25 Ağustos 2018 00:58

İtirazlarımızı yığınların itirazına dönüştürmek önemli

İtirazlarımızı yığınların itirazına dönüştürmek önemli

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Genel-İş Sendikası’na üye İzmir Büyükşehir Belediyesinde çalışan İZENERJİ işçileri, gerek sendikalaşırken gerekse taşerona karşı ciddi bir mücadele içinde örgütlenmiş, OHAL koşullarında bile haklarını savunmak için “iş bırakma”ya varan eylemler yapabilmiş olan işçiler. Bu yüzden de diyebiliriz ki, İZENERJİ işçileri, sınıfın, talepleri üstünden mücadelesi içinde deneyim kazanmış kesimlerinden birisini oluşturuyor.

Kuşkusuz ki, özellikle de işçilerin yeni bir mücadeleye hazırlanmasının belirleyici olacağı bu dönemde, sınıfın mücadeleci kesimininin inisiyatif alma konusunda sorumluluk üstlenmesi çok önemli.

Gazetemizin İzmir’deki muhabirlerinden Metehan Ud, kriz tartışmalarını ve Erdoğan yönetiminin krizden çıkış için yaptığı girişimleri İZENERJİ işçileriyle konuşmuş.

Gazetemizin önceki günkü sayısında, işçilerin, adlarını da vererek, içinden geçilen dönemde “krizi önleme” adına alınan ve alınacağı ilan edilen önlemler ile krizin mahiyeti konusundaki düşüncelerini açıkça ifade ettiklerini gördük.

İZENERJİ işçilerinin söylediklerinde belki, gazetemizde daha önce çıkan haberlerde ve işçi röportajlarında söylenenleri aşan bir şey yok. Ama belki de bütün diğer işçi haberinde konuşulan konuların derli toplu ifadesi olması bakımından Metehan’ın haberinin önemli olduğu da gerçek. Ki bu durum, şimdi İzmir’in çeşitli sektörlerinden işçileri ve kamu emekçilerinin, bu mücadelede bir gözlerinin İZENERJİ işçilerinde olmayacağı anlamına gelmemektedir. Dahası bu durum, İZENERJİ’deki ileri işçilere ve mücadeleci sendikacılara yeni bir sorumluluk da yükler.  

Haberde gördük ki, işçiler iki önemli konuda itiraz ediyorlar. Hatta bu itirazlarını öfkeyle ifade ediyorlar.

Bu itirazlarından birincisi; Erdoğan iktidarının sözcüleri ve medyası tarafından öne çıkarılan, “Hepimiz aynı gemideyiz. Gemi batarsa hepimiz batarız” klişesine yönelik. İşçiler, “Evet Erdoğan ve patronlar aynı gemide olabilir ama biz onlarla aynı gemide değiliz” diyor. Gerekçelerini sıralıyorlar: “Kriz var diyerek Hazineyi, öteki kamu kaynaklarını patronların önüne sererken bize bir şey düşmüyor. Bir vergi affıyla patronlara milyonları bağışlıyorlar. Dahası krizin faturasını bize yıkıyorlar”.

İşçilerin ikinci itirazı da; krize karşı önlem ya da krizden çıkışın şartı olarak yapılan “tasarruf” çağrılarına! “Biz zaten geçinemiyoruz. Fazla mesai ile ayakta kalmaya çalışıyoruz. Son zamanda vergi diliminin yükselmesiyle hayatımız iyice zorlaştı. Bir de bizden ‘tasarruf’ istiyorlar, ‘fedakarlık yapmamızı’ istiyorlar. Bizden tasarruf istemek krizin yükünün bize yıkılmasıdır. Tasarruf yapılacaksa bunu patronlar yapmalı” diyorlar.

Kuşkusuz işçilerin itiraz ettiği iki konu da krize karşı mücadelenin can damarını oluşturuyor. Çünkü sermayenin propagandacıları, işçileri patronlarla aynı gemide olduğuna inandırırlarsa, ”tasarruf yapmaya”  da, “fedakarlık yapmaya”  da ikna edebileceklerini düşünüyorlar. Deneyimleriyle de bunu biliyorlar.

İZENERJİ işçilerinden 56 yaşındaki Hayri Çerkez, yaşının da verdiği deneyimle, kendilerini de eleştiriyor: ”Zamlara karşı sokağa çıkabiliyor muyuz; tepkimizi gösterebiliyor muyuz? Sendika çağırdığında hala ‘bana ne’ diyorsak çok eziliriz” diyor.

Daha önce gazetemizde yayımlanan çeşitli işyerinden yapılan haberlerde de gördüğümüz gibi, İZENERJİ işçileri gibi ciddi mücadelelerden geçmiş işçiler arasında da aynı yere geliyoruz. İş yerlerinde;

- Krizin nedenlerini açıklamaya ara vermeksizin devam etmek,

- Krizin faturasının işçilere çıkarılması için yapılan girişimleri teşhir etmek,

- “Krize karşı önlemler” adı altında işçilerin “tasarruf etmeye”, yani haklarından, taleplerinden fedakarlık etmeye çağırılmasına karşı kesin tutum almak.

- Bu tutumu sadece bireyler olarak almayı aşarak, tüm kitlenin, tüm sınıfın, tüm emekçilerin, halkın tutumuna dönüştürmek için mücadeleyi, her imkanı kullanarak örgütlemek!

Yaz sıcağının uyuşturucu etkisi ve bayram rehavetinden çıkarak mücadelenin gerektirdiği bilinç ve kararlılıkla çalışmak, bundan sonrası için belirleyici önemdedir. Çünkü gördüğümüz gibi karşı taraf “yaz”dı, “bayram tatili”ydi demeden kendi önlemlerinin gerektirdiği adımları hızla atmaktadır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...