09 Temmuz 2019 23:20

Zaman, olup biteni yorumlama değil harekete geçme zamanıdır

Zaman, olup biteni yorumlama değil harekete geçme zamanıdır

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İşçiler arasından muhabirlerimizin yaptığı haberler ve gazetemize gelen işçi mektupları açıkça gösteriyor ki, işçiler olup bitenden hiç de habersiz değil.

TÜPRAŞ sözleşmesinin Yüksek Hakem Kurulunda (YHK) bitirilmesinin, sınıf için anlamı, patronlar tarafından YHK’nın ne için kullanıldığı, önümüzdeki dönem TİS’lerin ne anlama geldiği gibi konularda işçiler bilgililer.

Dahası işçiler, gazetemizin 6 Temmuz günkü manşet haberinin üstüne kurulduğu Bursa ve Kocaleli’deki metal işçileri arasından yapılan haberlerde de açıkça görüldüğü gibi “söylemin ötesine geçilmesi”, “her şeyin güzel olması için taleplerin takipçisi olunması” ve “gerekli mücadelenin yapılmasının zorunlu olduğunu” da söylüyorlar. Elbette ki bu tartışma sadece metal işçileri arasında değil, TİS tartışmalarının gündeme geldiği her işletmede yapıldığını söylemek hiç de yanlış olmaz.

TÜPRAŞ sözleşmesinin YHK’da, Koç’un hayalini bile aşan bir biçimde patron lehine sonuçlandırılmasından sonra, metal işkolu patronlarının işkolundaki patronların sendikası olan MESS’in de Koç Holding ve Kiplas’ın yolunu izleyeceğinin farkında olan işçiler, sözleşme masasına 1-0 yenik oturacaklarını da görüyorlar.

Ama öte yandan;

  • 200 bin kamu işçisinin sözleşme görüşmelerde Türk-İş ve Hak-İş’in, tekliflerini bile ortaklaşmadan ayrı ayrı Hükümete sunduklarını görüyoruz.
  • 3 milyon çalışan ve 2 milyon emekliyi ilgilendiren kamu emekçilerinin TİS görüşmelerinin yaklaştığı şu günlerde Memur-Sen’in Hükümetle rahat anlaşmak (“rahat satmak” demek daha doğru) için öteki konfederasyonların TİS görüşmelerine sokulmaması için girişimler yaptığı çoktan beri biliniyor.
  • Tekstil işkolundaki gurup sözleşmesinde patronların sıfır zam teklifi yapacağı ve sözleşmeyi YHK’ya götürmeye hazırlandığı da gelen haberler arasında.
  • İşçilerin bildiğini, TÜPRAŞ sözleşmesinin sonraki sözleşmelerde emsal olarak kullanılacağını Türk-İş ve Hak-İş de, bağlı sendikalar da biliyordu, ama seyrettiler. TÜPRAŞ işçisiyle en küçük bir dayanışma çabası göstermediler.  

Yani en önemli TİS’lerin eşiğinde konfederasyonlar ve çoğu sendikanın durumu hiç de umut verici değildir.

Bu yüzden de bugün tek seçenek, “olup bitenin farkında olan işçilerin ve sendikacıların inisiyatif alması”dır.

Aksi halde, yarın çok geç olabilir ve TÜPRAŞ işçilerinin başına gelen önümüzdeki diğer toplusözleşmelerin de başına gelebilir.

Bu yüzden TİS hazırlıkları içindeki işyerlerinde;

TİS taslaklarının hazırlanması ve TİS masasına götürülmesinin takip edilmesi,Sözleşme süreci boyunca TİS masasındaki tartışmaların yakından izlenmesi,Sözleşme görüşmelerinin her aşamasında işçilerin talepleri etrafında birleşmiş gücünün sözleşme masasında hissedilecek biçimde hareket halinde olunması,Sözleşmenin işçilerin onayı alınmadan imzalanmaması,Olup bitenin farkında olan işçilerin ve mücadeleci sendikacıların, hiç vakit geçirilmeden, işyerlerinden başlayarak, mücadelede inisiyatif alacak işçilerin girişimleriyle TİS komitelerinin oluşturulması ve inisiyatifin bu komitelerde olmasının sağlanması,Sanayi havzalarında, illerde, işletmeler arasında ilikleri sağlayacak mekanizmaların oluşturulması için gerekli girişimlerin yapılması, Sanayi havzaları önceden var olan sendikal platformların canlandırılması ve gelişmelere göre emek yanlısı kamuoyunun harekete geçirilmesi ve işletmelerde gelişmelere göre tutum alınmasının koordine edilmesi, alınacak tutumlar konusunda işçilere gerekli açıklamaların ve çağrıların yapılması için yenide örgütlenilmesi, platformların olmadığı yerlerde de bu platformların oluşturulması... gerçek bir mücadelenin yaratılmasında belirleyici önemde olacaktır.

Kısacası bir TİS yılı olan 2019 yılındaki sözleşmelerin, Hükümet ve patronlar tarafından krizin yükünü işçilere yıkılması için kullanmak istendiği açıkça ortaya çıkmıştır.

Üstelik de “olup biteni yorumlama” çizgisinde kalmaya devam etmek de artık geride kalmak durumundadır.

Şimdi zaman şikayet etme ve olup biteni yorumlamanın ötesinde geçilerek, ortak mücadelenin örgütlenmesi için gerekli adımların atılmasının zamandır!

Şimdi zaman, işçilerin talepleri etrafında birleşerek, sermaye saldırısını püskürtecek bir mücadele hattına girmelerinin gereklerini yerine getirmenin zamanıdır!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa