16 Ağustos 2022 04:30

Putin, Suriye ve rejimin “geleceği”…

Tayyip Erdoğan ve Vladimir Putin

Fotoğraf: Murat Kula/AA

Paylaş

Eğer tarihiyle oynanmayacaksa genel seçimler haziran 2023’te. Bir sene kalmadı ve epeydir seçim sürecindeyiz. Artık iktidarı ve muhalefetiyle atılan ya da atılmayan her adım seçimlerle bağlantılı.

Tüm göstergeler Erdoğan ve müttefiklerinin çıkmazını işaret ediyor. Gelişmeleri görmemek için kör olmak gerek, ancak durumunun vahametinin en çok farkında olan kuşkusuz Erdoğan. Sürekli destek kaybı yaşadığını görüyor. Ünlü anketlerinin artık hiçbiri başarı vadetmiyor. Bazı anketler AKP’nin ikinci parti olmaya gerilediğini gösterir oldu ve “gemi”yi terk edenlerin sayısı her gün artıyor.

Seçenekleri fazlasıyla sınırlanmış olsa bile Erdoğan da “mucize” peşine düşmüş, harıl harıl çıkış yolu arayışında. Doların yükselişiyle zam furyasını durdurup ekonominin batak haline çözüm bularak milyonların geçici olsa dahi rahat bir nefes almasını sağlayamayınca ideolojik seçeneklere yükleniyor. Muhalefeti susturmayı hedef alan yasaklar başlıca seçeneklerinden. Şarkıcı-türkücülerle festivallere varıncaya kadar her şeyi yasaklatıyor. Tümünü kendi zayıflamasını çoğaltan birer etken sayıyor çünkü.

Yeniden “olmaz dua”ları yoklamaya başladı. HDP’yi kapatıp geçmiş seçimlerde denediği Öcalan’dan farklı bir tutum elde etmeyi ve değerlendirmeyi umarak Kürtlerden aldığı desteği artırmak bunlardan biri. Nisanda Diyarbakır’da, haziranda Van’daydı. En son, Hüseyin Gazi Cemevi ziyaretinin ardından törenlere katılmak için Hacıbektaş’a gitti. Onca tarikatçılık ve siyasal İslamcılığa rağmen Alevilerden gelebilecek üç kuruşluk desteğe bile muhtaç halde.

Ve haziranda çoğunluğun kaybedilip zor ve savaşın devreye sokulmasıyla kasımda tekrar kazanılan 2015 seçimleri tecrübesi hiç aklından çıkmıyor. Tabii ki tekellerin gözünü doyurmaya yönelik yayılmacı amaçlarıyla sadece seçim kazanmakla sınırlı olmayan son yılların “askeri operasyon” ya da düpedüz savaşlarıysa neredeyse olağanlaşıp sıradanlaşmış seçeneklerden. “Bir gece ansızın gelebilirim” şarkı sözleriyle sloganlaştırılan ani sınır ötesi harekatların pirim yaptığı ve çözüm olabileceği umuluyor. Ancak artık 2015’te değiliz. Deniz bitmediyse bile bitmek üzere.

Irak’ın kuzeyinde sürdürülen askeri harekat Zaho’daki katliamla zorlaştı. Suriye’de ABD, en son temmuz ortasında Savunma Bakan Yardımcısının ağzından yaptığı “Böyle bir operasyon ABD güçlerini, IŞİD’e karşı küresel mücadeleyi riske atar ve Suriye’yi daha çok şiddetin içine çeker. Eğer baskı altında kalırsa SDG, başka ülkelerin himayesi altına girebilir, Suriye, Rusya ve hatta İran’la iş birliği yapabilir” açıklamasıyla yeni bir girişimin önünü kesiyor. 19 Temmuz’da Tahran’da Putin ve Reisi ile bir araya gelip Suriye’nin kuzeyinde yeni bir harekat için zemin yoklayan Erdoğan, ikisinden de “hayır, olmaz” yanıtı aldı. Ardından bu ay bir umut gittiği Putin’den aldığı yanıtsa, “mümkün olduğunca bunları, rejimle birlikte çözme yolunu tercih ederseniz çok daha isabetli olur” yanıtını aldı. Erdoğan, Suriye işlerini artık Esad’la çözmek zorundaydı ve “yok” demedi. Ne eski havası ne de gücü kalmış, üstelik ABD’yle Rusya arasındaki çelişkilerle oynamanın da sonuna gelmişti.

Hemen Dışişleriyle ilgilenen Çavuşoğlu’ndan Suriye Dışişleri Bakan yardımcısı Faysal Miktad ile görüştüğü açıklaması geldi. Çaresizlik nelere kadir! Mecburen eski “kardeşim Esad” günlerine dönme yoluna giriliyor: Milliyetçiliği körükleyerek karınların gurultusunu yatıştırmasa bile etkisini azaltacak yeni bir Suriye seferi -her şey bir yana- seçim kazanmanın da olmazsa olmazı göründüğü için “her şeye eyvallah” deme dönemine gelinip dayanıldı. Şimdi yeni görüntü bu.

Oysa eskiden ne kadar yükseklerden uçulur, “Emevi Camisinde namaz kılmak”tan söz edilir, “yerlilik millilik” bir yana bütün dünya bir yana görüntüsü verilip gösteriler yapılarak Amerika’ya da Almanya ve Rusya’ya da “Eyyy…” çekilirdi.

Erdoğan’ın elinde tek bir koz kaldı: Kendisiyle milliyetçilik yarışından vazgeçemeyen ve her sınır ötesi harekatı destekleyen burjuva muhalefet, rakibinin bu çözümsüzlüğünü değerlendiremiyor ve tüm rekabetine rağmen Erdoğan’ı güçlendiriyor!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa