Başbakan Alevileri ayırarak, muhalefet etmeye devam eden ve inanç özgürlüğünde ısrar eden Alevi kesimlerini, “Alisiz Aleviler“, “Ateist Aleviler” gibi nitelemelerle Alevileri bölmeyi günlük politikası olarak biçimlendirmeye yönelmiştir.

‘ALEVİLER HEDEFTE’ ALGISI DOĞRU AMA…
Başbakan ve partisinin girişimleri Gezi direnişi ve sonrasında özgürlük ve demokrasi talebiyle sokağa çıkan ve polis marifetiyle öldürülen gençlerin hemen hepsinin Alevi kökenli olmasıyla da bileşince, Aleviler AKP Hükümeti’nin kendilerine karşı savaş ilan ettiği duygusuna kapılmaktadır.
Ebet ki Alevilerin böyle bir duyguya kapılması için nedenleri vardır. Ama daha geniş bir açıdan bakıldığında aslında AKP ve Başbakan hamlesi sadece Alevilere yönelik değil aynı zamanda Sünni emekçi halk kesimlerine de yöneliktir. Çünkü böylece AKP Sünni halk yığınlarını da bölmek, mezhep kavgasını kışkırtarak, Sünni mezhebi etkisindeki fanatik kesimleri militanlaştırmaya, geri kalanları da onların etrafında birleştirmeye çalışmaktadır. Dahası giderek Başbakan Erdoğan, emekçi yığınlar içinde ayağının altındaki toprağın kaydığını hissetmeye başladığı için, Sünni geniş emekçi yığınlar içinde kendini “Sünni partisi” olarak göstermeye ihtiyaç duymaktadır ki, bunu da en iyi Aleviler üstünde yapacağını düşünmektedir.

EN ACI EN SICAK KONUDA EN PERVASIZ KIŞKIRTICILIK
Nitekim salı günkü grup toplantısında gündemin en sıcak ve kendi için en netameli konuda (Soma katliamı) mezhepçilik yapmaya kalkabilmiştir. “Soma’ya dışarıdan Alevileri getirmeye çalışıyorlar” diyen Başbakan Soma’daki Sünni çoğunluğu, Alevi karşıtı çizgisinde birleştirmeye çalışmaktadır. Yani oyun Sünni inançtaki çoğunluk içinde AKP’ye yönelen tepkileri Alevi karşıtlığına çekmeyi amaçlamaktadır.
Bugüne kadar bütün iktidarların en korktukları şey Kürt, Türk, Alevi, Sünni, …tüm emekçilerin bu tarihsel ayrımları aşarak, emek ve özgürlük talepleri etrafında birleşmesi olmuştur. Bu yüzden de bazen Sünnilik Alevilik, bazen Kürtlük Türklük, bazen sağcılık soluculuk,… gibi kavramlar üstünden, çoğu zaman da hepsi birden toplumu bölmenin aracına dönüştürülmüştür. Şimdi Başbakan ve AKP propagandası, giderek Suriye’deki gelişmelerle de birleştirerek, Aleviliği merkez alan bir bölücülüğü öne çıkarmaktadır. Bu yüzden de sorun AKP’nin Aleviliği hedefe koymasından öte Aleviliği ve Alevilerin taleplerini kullanarak, toplumda bir bölünme yaratmak üzere hareket ediyor olmasıdır.
Burada AKP’nin oyununu bozacak olan; Sünni kökenli emekçiler elbette Alevilerin inanç özgürlüğü taleplerine tereddütsüz destek vererek, Alevi kökenli halk kesimleri de AKP’nin asıl amacının Sünni çoğunluğu yedekleyerek, kendi mevzisine hapsetmek olduğunu görerek, demokratik Türkiye mücadelesini ortaklaştırmaktır.
Eğer burada adım atılabilirse AKP ve Başbakan kendi oyunlarının altında kalabilir. Türkiye’nin demokratikleşmesi için de böyle olması lazımdır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...