27 Kasım 2019 00:04

Alman casus

Almanya Büyükelçiliği binası

Fotoğraf: Google Maps

Paylaş

Ankara’da bir avukat tutuklandı. Yandaş basın avukatın Almanya için casusluk yaptığını iddia ediyor. Dosyada gizlilik kararı varken ve şüphelinin avukatları dosya hakkında bilgi alamazken, yandaş basının dosya ile ilgili ne kadarı doğru ne kadarı yalan olduğu bilinmeyen bilgiler paylaşması da son yılların bir yargı pratiği. İddianameden önce yandaş basın aracılığı ile algı oluşturma ve sonra tutuklama…

Yandaş basının yazdığına göre avukat, Almanya’ya casusluk yapıyormuş! Casusluk iddiasının kanıtı ise avukatın bazı ceza davalarının dosyalarını incelediği ve dosya ile ilgili bilgileri Almanya resmi makamlarına (ve hatta bazı başka AB ülkelerine) aktardığı iddiasından ibaret. Alman yetkilileri ise böyle bir iddianın saçma olduğunu, tamamen Türkiye mevzuatı çerçevesinde bir avukatın yetkileri çerçevesinde yapılan işin casusluk olarak tanımlanmasının garip olduğunu söylüyorlar. Onların söylediklerine göre; her yıl Türkiye’den Almanya, Fransa, İsviçre vd. ülkelere T.C. vatandaşı binlerce kişi siyasi sığınma talebinde bulunuyor. Kendinin siyasi nedenlerle baskı altında olduğuna dair birtakım iddialar da bulunuyor. Türkiye’de yargılandığını, işkence gördüğünü vb. anlatıyor. Bu iddiaları ile ilgili belgeler veriyor. Bu iddiaların bir kısmı doğru ama bir kısmı da sahte. Ekonomik nedenlerle iltica etmek isteyenler de kendini siyasi mülteci olarak takdim ediyor. Sahte başvurularla ilgili binlerce örnek var.

Geçen gün avukat arkadaşlarla konuşurken o kadar ilginç örnekler anlatıldı ki; şaşırmamak mümkün değil. Adana’dan biri kendini PKK sempatizanı olarak takdim edip, Adana’da aleyhine devam eden bir dava olduğunu, işkence gördüğünü, iade edilirse yeniden işkence göreceğini vs. anlatmış. Araştırıldığında o kişinin bir polis olduğu, PKK’li olduğu iddia edilen birine işkence yaptığı için hakkında dava açıldığı ve ceza aldığı, bu nedenle kaçtığı ve iltica talebinin kabul edilmesi için bu iddiaları ileri sürdüğü ortaya çıkmış.

Son yıllarda bir ilticacı taktiğinin de sosyal medya hesaplarında cumhurbaşkanı ya da bakanlar hakkında hakaret içeren paylaşımlar yapıp, bir yakınına kendini ihbar ettirip, hakkında dava açılınca AB ülkelerine gidip sığınma talep etmek olmuş. Çok sayıda sahte başvuru olunca Almanya ve diğerleri başvuruculardan şüphelendiklerinin dava dosyalarını Türkiye’de avukatlara inceletmek yoluna gitmişler.

Bir avukat, bir müvekkili için herhangi bir ceza davası dosyasını inceleyebilir, müvekkiline o dosya ile ilgili bilgi verebilir. Bu işlem casusluk olarak nitelenirse avukat işini yapamaz. Savunma hakkı ortadan kalkar. Aslında çocuk istismarı vb. dosyalarda gizlilik kararı olabilir, duruşmalar böyle dosyalarda açık yapılmayabilir. Bu gibi istisnai durumlar dışında bütün davaların duruşmaları halka açıktır. Dosyaları da incelenebilir. Dosyalardaki bilgilere ulaşmak ve birileri ile paylaşmak casusluk değildir. Bazıları da casusluk iddiasını yumuşatıp “Kişisel bilgilerin elde edilmesi ve açıklanması” falan diyerek olayı daha hukuki bir hale sokmaya çalışıyor. Bu iddia da tutmaz. Bu iddialar doğru olsa en büyük casus ya da kişisel bilgileri ifşa edenler yandaş medya olur. Yıllardır, algı oluşturmak için binlerce dosyadaki bilgileri iddianame hazırlanmadan, daha sanık ve avukatı dosyayı görmeden kamuoyuna açıkladılar.

Son yıllarda bu gibi casusluk iddiaları moda oldu. Alman Gazeteci Deniz Yücel, Gazeteci Can Dündar, Milletvekili Enis Berberoğlu, ABD’li rahip vd. de böyle ucuz casusluk suçlamaları ile yargılandı ve bu davalar uluslararası skandallara yol açtı. Hepsi de bırakılmak zorunda kalındı. İddialar değiştirildi vs. Bu durum, son yıllardaki casusluk suçlamaları ile açılan davaların da ne kadar gayriciddi ve hukuk dışı olduğunu gösteriyor. Herkesin bildiğini bilmek casusluk değildir. ABD ve pek çok büyük devletin uydular, internet ve dinleme cihazları aracılığıyla hemen hemen her bilgiye ulaşabildiği, haber alma faaliyetinin yüzde doksanının açık alandan toplandığı günümüzde Çiçero gibi casusluk hikayelerinin ortaya çıkması da artık çok kolay değildir.

Konuyla ilgili son bir bilgi de aslında avukatı gözaltına alıp bürosunu arayanların, avukatın dosyalarındaki bilgileri öğrenmek için, kimlerin iltica talebinde bulunduğu ve adreslerinin ne olduğunu bilmek için bu operasyonu yaptığı şeklinde.

Neyse. Almanya ve AB ile yeni bir krizimiz daha oldu. Ve tarihe geçecek hukuk dışı bir davamız daha…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...