22 Haziran 2021 00:45

Muhalefet halleri…

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'i parti genel merkezinde ziyaret etti. Görüşme sonrası ortak basın açıklaması düzenlendi. | Fotoğraf: DHA

Paylaş

Muhalefet sorunumuz var mı -var.

Bütün anketler hem AKP hem de MHP’nin destek kaybettiğini gösteriyor. Oy oranları azalıyor.

Yükselen kim peki? Birkaç puanla Akşener’in İyi Partisi sadece. İktidar partilerinin oy kaybının sadece küçük bir kısmını alıyor. Geri kalanı? CHP yerinde sayıyor. Hatta bazı anketlerde düşüşte bile görünüyor. Asıl oy artışı “Kararsızlar”da.

Yani? Muhalefetin çalışmalarına yönelik tüm engellemelerine; medyayı tekelde toplamasına, propaganda yasaklarına, toplantı ve gösteri alanlarını salgın vb. gerekçeli kapatmalara ve üzerine eklenen baskılara rağmen iktidar bloku destek kaybını önleyemiyor. Ama bir de muhalefet boşluğu var. Parlamenter burjuva muhalefet güç toplamıyor; çünkü bir umut oluşturmuş değil. İktidara güvenmeyip ondan uzaklaşanlar güvenip muhalefete yakınlaşmıyor.

Öncelikle, yalnızca laf üretmekle yetiniyor muhalefet. İktidarla laf yarışının ötesine adım atmıyor. Ve herkes “Lafla peynir gemisinin yürümeyeceğini” biliyor.

İkinci olarak, eskiden Türkiye’de pek yaygın olan “Aman provokasyon olur” ön yargısı yine zirve yapıyor. Lafın ötesine geçmemenin temel bir gerekçesi bu. “Sokak”, iktidarın yanı sıra, bu nedenle burjuva muhalefetin de lanetlisi. Sokaktan bir korku bir korku ki, sormayın gitsin! Çünkü sokak toplumun kendisi demek. Halk demek. Sokaksız toplum tasavvur edilemez. Üretim fabrika, atölye ve ofislerdedir; ama pazar sokaktadır. Üstelik fabrikalar da sokak başlarındadır. Toplum sokaklarıyla soluk alıp verir. Sokaktan uzak duruyorsanız halktan uzak duruyorsunuz demektir. Geriye “kapalı kapılar ardında siyaset” kalır ki, ha darbecilik ha halkı dışlayan diğerleri. İsterseniz “halk iradesi” deyip ortaya sandığı koyun, sadece sandıksa ve halkın örgütlü katılımı yoksa; konuşamıyor ve kendisini ifade edemiyor, toplanıp gösteri yapamıyor, sendikalarında derneklerinde örgütlenemiyor ama 4 yılda bir sandığa gitmesini istemekle yetiniyor, sen oy ver biz parlamentoda senin adına yönetiriz diyorsanız halkı dışlıyorsunuz demektir. Ya halk işe el atıp profesyonel politikacıları işsiz bırakırsa, yani “ayak takımı” kendi çıkarlarını savunarak yönetmeyi akıl ederse -işte korkunun kaynağı budur. İktidar bu nedenle Gezi’den çok korkmuş, onu lanetlemiştir, muhalefet bu nedenle sokağa hiç yanaşmamaktadır.

Peki, provokasyon oluyor mu sokaklar dolunca? İşte 19 Haziran’da kadınlar İstanbul Sözleşmesi’ne karşı sokaklara çıktı. Ne oldu -provokasyon mu? Provokasyon zihinlerde ve sokak ya da halk korkusunun dağları beklemesindedir! İşte, Brezilya’da 25 eyalette faşist Bolsonaro’ya karşı “Forza Bolsonaro” slogan ve pankartlarıyla yüz binlerce emekçi sokakları doldurdu. Hiç de provokasyon olmadı. Hem de başlıca talep devlet başkanının görevden alınıp yargılanmasıydı. 75 yaşında bir emekli mühendis, “Yoksullara saygı duymayan bu hükümete karşı savaşacağım, bu yaşta bile. Başka yürüyüşlere de geleceğim” diyordu. Bizde böyle denmez mi sanıyor muhalefet?! Brezilya halkı başka bizimki başka mı?

Üçüncüsü, bizim muhalefetin halka uzaklığının da nedeni olan burjuva karakteridir. Biliniyor iktidarın gözdeleri “5’li çete” denenler. Ve gözde olmayan Sabancılar, Koçlar, muhalifler hesapta. Tekellerin sömürüsüne tek laf etmeyip “Keyfi yönetimde önünü göremeyen yabancı sermaye gelmez” diyen yerlisiyle yabancısıyla sermaye yandaşı muhalefet, sermayenin çıkarlarıyla sınırlı bir muhalefet çabasında. Sermayenin muhalifliğinin ölçüsüyse, Arçelik örneğiyle ortada.

Halk kan ağlıyor. İşsizliğe artık yaygın açlık boyutu eklenmiş halde. Pandemi kapanmalarını halkın geniş kesimleri 5 kuruş desteksiz geçirdi. 34.5 milyon kişinin bankalara 951 milyar kredi borcu var. Arçelik’in ise 2020 kârı yüzde 202 artmış, 3 milyara yaklaşmıştı. 2021’in ilk 3 ayında yüzde 295 arttı. Bangladeşle Çin ve Tayland’da beyaz eşya fabrikaları satın aldı. Satışlarının sadece yüzde 35’i Türkiye pazarına artık. Tıpkı iktidar gibi “yerli-milli” yani!

Tok açın halinden anlar mı? Haydi gelin Arçelik muhalifliğinin peşinden gidin! İktidar partileri ciddi destek ve oy kaybederken bizim burjuva muhalefeti en başta bu nedenle güç toplayamıyor. Koçların çıkarından Ahmet’e Mehmet’e, Ayşe’ye Fatma’ya ne?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...