05 Aralık 2018 01:16

Asgari ücretin miktarını söylemek yeterli mi?

Asgari ücretin miktarını söylemek yeterli mi?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Asgari Ücret Tespit Komisyonu (AÜTK), 6 Aralık günü (yarın) toplanıyor.

Asgari ücret tartışması bu yıl, son 15 yılın zirvesindeki enflasyonun da baskısıyla önceki yıllara göre nispeten erken tartışmaya açıldı.

Nitekim DİSK ve Türk-İş’in genel başkanları bu yıl ilk kez, AÜTK’nin toplanmasından haftalar önce asgari ücret için ortak taleplerini dile getirdiler. CHP, asgari ücret için Meclise bir önerge verdi ve asgari ücretin vergi dışı bırakılmasını da istedi. DİSK ise önceki gün yaptığı basın toplantısında asgari ücret talebini ve asgari ücretin tespit biçimiyle ilgili taleplerini de sıraladı.

Gelinen yerde;

- CHP asgari ücretin 2 bin 200 TL olması,

- Türk-İş’in asgari ücretin 2000 TL+enflasyon farkı eklenmesi,

- DİSK de asgari ücretin 2 bin 800 TL olmasını istiyor.

Her üç öneride de asgari ücretin vergi dışı bırakılması da var.

Hükümet ve patronlar ise bir rakam telaffuz etmemelerine karşın, vücut dilleri asgari ücretin mümkün olan en düşük seviyede tutulması için hazırlık yaptıklarını gösteriyor.

Nitekim; beyaz eşya, otomotiv, mobilyada ve konutta ÖTV ve KDV indirimi, TÜİK’in ilgili daire başkanı değiştirilerek yerine “tanıdık” birinin getirilmesini arkasındaki en önemli nedenlerden birisinin enflasyonun düşük çıkarılması, dolayısıyla asgari ücret zammın en azda tutulması amacının olduğunu söylemek yanlış olmaz.

Önceki gün, DİSK’in düzenlediği basın toplantısında Genel Başkan Arzu Çerkezoğlu, asgari ücretle ilgili taleplerini dile getirdi.

Çerkezoğlu, sadece DİSK’in talebi olan miktarı açıklamakla da yetinmedi; asgari ücretin az çok işçileri yaşamını iyileştirecek bir düzeyde belirlenebilmesi için;

- “Hükümetin Avrupa Sosyal Şartı'na asgari ücretle ilgili konan çekincenin kaldırılmasını,

- Asgari ücretin tespitinde bütün işçi konfederasyonlarının katılımının sağlanmasını

- Asgari ücretin ulusal ölçekli bir toplu pazarlıkla belirlenmesi ve uyuşmazlık durumunda toplu eylem hakkının da içermesini,

- İşçi ve memurlar için tek bir asgari ücret saptanmasını,

- Asgari ücret tespitinde geçim koşulları ve milli gelir artışının dikkate alınmasını,

- Asgari ücretin tümüyle vergi dışı bırakılmasını” da istedi.

Evet, son haftalarda pek çok emek çevresi de asgari ücretin belirlenmesiyle ilgili öneriler öne sürdüler. Ancak, bu talepler sadece lafla ifade edilme düzeyinde kaldı. Ve görüldü ki, eğer işçilerin talepleri sadece lafla ifade düzeyinde kaldığında bir adım atmak bile olanaklı değildir.

Sınıflar mücadelesinin yakın ve uzak tarihi açıkça göstermektedir ki, taleplerin ilan edilmesi ve çeşitli platformlarda dile getirilmesi önemlidir ama bu taleplerin elde edilmesinin tek şartı vardır o da; işçilerin bu taleplerinin arkasında birleşmeleri, güçlerini sermayenin ve hükümetlerinin karşısına dikebilmeleridir.

Yani gerek asgari ücretin işçiler ve sendikalarının isteklerine az çok yakın bir düzeye getirilme gerekse asgari ücretin tespitinde işçilerin rolünün artırılmasının koşulu işçilerin taleplerini elde etmek için harekete geçmeleridir.

Bu yüzden de DİSK, Türk-İş ve emek dostu çevrelerin işçiler lehine öne sürdükleri her talep için asıl önemli olan budur. Bugün de asgari ücretin tespitinde asıl sorun asgari ücretin miktarının belirlenmesi değil, işçilerin kendi isteklerine yakın bir asgari ücret için ne kadar mücadele ettikleridir. Eğer bu mücadele, sermaye ve hükümetine geri adım attıracak bir düzeye gelemezse, asgari ücretin miktarını belirleyen patron ve hükümetlerinin temsilcilerin orta oyunu tarafından ve patronların isteğine uygun olarak belirlenecektir!

Evet, DİSK’in önceki gün öne sürdüğü talepler önemlidir. İşçilerin bunları duyması da önemlidir ama asıl önemli olan, bu taleplerin işçi yığınları arasında yaygınlaştırılması ve işçi yığınlarının bu talepleri elde etmek için mücadeleye çekilmesidir.

Ki, bu konuda işyerlerinden gelen haberler, asgari ücret için öneriler sunan sendikaların ne yazık ki, böyle bir mücadele için harekete geçtiklerine dair işaretler içermemektedir.

Bu yüzden he de AÜTK’nin toplandığı şu günlerde sendikaların, yerellerdeki “emek platformları”nın, işçilerin; işyerlerinden ve sokaklardan, asgari ücretle ilgil taleplerini dile getiren girişimler yapmaları, en azından mümkün olan her işyerinde, her sanayi sitesinde, her OSB’de asgari ücretle ilgili taleplerini dile getirmeleri, müdahale etmeleri önemli olacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...