08 Temmuz 2018 23:00

İstanbul'a bakmak

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Cengiz Bektaş

Tüm yazıları

Yıllar önce benden bir konuşma istendi.
Başka ülkelerden gelenlerle birlikte bizim mimarlarımıza, tasarımcılarımıza konuşacaktım. 900- 1000 kişilik bir topluluktu bu…

Konu olarak, İstanbul’ un küçücük bir bölgesindeki yapılara bakıp gördüklerimi aktarmayı seçtim.

Kimi soruları saptayıp, bunlara yanıtlarımı sundum dinleyicilerime.

Örneğin şöyle soruyordum:
“Bu yapıları yapan ya da yaptıranlar arasında kültür birliğinden söz edilebilir mi?”

O günkü yanıtım,
“Hayır.”
İdi.
Beni dinleyenlerin hiç biri karşı çıkmadı. Ya da çıkamadı…

Aradan şunca yıl geçti.

Sanırım en azından çeyrek yüzyıl… Ya da daha çok…

Şimdi bunu kabaca, bütün İstanbul için deneyeceğim.

Sorularım doğru mu yanlış mı siz karar verebilirsiniz. Yanıtlarımda da bilimsel olmağa çalışmayacağım. Yeterli olup olmadıklarına da bakmadan sorular çoğaltılabilir. Daha incelikli sonuçlar çıkarılabilir. Okudukça anlaşılacaktır. Buna pek gerek yok. Şöyle kabaca bakmakla da karşı çıkılamayacak sonuçlara varılabiliyor.

Aradan şunca yıl geçti dedim ya… Bakarsınız kimi gelişmeler, değişmeler, düzelmeler olmuştur. Ya da daha da kötü olmuştur durum. Böyle olup olmadığına da siz karar verebilirsiniz.

Elbette, İstanbul’ a bakan kişinin kişiliği, bakış açısı da etkili olacaktır sonuçlarda. Öyle ya kimi paragözdür, kimi de kültür ölçütleriyle bakar… Yukarıdaki yıllar önceki soruma bu gün de, benim o günkü yanıtımdan başka bir yanıt verilebilir mi?

Bence hayır! .

Başka bir soru:

“Bu yapıların belli bir kültür kökenleri var mıdır?”
Benim yanıtım:

“ Yoktur.”

Bu gün yalnız gökdelenlere baksanız bile bunu saptayabilirsiniz.

Yarım yamalak, oradan buradan bir köken aramağa kalkışırsanız, seçmecilikle bir araya getirilmiş olanların, daha doğrusu aktarmaların, neredeyse hepsinin, köklerinin dışarıda olduğunu göreceksiniz. Tıpkı Abdülhamit dönemindeki gibi… Betikler, dergiler var olsun…

(sürecek)

YAZARIN DİĞER YAZILARI