07 Ekim 2022 04:17

Kuzey Akımı’ndaki patlamalar

Kuzey Akım doğal gaz boru hattındaki sızıntı

Fotoğraf: Danimarka Silahlı Kuvvetleri/AA

Paylaş

Almanya ile Rusya arasında doğrudan doğal gaz sağlayan, 1200 km uzunluğundaki Kuzey Akımı 1 ve 2 boru hatlarına yönelik dört sabotajın kim ya da kimler tarafından yapılmış olabileceği, saldırıların yapıldığı 26 Eylül’den bu yana tartışılıyor. Hem Rusya hem AB ve Almanya cephesinden yapılan açıklamalarda, denizin 100-150 metre altındaki güvenli borulara ancak bir devletin katılımıyla böylesine büyük sabotajların yapılabileceği net olarak ifade ediliyor. Patlama sırasında Richter ölçeğine göre 2.2 şiddetinde bir sarsıntı meydana geldi.

NATO’ya üye olmaya hazırlanan İsveç’in Bornholm Adası’na yakın bölgelerdeki sabotajları Almanya, İsveç ve Danimarka tarafından oluşturulan bir komisyon soruşturacak.

Hatlara kimlerin sabotaj yapmış olabileceği konusunda değişik komplo teorileri ortalıkta dolaşıyor. ABD ve AB cephesi, Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya’nın bu sabotajları yapmış olabileceğini ileri sürüyor. Somut bir delil ortaya konulmamakla birlikte, Rusya’nın Avrupa üzerinde baskıyı artırmak için “kendi malına” zarar verdiği iddia ediliyor. Her iki hat Gazprom tarafından milyarlarca avro harcanarak yapıldı.

Sabotajın arkasında ABD’nin olma ihtimali ise çok daha yüksek görünüyor.

Bunun başlıca kanıtı olarak ise ABD’nin yıllardır Kuzey Akımı 2’ye karşı çıkması gösteriliyor. ABD Başkanı Joe Biden, 7 Şubat’ta yaptığı ve halen internet ortamında bulunan konuşmasında açık olarak, “Kuzey Akım 2 artık olmayacak. Buna bir son vereceğiz. (...) Bunu yapabileceğimize dair size söz veriyorum” demişti. ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland da ocak ayında “Eğer Rusya Ukrayna’ya saldırırsa, o zaman Kuzey Akımı 2 diye bir şey olmayacak” demişti. Biden, patlamadan sonra ise “Önceden planlanmış bir sabotaj” açıklamasında bulundu.

Demeçleri yan yana koyduğumuzda Beyaz Saray’da Kuzey Akımı 2’ye bir şekilde “Son verme” kararı alındığı anlaşılıyor. Trump da dört yıl boyunca Merkel’e baskı yaparak Kuzey Akımı 2’nin devreye konulmamasını istemişti. Nitekim, daha savaş başlamadan 22 Şubat’ta Almanya Başbakan Scholz, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik savaş hazırlıklarını gerekçe göstererek Kuzey Akımı 2’yi durdurduklarını dünyaya ilan etmişti. Böylece, baskı sonuç vermiş ve Washington muradına etmişti.

Ancak, iddialara bakılırsa Kuzey Akımı hatlarından gaz akışının durdurulmasıyla yetinmeyen ABD’nin bir sabotajla hatları fiilen devreden çıkarma isteğini güçlendiren başka ibareler de var.

Bunun en somut hali ise hatların geçtiği Baltık Denizi’nde ABD donanmasına ait savaş gemilerinin aylarca cirit atması. ABD’nin en büyük donanma gemilerinden US-Navy, ağustostan itibaren Baltık Denizi’nde tatbikatlar yapmıştı. “Şubat ortasında geri çekilen ABD donanmasında USS Arlington ve USS Gunston Hall çıkarma gemilerinin yanı sıra USS Kearsage savaş gemisi de vardı. Baltık Denizi’nde NATO tatbikatları çerçevesinde bölgede bulunan ABD gemileri İskandinavya, Baltık ülkeleri ve Almanya’daki limanlara uğramıştı. USS Kearsage son 30 yılda Baltık Denizi’nde konuşlandırılan en büyük ABD donanma gemisi olma özelliği taşıyordu. Gemide 40 helikopter ve çok sayıda savaş uçağının yanı sıra toplam 2 bin asker bulunurken, iki refakat gemisinde de biner asker görev yapıyordu.” (androidkosmos.de)

Baltık Denizi’nde Almanya ile Rusya arasında “stratejik iş birliği”ni ifade eden, 2021’in ilk yarısında Avrupa’nın doğal gaz ihtiyacının yüzde 18’ini, Rusya’nın sattığı gazın yarısını taşıyan Kuzey Akımı 1 üzerinde dolaşan ABD savaş gemileri için “Hiçbir şey yapmamışlarsa da mutlaka bir şey yapmış olabilirler” de denilebilir.

Sabotajın ABD tarafından yapılmış olabileceğine dair bir diğer önemli kanıt ise, ilk patlamadan hemen sonra Polonya Eski Dışişleri Bakanı Radoslaw Sikorski’nin Twitter hesabından “Thank you USA” (Teşekkürler ABD) yazısını sızıntı fotoğrafıyla birlikte paylaşması sayılıyor. Polonya hükümetinin tepkisi üzerine paylaşımı silen Sikorski’nin neden bu paylaşımı yaptığı ise halen açığa kavuşmuş değil.

Sabotajı yapabilecek ülkeler arasında sayılan Polonya’nın Baltık Denizi ile kıyısı bulunması, sızıntıların Polonya’ya çok uzak olmaması da dikkat çekici. Veriler alt alta konulduğunda, ABD ve iş birlikçilerinin sabotajların arkasında olma ihtimali Rusya ve Almanya’nın yapma olasılığından çok daha yüksek görünüyor.

Emperyalist paylaşımdaki sertleşme ve cepheleşme, emperyalist devletlerin kendi çıkarlarını korumak için ne denli pervasız, tehlikeli, doğaya ve insana zararlı olabileceğini de gösteriyor. Almanya, Danimarka ve İsveç tarafından sürdürülecek ortak soruşturmanın sonucu bu nedenle önemli. Eğer bir sonuç çıkacaksa tabii. Sabotajın arkasında ABD ve yakın müttefiklerinin olduğunun belgelenmesi durumunda, transatlantik ilişkilerinde önemli bir kırılma yaşanabilir.

Zira, Rus enerji kaynaklarından mahrumiyet bir taraftan Alman/Avrupa ekonomisini aşağıya çekmeye başlarken, diğer taraftan ABD’ye bağımlılığı arttırıyor. Avrupalı emperyalist devletleri kendisine mahkum ederek, emperyalist paylaşımın zirvesinde duran ve durmayı hedefleyen ABD için adeta her şey mübah.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...