19 Nisan 2021 00:54

Son nefesini, ‘partinin kapısını açan kişi’ olarak veren bir parti işçisinin ardından

Mehmet Boztepe.

Mehmet Boztepe | Fotoğraf: Özcan Yaman/Evrensel

Paylaş

Pandemiyle birlikte ölümü daha çok konuşur olduk.

Hiç beklenmedik yerlerden geliyor ölüm haberleri.

Ama Mehmet’in böylesine apansız, beklenmedik biçimde aramızdan ayrılacağı hiç akla gelir değildi. Hele de onunla birlikte aynı mekan içinde bulunup, birlikte çalışmış olanlar için!

Üç gündür, “Mehmet Boztepe hayatını kaybetti” haberinin internet sitemize düşmesinden beri, onun için sosyal medyada yazılanlara bakıyorum da onun ne çok tanıyanı varmış, ne çok yakından tanıyanı varmış demekten alamıyorum kendimi.

Çünkü onun için yazılanların, sadece lafın gelişi bir başsağlığı ve üzüntü bildirme olmadığı anlaşılıyor. Tersine onlar Mehmet’ten bir biçimde hayatlarına dokunmuş, yaşamlarında iz bırakmış bir kişi olarak söz ediyorlar. Ve her biri bir yanıyla da onu; “Güneşten ışık yontan”ların soyundan gelen, azmini “kırk ayaklı karınca”dan, sabrını “Sisiphos”tan, gerçekleri arama alışkanlığını Brech’tin “okumuş işçisi”nden, mütevazılığı, disiplinli çalışmasını, devrimci kararlılığı partisinin değerlerinden öğrenen bir parti işçisi olarak tarif ediyorlar. Belki bunlara ben de, Boztepe için; olduğunda ortamı ne kadar zenginleştirdiği fark edilmeyen ama olmadığında arkasında “büyük bir boşluk” doğduğu görülen insanlardan olduğunu ekleyebilirim.

***     

Mehmet, dünyada ’68 fırtınasının estiği günlerde doğmuş ve daha ilk gençlik yıllarında katıldığı mitinglerden, direnişlerden işkence tezgahlarından cezaevine (10 yıl), mücadelenin her biçimi içinde kazandığı bu özelliklerini, merkez irtibat bürosunda, büro çalışması gibi bu özellikleri korumanın hayli zor olduğu bir ortamda bile korumayı başarmıştır.

Onunla, uzunca bir zaman büro çalışmasında bulunmuş birisi olarak, onu mütevazılığının, disiplinli çalışmasının, küçük, büyük demeden karmaşık teknik sorunlardan basit hizmetlere kadar her işi aynı samimiyet ve aynı ciddiyetle yaptığının tanığı oldum. Bu yüzden Mehmet’in yaşamından partimizin her yaştan üyelerinin öğreneceği çok şey olduğunu söyleyebilirim.

Nitekim O, sabah evinden her günkü heyecanıyla ayrılıp gittiği partinin irtibat bürosunda, gelen bir yoldaşına kapıyı açarken geçirdiği kalp kriziyle, anında, kapının önünde hayatını kaybetti.

Böylece, Mehmet sadece yaşamı boyunca işçilerin, emekçilerin partinin kapısından girmesi için çalışan bir parti militanı olmanın yanı sıra son nefesini partisinin kapısını açarken veren bir parti işçisi olarak, Emek Partisinin mücadele tarihindeki yerini aldı.

Bugün, Emek Partisi ve onu tanıyan herkes, örnek bir parti işçisinin, örnek alınacak özellikler taşıyan bir insanı, bir dostlarını kaybetmelerinin acısını yaşıyor.

Artık partimize onun emaneti de olan eşi Handan ve oğlu, henüz 9 yaşındaki Heval ile yakınlarının acısını paylaşıyor, tüm partililere, onu tanıyan herkese başsağlığı diliyorum.

Artık Mehmet Boztepe yoldaşımız, ne yazık ki fiziken aramızda olamayacak. Ama onun anısı; partisi mücadele ettikçe, insanlığın, işçi sınıfının zulme ve sömürüye karşı mücadelesi sürdükçe, grevlerde, direnişlerde, mitinglerde, barikatlarda aramızda olmaya devam edecek.

Gözün arkada kalmasın Mehmet yoldaş!

Seni unutmayacak, mücadelemizde yaşatacağız!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa