21 Mayıs 2018 00:55

Bizim engelliler

Bizim engelliler

Fotoğraf: Envato

Paylaş

"Herkes İçin Kent” adında bir betiğim var. Engelliler için merdivenden rampaya, mutfaktan banyoya yapılacakları anlatıyorum orada. Daha çok mimarlara yardımcı olmaktı amacım.

Ancak hepimizin bilmesi gerekli olan gerçek, yaklaşık 12 milyon engellimizin var olduğudur. Neredeyse Yunanistan’ın tüm halkı çokluğunda… Siz çoğunu görmezsiniz onların. Sokağa çıkamadıkları için…

Neden mi?
Çünkü sokaklarımız, kaldırımlarımız, alanlarımız düzenlenirken onlar düşünülmemişlerdir.

Ayrıca bizde “engelli” denilince, bedensel engelliler (görmeyenler, duymayanlar, kolu bacağı olmayanlar) anlaşılıyor. Tinsel engelliler, içedönükler, yaşlılar da var biliyorsunuz.
Örneğin yaşlılar, artık gençliklerindeki gibi değildirler. Yeterince hızlı davranamazlar sokakta, şurada, burada… Adım boyları daha küçülmüştür. Taraklayarak yürürler. Ayaklarını yeterince kaldıramazlar. Bu nedenle kaldırımların, kamu yapılarındaki merdivenlerin basamak yüksekliklerini buna göre yapmak gerekir. (en çok 15 cm.)

Bunlara, ayrıntılı olarak daha önce de kimi yazılarımda da değindim.
Anımsayanlarınız vardır.

Neden bir kez daha yazıyorum?
Çünkü dinleyen yok.
Sormuyorlar ki öğrensinler.

Engellilerin durumunu sen-ben anlayabiliriz ama kuruluşlar özellikle belediyeler anlamak, her şeyi onlara göre düzenlemek zorundadırlar.

Öyle durumlar var ki gençler, sağlam olanlar onları bilmeyebilirler.
Hani Orson Welles’in bir şarkısı var:

    Ben gençlik nedir bilirim.
    Sen yaşlılığı bilemezsin

Diyor anlamca…
Öyle değil mi?

Bir örnek vereyim isterseniz. Sorun bakalım gençlere yaşlı kişi çişi geldiğinde en çok kaç metre tutabilir. 16 metre. Demek ki alanlarımızı sokaklarımızı düzenlerken bunu düşünmek zorundayız. Birçok saygın dostumun, büyüğümün zor durumlara düştüklerini bildiğim için bu örneği verdim.

Kuzguncuk’un yollarını yazmıştım, sanıyorum iki yazım önce. O yazım yayınlandığı gün, anayo-lumuzu kazmaya başladılar. Yolun orta bölümünü, iki yandaki kaldırımlarını hep birlikte… Peki, insanlar nerede yürüyecekler? Yaşlıları, engellileri düşünün.
Bir bilene neden sorulmaz ki? Bu işler nasıl yapılır?

Yolu önce betonladılar. Sonra da üzerini gra-nit küp taşlarla kaplayacaklar sanırım. Yağmurda sular toprağa ulaşamayacaklar. Doğrudan denize… Bunun böyle olmaması gerektiğini bir bilen size söyleyebilir. Toprağa ulaşmalı sular…
Bilirsin ki bilmezsin, bir bilenden sormazsın,
Bilirsin ki sorarsan bilmediğini bilirler.

Doğu ile Batının ayrımı burada başlıyor. Batılı kimi bilgilerini başkalarının sırtından edinir. Doğu ise her şeyi kendi sırtında öğrenmeye çalışır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...