19 Mart 2018 22:32

'Tıp haftası' ve inisiyatif almanın aciliyeti ve önemi

'Tıp haftası' ve inisiyatif almanın aciliyeti ve önemi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

“10-18 Mart Tıp Haftası” bu yıl da çeşitli etkinliklerle kutlandı. “Tıp Haftası” kapsamında, önceki gün TTB ve İTO’nun düzenlediği etkinlikte, İstiklal Caddesi’nde yürüyen hekimler ve sağlık emekçileri; “İyi hekimliği savunmakta kararlıyız, tükenmiyoruz birlikte güçlüyüz” pankartı açtı. “Savaşa değil sağlığa bütçe”, “Sağlıkta dönüşüm şiddetine son”, “Taşeron çağdaş köleliktir”, “Herkese ücretsiz, eşit sağlık”... dövizleri taşındı, “Performans değil, eşit, adil, güvenceli ücret”, “Herkese eşit, ücretsiz sağlık” sloganları atıldı.

Elbette hekimlerin ve diğer sağlık emekçilerinin bu talepleri yeni değil. Tersine bu talepleri sağlıkçılar her vesileyle dile getiriyorlar. Ve gerek TTB ve bağlı hekim odaları gerekse SES, bu talepler için büyük bir gayret ve ısrarla mücadele ediyorlar.

Bu yüzdendir ki, TTB ve SES, Hükümetin ve gerici güçlerin şimşeklerini üstlerine çekti, çekiyor. 

İki ay kadar önce, TTB yönetiminin; “Savaş bir halk sağlığı sorunudur” dediği için gözaltına alınması ve TTB’nin adındaki “Türk” sözcüğünü hak etmeyen, “terör sevici” bir örgüt olarak suçlanmasının ve yüzlerce, hatta binlerce SES üyesinin KHK’lerle görevlerinden ihraç edilmesinin, sürülmesi ya da soruşturmaya uğramasının asıl nedeni aynıdır:

- Sağlık hizmetinin, sağlıkçıların çalışma koşullarının iyileştirilmesi,

- “Herkese parasız ve ulaşılabilir bir sağlık hizmeti” için verdiği mücadelenin Hükümeti ve sağlığın ticarileştirilmesinden büyük kârlar elde eden sermaye kesimlerini rahatsız etmesidir. 

Okurlarımız, bu köşeden eğitim sorununun sadece eğitimcilerin sorunu değil, “eğitim hizmeti alan herkesin”; sağlık sorununun sadece sağlıkçıların değil “Sağlık hizmeti alan tüm halkın sorunudur” dendiğini bilmektedirler. 

Nitekim “Sağlık Haftası” içinde düzenlen etkinliklerde de sağlıkçılar, yukarıda sözünü ettiğimiz etkinlikte oluğu gibi; sağlıkçıların çalışma koşullarının iyileştirilmesi ve sağlık alanının kâr alanı olmaktan çıkarılıp halka parasız, nitelikli ve ulaşılabilir bir sağlık hizmeti için talepleri öne çıkarmaktadırlar. 

Aslına bakılırsa bunlar sağlıkçılar tarafından yıllardır savunulan bu iki kategorideki taleplerden birincisi dolaylı, ikincisi de doğrudan, sağlık hizmeti alan 80 milyon emeği ile geçinen halkın da talebidir. Bu yüzden de hekimler ve diğer sağlık hizmeti veren sağlıkçılar tarafından yıllardır dile getirilen bu taleplerin halkın en örgütlü kesiminin içinde yer aldığı sendikalar başta olmak üzere tüm emek örgütleri ve her türden oda, dernek... hatta birer birer vatandaşlar tarafından sahiplenilip, ortak mücadeleye dönüştürülmek zorundadır.

Çünkü AKP iktidarının “sağlıkta dönüşüm” programı adı altında sürdürdüğü saldırının hedeflerine varmada katettiği mesafe dikkate alındığında; sağlık alındaki mücadelenin, sadece bu mücadelenin ön cephesi haline gelen TTB ve SES’in mücadelesiyle ilerletilmesi olağanüstü zorlaşmıştır.

Evet mücadele zorlaşmaktadır ama sağlığın dolaylı yollardan paralı hale getirilmesi ve ulaşma zorlukları da “kozmetik önemler”le üstü örtülemez bir aşamaya gelmiştir. Denebilir ki bu alan hızla, AKP iktidarının “yumuşak karınları”ndan birisi haline gelmektedir. 

Sağlık alanındaki sorunlar geldiği aşamada ortaya çıkan tepkiler bir yanıyla sağlıkçılar için katlanılmaz boyutlara varan çalışma koşulları, öte yanıyla da vatandaşların uygulamalardan daha yüksek sesli şikayetleri (Ki, bu tepkiler pek çok durumda sağlıkçılara karşı şiddete de dönüşmektedir) olarak kamuoyuna yansımaktadır. Ki bunun anlamı da; eğer genel bir söylemle kalmayıp talepler üstünden mücadelede ısrarla durulursa, hem sağlık emekçileri içinde hem de sağlık hizmetinden hoşnutsuzluğu hızla artan kesimlerin içinde, yukarıda sözü edilen talepler etrafındaki mücadelenin zemininin genişleyeceği, mücadeleye katılımların artacağı apaçıktır.

“Tıp Bayramı” ya da “Tıp Haftası” kapsamındaki etkinlikler, sağlık alanındaki mücadelenin sorunlarına olduğu kadar mücadelenin yenilenmesi için gelişen imkanlarına da dikkat çekmiştir.

Elbette ki gerek “Sağlık Haftası” boyunca süren etkinlikler gerekse son aylardaki bu alanla ilgili tartışmalar açıkça göstermektedir ki; bu alanda mücadelenin derlenip toparlanması için olanaklar artmıştır. Ama aynı zamanda bu gelişmeler, mücadelenin önünde de yer alan kesimler için de inisiyatif almanın aciliyet ve önemini de çok belirleyici hale getirmiştir.

Çünkü sadece koşulların gelişmesi ve imkanların artıyor olması “hiçbir şey”dir!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...