24 Şubat 2018 00:15

İşçiler için cehennem, patronlar için cennet!

İşçiler için cehennem, patronlar için cennet!

Fotoğraf: Envato

Paylaş

DİSK Araştırma Dairesi (DİSK-AR) tarafından hazırlanan “Türkiye işçi sınıfı gerçeği” raporuna göre Türkiye’de işçilerin durum vaziyeti özetle şöyle: “Ücretler düşük, geçim sıkıntısı büyük. Çalışma süreleri uzun, sendikalaşma zayıf. İşyerlerinde sağlık ve güvenlik önlemleri yetersiz. Sendikalı işçilerin çalışma ve yaşam koşulları sendikasızlara göre daha iyi. İşçilerin yalnızca yüzde 48’i adil bir ücret aldığını düşünürken, işçilerin yüzde 54’ü ay sonunu zorlukla getirdiğini söylüyor... Türkiye OECD ülkeleri içinde, Kolombiya’dan sonra (haftada 50 saat), haftada 49 saatle en uzun çalışma süresine sahip olan ikinci ülke!

DİSK-AR’ın araştırması açık bir biçimde gösteriyor ki; Türkiye, dünyadaki işçi cehennemi ülkelerini başında gelenlerdendir. 

Yani, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan ve onun ekonomi deyince sadece rakamları gören ilgili ve yetkililerinin her gün övündükleri ihracat rekorları, üretim artışları, büyüme rakamları, işte bu cehennemi koşullarda çalışan işçilerin alın terinin ürünü. Ama olanlara bakarsanız Türkiye’nin “herkesi kıskandıran parlak tablosu”, müteşebbislerin “öngörülü girişimleri” ile hükümetin, iktidar mensubu siyaset erbabının izlediği “teşvik politikaları”nın eseridir!

Evet böle bir gerçeklik vardır. Gerçekten de patronlar ve hükümetleri, DİSK-AR’ın raporunun gösterdiği gibi, atölye ve fabrikalarda, inşatlarda, madenlerde... cehennemi koşullar oluşturup, işçileri de bu cehennemin odun taşıyıcıları yapan sistemi çalıştırarak bir başarı sağlamaktadır. Ama o kadar. 

Bu yüzden de asıl gerçeği görmek için, patronların, hükümetlerinin pembeye boyadıkları “İhracat rekorları kırıyoruz. Dünyada büyümede birinci sıradayız” tablosunun arkasındaki gerçeklere bakmak gerekir. 

Çünkü patronlar ve hükümetleri tarafından bakıldığında görünen “başarı destanı”;

- OECD ülkeleri arasında en uzun ikinci çalışma süresine sahip olan Türkiye’de,

- Sendikasız, sigortasız, iş güvenliksiz ve iş güvencesiz, hiçbir hak-hukuk tanınmadan,

- 3.29 kişilik “işçi hanesi halkı”nın 2.9’nun asgari ücretle çalıştırıldığı,

- Günde 5-6 işçinin sömürü çarkının dişlileri arasında hayatını kaybettiği, yüzlerce işçinin meslek hastalıkları ve ağır çalışma koşulları tarafından çalışma hayatının dışına itildiği,

- İşçi intiharlarının hızla arttığı... işçinin teri, kanıyla oluşturulan havuzdan doğmaktadır. 

Erdoğan onun için olacak, “aman en az üç, dört, beş, beş de yetmez daha çok çocuk” demektedir. Çünkü; ne kadar çok çalışmak zorunda olan nüfus varsa, ne kadar çok açlık ve sefaletin pençesinde genç varsa, sömürü o kadar ağır, kolay ve çok olacaktır!

DİSK-AR’ın raporu; cehennemi oluşturan en önemli sorunları ise şöyle sıralıyor: Düşük ücret (yüzde 77), işsizlik (yüzde 75), sigortasızlık (yüzde 46), uzun çalışma saatleri (yüzde 43), güvencesizlik (yüzde 39), taşeron çalışma (yüzde 33), işçi sağlığı ve iş güvenliğinin yetersizliği (yüzde33), kıdem tazminatı (yüzde 32).

Evet, DİSK-AR’ın raporu, elbette en başta gerçekten mücadeleci bir sendikacılık yapmak isteyen sendikacılar olmak üzere, emek mücadelesi içinde yer alan herkes için önemli veriler sunmaktadır. Bu açıdan bu çalışmayı yapanlar ve bu çalışmanın bizlere ulaşmasında emeği geçenler teşekkürü hak ediyorlar. 

Rapor can alıcı veriler sunuyor. Ama asıl olan bu rapordaki verileri dikkate alarak geliştirilecek sendikal politikalardır.

Aksi halde bu verilere bakıp “ah vah” etmenin, ağır çalışma koşullarından şikayet etmenin patronlar ve hükümetleri dışında kimseye bir yararı olmaz.

Bu yüzde raporun ortaya koyduğu verileri günlük çalışma içinde değerlendirmek, sorunları tartışırken, raporun işaret ettiği gerçekleri dikkate almak önemli olacaktır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...