06 Şubat 2019 00:53

‘TİS yılı’ ve ‘kriz yılı’nın çakışmasının imkanları

‘TİS yılı’ ve ‘kriz yılı’nın çakışmasının imkanları

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Gazetemizi az çok izleyen okurlarımız, bu yılın “bir TİS yılı” olduğunu biliyorlar.

Çünkü bu yıl, camdan metale, kamu işçilerinden tekstile, kamu emekçilerinden petrokimyaya grup sözleşmesi kapsamında TİS yapmayacak iş kolu yok! Dahası, herhangi bir grup sözleşmesine dahil olmayan pek çok işletme de bu yıl içinde TİS yapacak.

Nitekim iki önemli iş kolunda (cam iş kolunda Şişecam’ın cam fabrikalarında, petrokimya iş kolunda TÜPRAŞ’ın dört rafinerisinde) çalışan işçileri kapsayan sözleşme görüşmeleri ocak ayında başladı bile.

Elbette bu kadar TİS’in 2019 yılında bir araya gelmesi, her sektörden işçilerle patronların toplu olarak karşı karşıya gelecek olması, kendi başına bile önemli. Ama elbette, ileri işçiler ve mücadeleci sendikacıların, işçileri ve onların sendikalarını patronlar ve patron örgütleri, gerektiğinde de sermaye hükümetleri karşısında birleştirip harekete geçirebildikleri ölçüde!

Aksi halde bir TİS yılı olan 2019, sadece patronların ve hükümetin TİS’leri oldubittiye getirdiği yıl olur!

Elbette 2019 yılı aynı zamanda bir “kriz yılı”dır da. Ki, patronların krizi fırsata dönüştürme hamlelerinin en başında da TİS’leri, krizin faturasını işçilere ve kamu emekçilerine çıkardıkları en doğrudan aracı olarak kullanmaları vardır. Nitekim ocak ayında başlayan cam iş kolundaki sözleşmeye ilişkin önceki gün gazetemize yazan işçiler buna dikkat çekiyor; Şişecam patronu, daha ilk görüşmelerde bile krizi bahane ederek, işçi taleplerinin geriye çekilmesini istediklerini belirtiyorlar.

Kuşkusuz patronların TİS’leri krizin faturasını işçilere çıkarmanın bir dayanağı olarak kullanmak istemesinde ya da krizi bahane ederek işçi taleplerinin geriye çekilmesini istemesinde de şaşırtıcı bir şey yok. Ama bu tartışmanın neye bağlanacağını, yani TİS’lerle krizin faturasının işçilere mi yoksa patronlara mı çıkarılacağını belirleyecek olan sendikalar ve işçilerin bu konuda alacakları tutum, izleyecekleri mücadele çizgisi olacaktır.

TİS yılı ve kriz yılı bir araya gelince ister istemez bütün toplusözleşmelerde, işçi cenahının hedefi aynı olacak: Krizin faturasının patronlara yıkılması!

Bu da bütün TİS’lerin sadece genel olarak değil özel olarak da, bu yılın özgünlüğünün bir yanı olarak da birbirine bağlanmış olmasıdır. Yani bir TİS’in başarısı sonraki TİS’ler için bir dayanak oluşturacaktır. Elbette başarısızlık da diğer TİS’ler için  işleri zorlaştıracaktır.

Bu yüzden de bu durum; bütün konfederasyonların ve konfederasyon farkı gözetmeden bütün sendikaların, ortak bir TİS mücadelesi etrafında birleşmesini gerektirir. Ama bunun söylendiği kadar kolay olmayacağı, hatta mümkün olmayacağını söylemek de içinden geçtiğimiz dönemin en tartışılmaz gerçeğidir.

Bu yüzden de asıl girişimin geniş işçi tabanından başlaması, sendika yönetimlerinin ve konfederasyonların da bu tabanın baskısı altına alınması gerekir.

Bu amaçla;

- TİS taslaklarının doğrudan işçiler tarafından ve geniş işçi kitlesinin talebi olarak hazırlanması ve bu taslağın, “revize edilmeden” TİS masasına taşınması,

- TİS masasındaki görüşmelerin işçi temsilcileri ve sendikaların yerel örgütleri tarafından sürekli olarak işçi kitlesine taşınması, işçilerin TİS’in pasif izleyicileri değil aktif olarak, TİS masasını baskı altına alacak, iş bırakmadan, mitinglere kadar varan eylemlerle nefeslerini patronların ve sendika bürokrasisinin ensesinde hissettirmeleri,

- İşçilerin “evet” demediği bir TİS’e imza atılmaması,

- Bunları gerçekleştirmek için işletmelerde “TİS komiteleri” etrafında komitelerin oluşturulması, bir grevde bu komitelerin grev komitelerine dönüştürülmesi, grevler yasaklanırsa, yasağa rağmen grevi sürdürecek bir örgütlenmenin TİS görüşmelerinin sürecinde örgütlenmesi,

- Sanayi havzalarında yerel düzeyde mücadelenin ortaklaştırılması için iş yerinde temsilciler ve yerel sendika yöneticilerinden oluşturulan “TİS komiteleri” (platformları, komisyonları vb) yaratılması, içinden geçilen TİS sürecinde TİS’ler krizin faturasını reddetmenin tek gerçekçi yolu olarak görülmektedir.

Süreç ilerledikçe gazetemizde olduğu gibi bu köşeden de tartışmayı sürdüreceğiz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...