17 Haziran 2021 00:00

Kazanmak karamsarlık, kaybetmek umutlanma sebebi

Euro 2020 Türkiye İtalya maçında oyuncular tirübünleri selamlıyor...

Fotoğraf: AA

Paylaş

Siyasi iktidar, medya, şirketler, reklamcılar, şarkıcı bozuntuları… Hepsi de nasıl, milli maçları milliyetçiliği ve militarizmi köpürtüp rantını yeme fırsatı olarak görüyor…

Milli maçlara bakış, oyunu milliyetçi hamasete bulayacak, militarist hezeyana malzeme edecek kadar sığ…

En önde gelen hedef, oyunu gerici duyguların zemini haline getirmek. Üstüne bir de galibiyet gelirse, sonrası kolay. Bolca vatan, millet, bayrak hamaseti ve Türklük propagandası… Bunun ötesinde, işin kültürel ve teknik kısmıyla ilgilenmek gibi bir dertleri olduğu söylenemez. Zaten oyunla bu biçimde bağ kurabilecek bilgiden, düşünsel donanımdan yoksunlar. Dünyaya “Türk’ün gücünü” gösterdiler mi, onlardan mutlusunu ara ki bulasın!.. Artık nasıl bir güç gösterme, güçlü görünme kompleksiyse…

Şu ara, reklamların çoğu milli takım içerikli. Üstelik de şampiyonluk vurgulu. Yani hedef büyük ve bütün hesaplar alınacak galibiyetler üzerine kurulu. Reklamlar adeta, olası galibiyetler üzerine inşa edilmesi düşünülen gerici propagandanın altyapısı gibi. Kazara üst üste birkaç galibiyet alınsa memleket ortamının ne hale geleceğini tahmin etmek hiç de zor değil…

Bütün bunlar, para düzeninde dizginlerin kimin elinde bulunduğunu ve futbolla yükseltilen milliyetçiliğin düzenin temelini oluşturan sömürü ilişkilerini kamufle etmekte nasıl kullanıldığını net biçimde ortaya koyuyor.

“Milli takım kazanırsa, herkes kazanacak” algısının hakim olduğu bir toplumsal atmosfer yaratılmış durumda. Galibiyet(ler) geldiğinde coşku doruğa çıkacak, milliyetçi, militarist propagandanın dozu iyice yükseltilecek ve bu zafer(ler) sayesinde içinde bulunduğumuz zor zamanlarda milletçe birlik ve beraberliğimizin daha da pekiştiği vurgulanacak… Ne de olsa, milletçe birlik ve beraberliğe en çok ihtiyaç duyduğumuz zamanlardayız yine!..

Teknik direktörümüz ve futbolcularımız hiç kuşkusuz, galibiyetleri, dualarını kendilerinden esirgemeyen yüce Türk milletine armağan edecekler. Şu zor zamanlarda bundan kıymetli armağan mı olur? Milli takımın galibiyeti hangi sorunun üstesinden gelemez ki? Ve hiç kuşkusuz, ay-yıldızlı kutsal formanın hakkını vermenin, o formaya yakışan bir oyun sergilemenin getirdiği mutluluğu tarif etmenin zorluğu dillerden düşmeyecek!..

Şurası bir gerçek ki her bir galibiyet en çok iktidarın işine yarayacak. Galibiyetle, icraatları arasında doğrudan bağ kurup başarının, memlekette bütün işlerin iyi gitmesinin bir sonucu olarak elde edildiğini söyleyecekler. Buna inanıp hamasete teslim olan insanlar galibiyetin getirdiği sevinçle belli bir süreliğine de olsa bütün sorunlarından uzaklaşacaklar…

Şampiyona daha başlamadan milliyetçi, militarist propagandadan geçilmeyen bir ortam yaratılmıştı bile. Olası galibiyetlerin, bu propagandayı daha da köpürtmek ve özellikle son dönemde ortaya çıkan bütün çürümüşlüklerin üstünü örtmek için kullanılacağı açık.

Doğaya, insana, emeğe zulmeden ve son yaşanan gelişmelerle iyice köşeye sıkışan iktidar, her kesimdeki yandaşlarıyla birlikte, dört gözle milli takımın alacağı iyi sonuçları bekliyor. Galibiyetlerin ardından, sevinç ve coşku adına yaratılacak toplumsal cinnet ortamı, onlara bir nebze olsun rahat nefes alma imkanı sağlayacak…

Hal böyleyken, hem futbolun teknik ve kültürel kısmıyla ilgili konuların sorgulanıp anlaşılmasına, dolayısıyla bu alanlarda bir gelişme kaydedilmesine vesile olması açısından, hem de kokuşmuş iktidarın eline koz verilmemesi açısından milli takımın bir an önce evine dönmesi, büyük yiyiciler ve onların besleme yardakçıları dışında herkes için çok daha hayırlı görünüyor… Kaybedelim ki yükselebilelim…

Not: Bu yazı Türkiye-Galler maçı oynanmadan önce yazıldı.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...