21 Haziran 2019 00:00

AKP artık, tek kaygısı iktidarda kalmak olan bir partidir!

AKP artık, tek kaygısı iktidarda kalmak olan bir partidir!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Toplum ve ülkesi için az çok bir “davası” olan her siyasi odak, her siyasi partinin amacı halkın kafasındaki belirsizlikleri azaltmak, vatandaşı kendi siyasi görüşlerine kazanmaktır.

Bu konuda seçimler daha da özel öneme sahiptir. Dolayısıyla her siyasi parti, vatandaşa kendi politikaları açısından bir kafa açıklığı kazandırmayı amaçlar. Her partinin kendi açısından böyle yapması da seçim ortamının az çok sağlıklı bir biçimde oluşmasını sağlar.

Ancak son yıllarda ülkemizdeki siyasi ortam, uzun yıllardır iktidarda olan AKP tarafından vatandaşların kafasının karıştırılması, gelecek kaygılarının artırılması şeklinde tezahür etmektedir. Oy uğruna “tehdit”, “şantaj” ve “rüşvet” yöntemlerinin devreye sokulması ve bu yoldan seçimlerin “götürülmesi” ya da “atı alanın Üsküdar’ı geçmesi” de buna eklenebilir.

Gelinen yerde seçime hile hurda karıştırılması nedensiz değildir. Zira;

-“Seçim rüşveti”nin olağan bir seçim faaliyeti haline getirilmesi,

- Kaybedilen seçimin iptal ettirilmesi,

- “Tekrar” seçim kaybı halinde kazanana mazbatanın verilemeyeceğinin söylenmesi,

- Devletin kurumlarını kullanarak ve seçime şaibe düşürülmesini de göze alarak seçimi oldubittiye getirilmesi,

- Seçim adaletinin, Anayasa, yasalar ve teamüllerin tamamen ayaklar altına alınması girişimleri, halkın sandık başına kafası tamamen karışmış olarak gitmesi içindir.

İSTANBUL SEÇİMİ AKP’NİN GELDİĞİ AŞAMAYI GÖSTERİYOR

Vatandaşın kafası; “kurt masalları”, rüşvet, yalan vaat, tehdit ve şantajlarla doldurulup iyice karıştırılırken, kafa karışıklığı bugün ve gelecek kaygılarıyla da beslenerek seçimi kazanmaya dayanan bir seçim taktiği ileri sürülmektedir.

Doğrusu, böylesi seçim taktiğine sahip bir parti ya da ittifak, halkın kendisine oy vermesi için gerçek vaatlerini tüketmiş demektir. AKP ve ortağı MHP, son seçimlerde giderek artan biçimde bu “tükenmişliğin” ağır baskısı altındadır.

25 yıldır Ankara ve İstanbul başta olmak üzere bir çok büyük kenti yöneten, 17 yıldır merkez iktidarı elinde bulunduran bir partinin; yerel seçimlerde rakiplerine fark atacak bir “yerel yönetim programı” ve “gerçek yerel adaylar”la seçime girememesi AKP’nin geldiği yeri göstermektedir. Dahası İstanbul’daki “tekrar seçimde”, bir seçim sloganı bile üretmemesi, nasıl bir seçim taktiği izleyecekleri konusunda bile “tam bir kafa karışıklığı” ile karşı karşıya kalmaları elbette ki, onlar için bir handikap olduğu kadar ilerici demokrat güçler açısında da bu seçimden çıkarılacak ciddi derslerdendir.

Hala da halkın kafasını karıştırarak, endişelerini büyüterek “seçimi götürme” taktiğinin sahiplerinin İstanbul seçimlerinde tam bir ne yaptıklarını bilmez duruma sürüklenmeleri, onların beceriksizlikleri, yeteneksizlikleri, adaylarının işe yaramazlığı... gibi teknik ve rastlantısal nedenlerle açıklanamazdır.

Tersine bu durum, AKP’nin Türkiye siyasetindeki macerasının geldiği aşamanın ifadesidir.

KAFA KARIŞIKLIĞI, TEHDİT VE RÜŞVET SEÇİM KAZANDIRIR MI?

Peki, halkın kafa karışıklığını, korku ve kaygılarını kendisine başlıca dayanak yapan bir mantıkla; tehdit, şantaj ve seçim rüşvetinin motive ettiği bir seçim taktiği ile seçimi kazanmak olanaklı mıdır?

Elbette ki bu taktikle seçim kazanmak mümkündür! Ama bu taktiğin kazanıp kazanmaması halkın, halk güçlerinin bilinç ve örgütlenme düzeyi ile bağlantılıdır.

Eğer halk yığınları bu taktiğin sahiplerinin amaçlarını anlayacak ve onlara karşı açık bir tutum alacak bir kafa açıklığı ve örgütlenme seviyesine sahipse bu taktiğin başarısız olması kesindir. Nitekim AKP; 1 Kasım 2015 seçimini, şaibeli de olsa 16 Nisan Referandumunu, “Atı alanın Üsküdar’ı geçmesi”yle de olsa 24 Haziran Cumhurbaşkanlığı seçimini bu “kafa karışıklığı” ortamında kazanabilmiştir.

Ancak AKP ve ortağı, 31 Mart seçimini AA ve YSK’nin açıkça tarafgirliğine karşın kaybetmiştir. Ortaya çıkan gelişmelere bakıldığında AKP ve ortağının İstanbul seçimini de kazanamayacağı görülmektedir.

AKP ARTIK ‘İNANDIRICI DAVASI’ OLMAYAN BİR PARTİDİR!

AKP saflarındaki endişenin paniğe dönüşmesi, “TV tartışması”ndan bir kırılma yaratılamaması; bundan böyle provokatif girişimlerle, “dereyi geçerken at değiştirmek”le, “kafa karıştırarak” ya da şantaj, tehdit, din-milliyetçilik istismarıyla, rüşvet dağıtmakla seçimin öyle kolay kazanılamayacağını göstermiştir.

Konjonktürel kimi durumlarda “zor”la, inceltilmiş hile-hurda yöntemleriyle ya da “organize işler”le teknik bakımdan kimi seçim kazanımları olabilse de; onlar için artık bu kazanımlar sadece gerçek birer “Pyrus zaferi” olacaktır. Bir bütün olarak bakıldığında, AKP artık inandırıcı davası olan, orta vadede Türkiye’nin siyasetinde bir role sahip olacak bir parti olmaktan çıkma yoluna girmiştir. Kısacası, tek kaygısı; ne olursa olsun iktidarda (yerelde ve merkezde) kalmak olan bir parti haline gelmiştir.

23 Haziran’dan sonra bu konunun, siyasi mücadelenin olduğu kadar akademik çalışmaların da konusu olacağını söylemek yanlış olmaz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa