30 Nisan 2019 20:03

Yaşasın 1 Mayıs!

Yaşasın 1 Mayıs!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bugün 1 Mayıs: Dünya işçilerin ortak bayramı!

Bugün dünyanın her yerinde işçiler, bir yandan acil talepleri öte yandan işçi sınıfının tarihsel misyonunun sınıfsız, sömürüsüz, savaşsız, barış içinde bir insanlık dünyası idealini haykırmak için alanlarda olacaklar.

Bugün Türkiye’de her dilden, her ırktan, her din ve mezhepten... işçiler, dünya işçi sınıfının bir parçası olarak, sınıfın ortak bayramını kutlamak için caddelerde, meydanlarda olacak!

Dünya işçileri, 130 yıldan beri her 1 Mayıs’ta alanlara çıkıyorlar.

Türkiye işçi sınıfı da dünyanın her yerindeki sınıf kardeşleri gibi, bu yıl da talepleriyle alanlardalar.

Hiç kuşkusuz alandaki gösteriler nihayet bir günlük bir eylemdir. Ama bu bir gün, 130 yıllık 1 Mayıs geleneğinin ve işçi sınıfının tarihsel misyonunun ruhuyla şekillendiği için, sermaye sınıfına ve onların uluslararası ve ulusal çaptaki sınıf egemenliğine bir protesto, bir başkaldırı, bir meydan okuma olarak yaşanmaktadır.

Bu yüzden de bugün 1 Mayıs meydanlarını dolduran işçiler ve emekçi yığınların eylemi bir başka günde şu ya da bu taleplerle bir araya gelen işçi ve emekçilerin kitlesel eyleminden farklı bir anlam taşımıştır.

Bu yüzden sermaye sınıfı ve onların iktidarları, 1 Mayısları ellerinden geldiğince yasaklamış, daha ileri giderek, ‘77 Taksim 1 Mayıs’ında olduğu gibi, kanlı saldırılara da dönüştürmüştür. Ama bütün bunlara karşın işçiler ısrar ettiğinde de 1 Mayısları “sistem içi” bir törene dönüştürmek, anlam ve önemini küçültmek, itibarsızlaştırmak için olmadık yöntemler bulmaktan hiç vazgeçmemiştir.

Bugün ülkemizde, Türk-İş ve Hak-İş’in; “Her yer 1 Mayıs alanı” şiarının emekçi kamuoyunda genel kabul görüyor olması, işçilerin birleşmesinin gereğinin en geri işçi çevrelerinde bile benimsenmesine karşın, bazı konfederasyonların 1 Mayıs’ta bir araya gelmemesi, elbette ki sermaye güçlerinin 1 Mayıs’ın değerleriyle hesaplaşmaya devam ettiğinin de bir ifadesidir.

Çünkü sermaye sınıfı (burjuvazi), bir anlayış sınıfa mal olmuşsa; ona karşı doğrudan savaşmak yerine sınıf içindeki uzantılarını harekete geçiren bir tutumu benimser. Ki, sermaye sınıfı, yasaklamalar, karalamalar, 1 Mayıs değerlerinin çarpıtılması gibi amaçlarını sendikal bürokrasi üstünden gerçekleştirmeye yönelmiş bulunmaktadır.

Bu yüzdendir ki; Türk-İş’in Kocaeli’ye, Hak-İş, Memur-Sen’in kendilerini Urfa’ya atması basit bir “konfederasyonlar arasında rekabet” olarak görülemez. Tersine bu konfederasyonların tutumu, sermaye sınıfının, işçi sınıfının birlik, dayanışma ve mücadele bilincini yıpratmaya yönelik saldırısının “1 Mayıs kutlaması” görünümlü halidir! Çünkü bu 1 Mayıs kaçkını konfederasyonlar hangi bahaneyi öne sürerse sürsün yaptıkları en hafifinden bölücülük, 1 Mayıs’ın temsil ettiği değerlere tamamen karşı olan tutumdur.

Ancak ne sermayenin saldırıları ne de iş birlikçisi sendikal bürokrasisinin 1 Mayıs ve değerlerini itibarsızlaştırma gayretleri, 1 Mayıs değerlerini geçen 130 yıl içinde işçi sınıfının aklından ve kalbinden söküp atmasına yetmemiştir.

Bu tutum bugün, “Yaşasın 1 Mayıs!” haykırışlarıyla dünyanın her köşesinde yükselmiştir.

İşçilerin bugün alanlardan yükselttiği “Yaşasın 1 Mayıs” dileğine katılıyor, dünyanın ve Türkiye’nin tüm işçilerinin 1 Mayıs bayramlarını kutluyoruz!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...