UKKSA/Uluslararası Knidos Kültür Sanat Akademisi
Fotoğraf: Envato
Ağustosun başında, dokuzuncu kez gerçekleştirilmekte olan, adı başlıkta yazılı kurumun etkinliğine çağrıldım. Yurdumuzun çorak ortamında bu türlü etkinliklerin desteklenmeleri gereğine inanıyorum.
İkinci kez çağrılıyordum bu girişime.
Kısa pantolon arkadaşım, İstanbul Erkek Lisesinden dostluğumun hiç tavsamadığı, Adnan Özyalçıner ile Can Yücel’in bu yılki anmasında baş ucunda konuşacaktık. On Ağustos günü yaptık bunu… Can, mermerin altındaydı, kalkamadı.
Müzik dinletisi, okuma tiyatrosu, açık oturum gibi etkinliklerin izleyicileri uzaklardan gelmişlerdi.
Ne güzel kalabalıktı. Demek ki eksikliği duyuluyordu böyle şeylerin.
Bu yılın en önemli ödülü, Türkiye Yazarlar Sendikası Başkanı Adnan Özyalçıner’e verildi. Adnan bu türlü ödülleri çoktan almıştı. Türkiye Yazarlar Sendikasının yılmaz savunucusu olması bir yana, Türkçeye öyküleri, yapıtlarıyla gerçek katkıları unutulmazdı.
Onunla liseden sonra da hep kesişti yollarımız. Aslında kesişmediler, çoğunlukla hep birlikte aktılar. Hem de hiç zorlamasız, kendiliğinden…
Bütün sunuşları Gülsen Tuncer yaptı. Ona hep “hala” diyorlardı. Şu TV ne denli etkili!.
Sevgili Gülsen, ayağından yaralı bile olsa, nasıl sorumlu davrandı bilseniz. Tüm etkinliklerin eksiğine gediğine koşuşturdu. O öteden beri böyleydi aslında… Sunucu deyince de o gelmez mi usa?
Güler ile Can Yücel’ in evine de gidildi. Kızları Güzel ile Su da oradaydılar. Güler sayrılanmıştı, içeriden çıkamıyordu… Görüşemedik…
Ne çok insan buluşmuştu etkinlikte.
Neden eksik bu buluşmalar?
İnsan TV ile şununla- bununla ‘insan’ olur mu? İnsan okumakla bile insan olmuyor. İnsan insanla insan olur. Yoksa ortalık, düğünlerde, şurada- burada, oraya- buraya kurşun atanlara kalmaz mı?
Öyle olmuyor mu?
Nasıl önlenir bunlar?
İnsanların daha sık, daha çok buluşmalarıyla değil mi?
Böyle etkinlikleri örgütleyenlere saygı duymalı, omuz vermeli. Etkinliklerin çeşitlenmelerine, varsıllaşmalarına katkı koymalı.
Nevzat Metin’ in gerçekleştirdiği bu etkinliklere katkı en çok yerlilerden geliyor sanıyorum. Onların da insan özledikleri besbelli…
Bu türlü etkinliklere, kendini önemseyip katılmayanları, kıyıya çekilenleri anlamıyorum. Herkes elinden geldiğince, sorumluluk duygusuyla birbirini var etmek için çalışmalı. Bir şeylere karşı koyabilmek için doğru yol bu değil mi?
Bencillikle nereye varılır?
- Vedat Günyol/İnsancılık -5- 22 Mart 2020 20:39
- Vedat Günyol/İnsancılık -4- 22 Mart 2020 20:40
- Vedat Günyol/ İnsancılık-3- 15 Mart 2020 19:30
- Vedat Günyol / İnsancılık -2- 09 Mart 2020 00:00
- Vedat Günyol / İnsancılık 02 Mart 2020 00:01
- İçin aydınlığı 24 Şubat 2020 00:00
- Süreklilik 16 Şubat 2020 23:30
- Yetmiş beş yıl sonra soykırım 09 Şubat 2020 22:35
- Yine deprem 02 Şubat 2020 22:30
- 25 Ocak 2020 (Bir gün sonra) 27 Ocak 2020 00:05
- Eğitim eğitim eğitim 19 Ocak 2020 22:47
- 24 Aralık 2019/Bruno Taut'un ölüm yıldönümü 13 Ocak 2020 00:08