09 Şubat 2020 22:35

Yetmiş beş yıl sonra soykırım

Yetmiş beş yıl sonra soykırım

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“Cumhuriyet” güncesinde 30 Ocak 2020 Perşembe günü sayın Ergin Yıldızoğlu’nun bir yazısı yayınlandı. Yazının başlığı “75 yıl sonra Auschwitz” idi. Auschwitz Almanların, Polonya’daki “toplama kampları”ndan biri… En bilinenlerinden… Ergin Yıldızoğlu’nun yazısı şu girişle başlıyordu:

“Pazartesi günü (27 Ocak) Auschwitz’in Sovyet ordusu tarafından kurtarılmasının 75. yıl dönümüydü. (O gün orada daha öldürülmemiş 7000 kişi kurtuldu.)

İnsanlık açısından ne kadar büyük bir yüz karası, anımsanması ne kadar acı olsa da Auschwitz ve Yahudi soykırımını asla unutmamalı ve unutturmamalıyız. Bu “olay”da yok olan 6 milyondan fazla canın anısına gereken saygıyı göstermek istiyorsak bu “olay”ı hakkıyla anmamız gerekiyor.”

………………………...

2 Şubat 2020 günü yine “Cumhuriyet” güncesinin ‘Pazar Eki’nde, ilk toplama kampı Dachau üzerine sayın Aykut Küçükkaya’nın bir yazısı yayınlandı. Dachau Auschwitz’den üç ay sonra kurtarılmıştı. Auschwitz ile yine Polonya’daki Birkenau toplama kampında bir milyondan çok insan yok edilmişti. Münih’in yakınında, yalnızca 19 km uzağındaki Dachau’da ilk kurulan, sonrakilere örneklik eden toplama kampında 45000’den çok insan yok edilmiş, 1933 Martından 1945’e dek.

Ben, savaş nedeniyle öğrenimlerini tamamlayamadan yurda dönen, İstanbul Erkek Lisesindeki öğretmenlerimden savaş öncesi Almanya’sını dinlemiştim. Hep övgü sözleriyle… 1950’den sonra da Münih Teknik Üniversitesinde okudum. Hep şu soru kemirip durmuştu kafamı: Bir insan, toplama kamplarındaki olayları nasıl yapabildi?

Ben doğmadan bir yıl önce yalnızca %33 oyla Almanya’da yönetimi ele geçiren Nazi’ler (Ulusçu Sosyalistler) bunca kısa sürede, böylesine insanlık dışı bir olayı nasıl gerçekleştirebilmişlerdi? Koca bir ülkenin vatandaşları böyle bir olay karşısında nasıl sessiz kalabilmişlerdi?

Bütün bunları eskilerde size parça parça yansıttığımı düşünüyorum. Ama bir kez daha anımsatmakta bir sakınca görmüyorum. Özellikle bugünün Türkiye’sinde… Görüyorsunuz yüzde 30- 33’le yönetimde kalınabiliyor. Bütün önemli “karar”lar tek kişiye kalabiliyor.

Benim özellikle üzerinde durmak istediğim, Dachau’ da duyumsadıklarım. Düşünün, çocuğu en iyi okullarda, evde de Beethoven, Haydn, Brucner müziği ile yetiştiriyorlar. Yüksek okulları en iyi dereceler ile bitiriyor. İyi bir kurumda işe giriyor. Sonra o kurumun girdiği bir yarışma da birinci olunuyor. Konu, bir insanı, her şeyinden yararlanarak (saçından, dişlerinden, yağından vb) nasıl ortadan kaldırırsınız. Yarışma kazanılıyor. O insanı, en sonunda yakmak için TASARLANAN fırının üzerine övünçle tasarlayan kurumun adı yazılıyor.

Prof.Dr. İoanna Kuçuradi’nin sözü geliyor usuma, insanı bilgilendirme yetmiyor. Onu “insanlaştırmak” gerekiyor eğitimle…

Bu yazı az uzayacak. Size 2003’te yayınladığım,  bir başka toplama kampını (Mauthausen) gördükten sonra yazdığım, yayınladığım bir şiirimi sunmak istiyorum:

MAUTHAUSEN

KAR ALTINDA
BUZ ÜSTÜNDE
DİRENDİM
TAŞ YANINA İNSANIN
TAŞ DUVAR ÖNÜNDE
ÇIRILÇIPLAK

BIÇAKTI KESİYORDU YEL
DİRENDİM
ÇÜRÜMÜŞ YANINA İNSANIN
ÖLÜM BASAMAKLARINDA

SAYILANDIM
YOKLANDIM
HİÇLENDİM
DİRENDİM

GÖRDÜM ASILMIŞLARI
ÇELİK TELDE
YIĞILMIŞLAR
GAZ ODASINDA ÜST ÜSTE

DİKENLİ TELLERDE
VURULUP KALMIŞLAR

FIRINLARDAN
SÜPÜRÜLMÜŞLER
DİRENDİM

KAN OTURMUŞ
PARMAKLARIMLA SÖKTÜM
DAĞI
TAŞIDIM OMUZLARIMDA
DİPÇİK TEKME
YOLLARI DÖŞEDİM
DUVARLAR ÖRDÜM
ETİM TAŞ ARALARINDA
DİRENDİM

DİŞLERİMİ SÖKTÜLER
KÖKLEDİLER SAÇLARIMI
DERİMİ YÜZDÜLER
BİR KARIŞ İĞNELER
SAYRILIK DENEDİLER
BÜTÜN İNSANLIĞIMLA
İNSAN OLMAYANA

DİRENDİM

DERİM Kİ
VERMEYİN KENDİNİZİ ELE
KENDİNİZE BİLE
ÖZENLİ OLUN DERİM
SOLUK ALIRKEN
ÖZENLE KOPARIN
LOKMANIZI

ÖZENLE SULAYIN
ÖZENLE KOKLAYIN
ÇİÇEKLERİ
KONUŞUN ONLARLA

DOKUNURKEN AĞACA
KURUMUŞ YAPRAĞA
ÖZENLİ OLUN
ELİNİ TUTARKEN ÇOCUĞUN

ÖZENLİ OLUN
SEVGİYE
SEVİYE GELDİK YERYÜZÜNE

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...