10 Temmuz 2019 23:40

Umman Dışişleri Bakanı Şam'a niye gitti?

Umman Dışişleri Bakanı Şam'a niye gitti?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Umman Dışişleri Bakanı Yusuf bin Alawi birkaç gün önce Şam’daydı. Resmi açıklamalarda ziyaret gündeminin “bölgede istikrar ve güvenliğin tesisi ve iki ülke arasındaki ilişkiler” olduğu belirtildi.

Görüşmelerin içeriğine dair henüz resmi düzeyde teyit edilmiş bilgi yok ancak Umman, bölgedeki krizlerde birçok kez arabulucu rolü üstlendi. Bu nedenle, Umman Dışişleri Bakanı Alawi’nin Şam’a mesaj getirdiği yorumları ağırlık kazanıyor.

Nitekim bu ziyarete paralel olarak Suriye yönetiminden kaynakları olan Al Masdar News bir haber yayınladı. Haberde uzun süredir Suriye istihbaratının başındaki Cemil Hassan’ın yerine General Ghassan İsmail’in getirildiği ve bu talebin Suudi Arabistan’ın talebi ile gerçekleşmiş olabileceği aktarılıyor. Görev değişikliğine ilişkin Arap dünyasında yapılan değerlendirmelerde Cemil Hassan’ın İran’a yakın olduğu belirtiliyor.

Umman dışişleri bakanının hangi ülkelerden ne mesajı getirdiği, Suriye istihbaratındaki bu görev değişikliğinin ziyaretle ilişkisi olup olmadığı henüz oldukça belirsiz. Ziyarete ilişkin birçok spekülasyon ve senaryo var ancak genel olarak 2011’de başlayan Arap Ayaklanması sürecinde Suriye ile ilişkilerini kesen Arap ülkelerinin, normalleşme sürecini başlatma girişimlerinde bulunduğu söylenebilir.

Bu çerçevede ülkeler arasında birtakım pazarlıkların zaman zaman yoğunlaşarak devam ettiği biliniyor. En son Sudan’ın eski Devlet Başkanı Ömer El Beşir, Şam’a gitmişti. El Beşir, Suudi Arabistan ve Mısır gibi ülkelerin mesajlarını Şam’a iletmişti. Mesajlarda ana hatları ile Suriye’nin 2011’de askıya alınan Arap Birliği üyeliğine geri dönmesi, ülkenin imar ve inşasına katkı sağlanması ve Arap ülkelerinin Şam’daki elçiliklerini yeniden açması için Şam’dan bazı konularda politika değiştirmesi istenmişti. İran’ın Suriye’deki varlığının sınırlandırılması, yeni Anayasa ve siyasi yapıya dahil olacak isimler ve gruplar konusunda esnek davranılması gibi talepler, Şam tarafından ‘taviz’ olarak değerlendirilmişti. 

Ancak Suriye’deki sıcak çatışmalar büyük ölçüde bitmiş olsa da ülkenin yeniden imarının ve bölgesel politik arenaya dönüşünün sağlanması Şam için büyük önem taşıyor. 

ABD ve AB ülkelerinin İran gerekçesiyle Suriye’ye uyguladıkları yaptırımlar, ülkedeki durumu giderek ağırlaştırıyor. Yine İsrail’in İran ve Hizbullah gerekçesiyle düzenlediği saldırılar sürüyor.

Bunlara ek olarak bölgede İsrail’in bölge ülkeleri ile yeni bir dönem başlatma hamleleri gibi 2011 öncesinde pek mümkün olmayan yeni süreçler de sinyallerini veriyor.

İsrail liderinin geçtiğimiz yıl Umman’a yaptığı ziyareti bu süreçlerin en dikkat çekici gelişmelerinden biri sayabiliriz. 
Özellikle Netanyahu’nun ziyareti Arap dünyasında kısmen tepki ile karşılanmış olsa da, Umman’ın bölgesel krizlerde üstlendiği arabulucu rolü nedeniyle Umman’a yapılmış bir ziyaretten çok arabuluculuk amaçlı bir gelişme olarak nitelendirildi. Nitekim, Netanyahu’dan önce Filistin Lideri Mahmud Abbas, Umman’daydı. Bu ziyareti “İsrail-Umman ilişkilerinde yeni bir dönemin başlangıcı” olarak değerlendirmek isteyen İsrail’in, Umman’da elçilik açma teklifi ise reddedildi.

ABD’nin çekildiği ve giderek tırmanan bir krize dönüşen ABD-İran nükleer anlaşmasının ilk görüşmeleri de Umman’da yapılmıştı. Yine Suudi Arabistan ve Yemen ile komşu olan Umman’ın, İran ile köklü ilişkileri olduğu biliniyor. Bu ilişkiler Umman’a Suudi Arabistan-İran krizlerinde arabulucu olarak devreye girme imkanı sağlıyor. 

Arabulucu pozisyonunu koruyacak şekilde adımlar atan Umman, 2011’de Suriye’de ayaklanma başladığında diğer Arap ülkelerinin aksine süreci “Suriye’nin iç işleri” olarak değerlendirmiş ve Şam ile ilişkilerini korumaya özen göstermişti. Suriye’nin askıya alınan Arap Birliği’ne geri dönmesi için de devreye girdiği, geçtiğimiz yıl Suriye Dışişleri Bakanı Velid Muallim’in Umman ziyaretinde belirginleşmişti.
Velhasıl Umman’ın bir kez daha devreye girdiği açık. Şam’a götürdüğü mesajların içerikleri henüz teyitsiz olmakla birlikte, Suriye ile ilişki kurmak isteyen Suudi Arabistan başta olmak üzere Arap ülkelerinin taleplerini ilettiği söylenebilir. Bu ziyarete ilişkin Arap basınında yapılan değerlendirmelerde “İran’ın Suriye’deki varlığının aşamalı olarak sınırlandırılması” senaryosunun gündeme gelebileceği söyleniyor. Bu ne kadar mümkün olur henüz bilinmez ancak Suriye’nin de hem ekonomik hem de politik izolasyondan kurtulması gerektiği açık. Özellikle Rusya’nın

Suriye-İsrail ilişkilerine karışmak istememesi ve İsrail ile yakın ilişkiler geliştiriyor olması, ABD ile Suriye sahasında Şam’ınkinden farklı bir ajandası olması, henüz karşılıklı cepheleşmeye varmamış olsa da Rusya-İran arasında görüş ayrılıklarının belirginleşmeye başladığı göz önüne alındığında bu ziyaret daha da önemli hale geliyor.

Ancak Suriye’nin İran’dan tamamen vazgeçmesi, askeri ve siyasi varlığını tamamen çekmesini istemesi olası değil. İran’ın da hem yaptırımlar hem de giderek tırmanan siyasi gerginlikler nedeniyle zor günler geçirdiği açık. İran’ın Suriye’deki varlığının sınırlandırılması oldukça olası bir senaryo ancak bunun Şam ve İran arasındaki görüşme ve uzlaşmalarla yapılması şaşırtıcı olmaz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...