09 Nisan 2020 00:29

Rantçı milyonerler

Bankamatiklerde sıra bekleyen yurttaşlar.

Fotoğraf: MA

Paylaş

Telefonum çaldı. Açtım. Bir özel bankanın davudi sesli çalışanı, bir delikanlı.

-Konuşmalarımız kayıt altına alınacaktır.

-Fark etmez kardeşim. Biz zaten yıllardır konuşmalarımızın kayıt altına alınmasına alıştık. Belki birileri(?) kayıtları dinler de bir şey öğrenirler diye fazla da iplediğimiz yok zaten. Ama en azından söylediğin için teşekkürler. Buyur kardeşim.

-Efendim koronavirüs salgını nedeniyle bankamızın uygulamaya koyduğu programla ilgili bilgi vermek istiyorum. Müsait misiniz?

-Günlerdir evdeyiz. İyi de oldu. Bu sayede birikmiş ne kadar işimiz, okumayı yarım bıraktığımız ne kadar kitabımız, uzanmayı özlediğimiz ne kadar koltuğumuz, aramayı ihmal ettiğimiz ne kadar dostumuz varsa hepsini değerlendirdik. Müsaitiz.

-Bankamız siz değerli müşterisine 30 bin lira kredi vererek bu zor günlerde yanınızda olmak istiyor. Böylece kredi kartı, tüketici kredisi gibi diğer borçlarınızı bu 30 bin lirayla ödersiniz. Hem de 3 ay ödemesiz. Ödemeye temmuz ayında başlarsınız. 60 aya kadar vadelendiriyoruz.

Öyle bir anlatıyor ki delikanlı, hani parayı almayan enayi. İnsana eşi, dostu vermez 30 bin lirayı “Al, 3 ay sonra minik minik ödemeye başlarsın” diyerek. Sonra içime bir kurt düşüyor. Bu yabancı sermayeli Türk bankası neden beni sevip bu sıkıntılı günlerde haybeden 30 bin lira versin ki? Delikanlının suçu yok ama ona soruyorum.

-Faiz var mı?Uygun efendim. Yüzde 1.19 ile 1.25 arası. Vadeye göre değişiyor.

Matematiğim iyidir. Hemen hesaplıyorum. 30 bin lirayı 3 ay geciktirmenin bedeli en iyi ihtimalle 1071 lira. Sanki Türklerin Anadolu’ya ilk girişlerinin intikamı gibi. Temmuzda başlayıp 12 ayda ödesek yine en iyi ihtimalle yani en düşük faizle geri 33 bin 213 lira ödeyeceğiz. 3 bin 213 lirası faiz.

-Kime?

Emekli ikramiyesini bankaya yatırıp faiziyle çocuk okutmaya çalışan, hem de pazarda limon satan emekliden çok, parasını bankaya koyup “Bunu fakir fukaraya, garip gurabaya kredi olarak ver. Nefes alsın garipler. Sonra katmerli geri alırız.” diye milyon liralarını bankaya yatırıp rantiyeden geçinen faizcilere. Banka aracı. Yüzde 8’den aldığı parayı yüzde 14’ten vatandaşa dağıtıyor. Buna da “iyilik” diyor.

Geçen gün Cumhurbaşkanı Kurtuluş Savaşı sırasında halkın savaşa maddi desteğini sağlamak için çıkartılan 10 maddeden bahsetti ama o tarihte Türkiye’de devletten beslenen müteahhitler, alım garantili ihale alan yandaşlar, parasını bankaya koyup faiziyle geçinen(?) dolar milyonerleri yoktu ve savaş metrenin 8 milyonda biri büyüklüğünde bir virüse değil, 7 düvele karşı veriliyordu. Halkın, virüsle mücadeleye desteğinin istenmesine yürekten katılıyorum ama önce şu bankada 1.3 trilyon lira parası olan 200 bin rantçı milyonerden başlanırsa. Bırakın milli mücadele yıllarındaki oranları, servetlerinin yüzde 10’undan vazgeçseler 130 milyar eder. Devletin verdiğinden fazla.

Verirler mi?

Zor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...