05 Mayıs 2018 00:15

1 Mayıs'ta neler gördük?

1 Mayıs'ta neler gördük?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

İşçi Sınıfının Uluslararası Birlik Mücadele ve Dayanışma Günü 1 Mayıs 2018 Türkiye’nin başlıca illeri, ilçeleri ve emekçi semtlerinde coşkulu gösterilerle kutlandı.

Alanları dolduran sayısı yüz binleri bulan işçiler, emekçiler, geleceklerini 1 Mayıs’ın değerlerinin tarif ettiği dünyaya bağlamış her çevreden kadınlar gençler, emekliler,... 

- İşsizliğe, yoksulluğa, işten atamalara, grev yasaklarına, ağır çalışma koşullarına, gelecek güvencesizliğine, kazanılmış haklarının gasbına,...

- Zulme, bakılara, OHAL düzenine, “tek adama rejimi” girişimlerine, savaş politikalarına,... tepkilerini haykırdılar. 

Geçen yıllarla kıyaslandığında, “Ülke sathında hemen her 1 Mayıs alanında, daha çok işçinin, emekçinin, her çevreden 1 Mayıs dostlarının alanlara geldiği, 1 Mayıs’ı izleyen gazetecilerin, her çevreden katılımcıların ortak kanısıdır” dersek yanlış bir şey söylememiş oluruz.

Sendika merkezlerinin önemli bir bölümünün “yasaklamaları”na karşın, alanlara gelen işçilerin sayısının geçen yıllara göre hayli fazla olduğu da bir gerçektir.

1 Mayıs gününde “sahnede” sadece, kendi taleplerini ortak ifade etmeye çalışan alanları dolduran işçiler, emekçiler yoktu. 

1 Mayıs gününde, 1 Mayıs alanlarının dışında da kimi 1 Mayıs kutlama iddiasında olanlar vardı.

Bunların başında işçilerden il il kaçarak, “kendi 1 Mayıslarını kutlayan” sendika konfederasyonlarının bürokrat yöneticileri geliyordu. 
Hak-İş ve Memur-Sen, “Hükümetle yakınlık” kurarak işçilerin, emekçilerin sorunlarını en iyi kendilerinin çözeceğini iddia ederek, işçilerin emekçilerin ufkunu karartmak için 1 Mayıs’ı istismar etti; 1 Mayıs’ın değerlerinin bayraklaştırıldığı bir günde bu değerlerin tam zıttı bir tutumun propagandasını yaparak, “işçilerin birliği, dayanışması ve mücadelesi” diye bir sorunlarının olmadığını gösterdiler. 

Türkiye’nin en büyük konfederasyonu Türk-İş ise, sadece “sınıra yakın” olduğu için Hatay’da birkaç bin temsilciyle “1 Mayıs’ı kutlayarak” işçiler ve oların sorunlarından ne kadar uzak, 1 Mayıs’ın ve onun “Birlik Mücadele ve Dayanışma” değerlerine ne kadar yabancı olduğunu bir kez daha kanıtladı.

Sadece bu kadar değil elbette. Bir de 1 Mayıs’ı “devrimci tarzda” kutlayacağını ilan edenler vardı. 

Bazı “sol” gruplar, Maltepe’deki 1 Mayıs alanını doldurun işçiler ile 1 Mayıs’ı kutlamayı “devrimci” bulmayarak 5’er, 10’ar kişilik guruplarla Taksim’e çıkmaya çalıştılar.

Bütün bu 1 Mayıs alanlarında ve binlerce işçiye, emekçiye arkasını dönenler içinde en anlaşılmaz olanı da DİSK’e bağlı Birleşik Metal-İş’in yöneticileri oldu. 

Daha 1 Mayıs’tan haftalar önce, Taksim dışında 1 Mayıs kutlanmasını “1 Mayıs kaçkınlığı” ilan ederek “1 Mayıs’ta Taksim’de” olacaklarını ilan ettiler. Ama 1 Mayıs günü 30-40 kişilik bir grupla, emniyetle anlaşarak, Taksim’e çıkıp çelenk bırakıp, keskin bir “1 Mayıs konuşması” yaptıktan sonra geri döndüler! Ki, emniyet isteyen bütün sendikacılara ve hatta derneklere Taksim’e çelenk bırakma izni vermişti!

Böylece Birleşik Metal yöneticileri, kimlerin “1 Mayıs kaçkını” olduğunu, 1 Mayıs günü, Taksim Meydanı’ndan dünya aleme ilan etmiş oldular!
Dahası Birleşik Metal yöneticilerinin “ayıbı” sadece alanları dolduran işçileri ve sendikacıları, “1 Mayıs kaçkını” ilan etmekle sınırlı da değil. Tersine, Birleşik Metal yöneticileri, Taksim’e götürmedikleri üyelerine, bulundukları il ve ilçelerdeki 1 Mayıs gösterilerine katılmayı da yasaklayarak, 1 Mayıs’ın bütün değerleriyle çatışan bir tutumu da takınmış oldular! Ki, herhalde 1 Mayıs değerlerini savunmada bugüne kadar hep ön safta olmuş Birleşik Metal üyesi işçiler, işçileri bölen, 1 Mayıs değerleriyle tamamen çatışan bir noktaya düşen sendikacılardan hesap soracaklardır. 

Ama bunlardan da önce, Birleşik Metal Sendikasının yöneticileri, 1 Mayıs’tan beri aynaya bakabiliyorlar mı?

Eğer, ortaya çıkan tabloya bakarak, “Biz ne yaptık?” diye soruyorlarsa, soranlar varsa; kendilerini buraya savuranın “hangi anlayış” olduğunu ve nasıl böyle 1 Mayıs karşıtı bir çizgiye geldiklerine de bakmalıdırlar.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...