29 Mayıs 2019 00:09

İşçiler dostlarını ve düşmanlarını yaşayarak öğreniyor

İşçiler dostlarını ve düşmanlarını yaşayarak öğreniyor

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçtiğimiz hafta, emek mücadelesi açısından iki önemli gelişme yaşandı. Bunlardan birincisi; Koç Holding ve KİPLAS’ın, “3 yıllık TİS”, “Mazeret izinlerini azaltılması” ve “esnek çalışma” anlamına gelen “vardiya düzeninin değiştirilmesi” dayatmasına karşı direnen TÜPRAŞ işçilerine İzmir’deki sendikalardan destek gelmesiydi!

İçlerinde DİSK Bölge Temsilciliği, Türk-İş 3. Bölge Temsilciğinin de bulunduğu Türk-İş, DİSK ve KESK’e bağlı sendikaların İzmir şubeleri, TÜPRAŞ işçileriyle omuz omuza mücadele edeceklerini açıkladılar.

Sözcüğün gerçek anlamıyla, Koç Holding ve KİPLAS tarafından adım adım ve önceden planlanarak, Yüksek Hakem Kurulunun (YHK) kapısına getirilen TÜPRAŞ TİS’i en kritik aşamasında.

Patronlar işçileri ve Petrol-İş’i “Bizim isteklerimizi kabul edin yoksa YHK’ye gideriz. Bundan kimin kârlı çıkacağını siz biliyorsunuz” diye tehdit ediyor. Petrol-İş ve rafinerilerin bağlı olduğu şubeler ile işçiler, “Bu üç madde bizim için pazarlık konusu değil” diyerek direniyor. Dolayısıyla sonucu işçilerin kararlılığı, daha doğrusu her zaman olduğu gibi, bu kararlılığın eyleme dönüşmesiyle girilecek mücadele hattı belirleyecek görünüyor.

Böyle bir aşamada İzmir’de çeşitli konfederasyonlara bağlı sendika şubelerinin TÜPRAŞ işçisi ve sendikalarıyla dayanışma, “omuz omuza mücadele” açıklaması, TÜPRAŞ işçileri için olduğu kadar sendikal hareket açısından da son günlerin en önemli gelişmesi oldu.

***

Haftanın diğer önemli gelişmesi ise TBMM’deydi.

HDP Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, TBMM İnsan Hakları Komisyonuna, komisyona bağlı bir “iş cinayetleri komisyonu” kurulmasını teklif etti.

Türkiye gibi;

- “Soma Katliamı”na sahne olmuş,

- Günde 5’ten fazla işçinin iş cinayetlerinde can verdiği (2018’de 1923 işçi iş cinayetlerinde hayatını kaybetti)

- İş cinayetleri sıralamasında Avrupa’nın 1’inci, dünyanın 3’üncü sırasını tutmuş Türkiye’de İnsan Hakları Komisyonu üyelerinin bu teklifi enine boyuna tartışması, böyle bir komisyonun kurulup kurulmamasına karar verirken, iş cinayetleri karşısında en azından konuyu gündeme alıp Meclise birtakım düzenlemeler önermesi de beklenirdi!

Ama Türkiye’de, pek çok konuda, “Normal bir ülkede şöyle olurdu” denen şeyler artık olmadığı gibi, iş cinayetlerinde de böyle olmadı.

Nitekim TBMM İnsan Hakları Komisyonunda, konuyu tartışan AKP ve MHP’li vekiller; “İnşaattan düşen adamı incelemek bizim işimiz mi?”, “Her başı ağrıyana aspirin mi koşturacağız” diyorlar. Komisyon Başkanı AKP Milletvekili Hakan Çavuşoğlu, bir adım daha atıp komisyona hakim olan zihniyeti; “Bizim işimiz mi yok damdan düşmüş, traktörden, arabadan düşmüşü komisyona getiriyorsun” diye Gergerlioğlu’ya diklenerek açıklıyor.

Bu tartışma, her şeyden önce TBMM İnsan Hakları Komisyonuna, Meclise ve elbette AKP ve MHP’nin, sermayeden yana olmaktan da öte işçilerin, emekçilerin hayatları karşısında bile kıllarını kıpırdatmayan bir zihniyete sahip olduklarını açığa vurmuştur. Bu yüzden Gergerlioğlu, sadece iş cinayetleri karşısındaki duyarlılığı için değil, aynı zamanda en çok oyu işçilerden alan AKP ve MHP’nin işçilerin hayatlarına bile hiçbir değer vermeyen zihniyetini açığa vuran bir öneri yaptığı için de teşekkürü hak ediyor.

Kuşkusuz bu durum, AKP ve MHP’li vekiller, emekçilerden oy alarak seçildikleri halde sermayeye, onların en azgın en vahşi, en sömürücü kesimine hizmet etmekten öte bir kaygı taşımadıklarını, işçilerin, emekçilerin sorunları ve taleplerine tamamen yabancılaştıklarını da açıkça ortaya koymuştur.

Örneğin İstanbullu işçiler, 23 Haziran’da oylarını kullanırken bunu düşünmelidir, düşünecektir de!

İşçiler mücadele içinde sadece dostlarını değil sınıf düşmanlarını da tanıyarak bilinçlenirler.

Son haftada yaşananlar bu açıdan önemli iki örnek oldu.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...