Kalimnos
Fotoğraf: Envato
Aziz Nesin İle Ekrem Akurgal’ın eş başkanlıklarından sonra altı yıl Türkiye-Yunanistan Dostluk Derneğinin başkanlığını yaptım. Her iki yandan da güzel insanlarla birlikte çalıştım. Halkların hiçbir biçimde düşmanlıklarına tanık olmadım.
Yunanistan’a pek çok kez gittim. En küçük kötü bir şey gelmedi başıma. Herkes dostluk konuştu benimle.
Belki anımsayacaksınız, kimi yazılarımda, betiklerimde de söz ettim bundan. Bu gün de unutmadığım anılarımı da aktardım.
Yıllar sonra geçen ay, estiler, On İki Adalar’ dan Kalimnos’ a, Türkçemizle Kilimli’ye gittim. Kilimli, On İki Adalar’dan dördüncü büyüğü…
Günce okumadan, akcam (TV) izlemeden, derin konuşmalar yapmadan başımı dinlemek iyi gelecekti bana. Yaşamımda dinlence diye bir şey olmadı. Bakalım nasıl bir şeymiş… Yalan olmasın, çok yorulduğumda konu değiştirdim yalnızca…
Öyle de oldu!
Küçücük bir kasaba Kalimnos, dedim ya, Türkçesiyle Kilimli…
Turgut Reis’ den deniz motoruyla 45 dakika uzaklıkta…
Genişçe bir koyun iki yakasına dizilmiş kahveler, aşevleri, kamu yapıları… En ortalarında da Kültür Evi… Kıyıda da tekneler tekneler…
(Güzel bir rastlantı, Kültür Evinde Atina’dan gelmiş bir hanım şairin şiir okuması vardı. Çoluk çocuk herkes ak giysiler içindeydi…)
Eğer şu son avro- dolar kazığı olmasaydı ucuzdu da her şey…
Ne dedikodu, ne arabesk müzik…
Evler iki yandaki tepelere tırmanıp gitmişler. Birbirlerinin üzerinden bakıyorlar koya. Kimse kimsenin göz yaylasını, havasını kesmiyor. Dedim ya bangır bangır müzik de yok…
Tanıdığım bitkiler, çiçekler… Tanıdığına, tanımadığına selam veren insanlar…
İki kez bir kahvede çay içtiniz mi başlıyorsunuz selamlaşmaya…
Tek sıkıntı Motosikletler…
Hele o sesleri yok mu?
Bizdekilerden de kötü… Şu meretin elektriklisi yok mu? Sessiz sessiz gideni…
Ödüm kopuyor bu motosikletlerden.
Kilimli’ dekiler gerçekten kötü idi.
Ama motosikletlerden de kötüsü, can sıkıcısı, şu iki kulaçlık yere oradaki buradaki şahinler yüzünden vize ile gitmek… Hiç olmazsa bir haftalık vizesiz gidip gelinemez mi? Haydi üç- dört günlük olsun… Olmuyor bir türlü… Birileri hala elcek adalara bayrak dikiyorlar.
Yetsin artık halkın düşman olmadığı bu yerlerde durup dururken efelenmek. Neye, kime yarıyor bu saçmalık? Yalnızca sömürgenlere mi?
- Vedat Günyol/İnsancılık -5- 22 Mart 2020 20:39
- Vedat Günyol/İnsancılık -4- 22 Mart 2020 20:40
- Vedat Günyol/ İnsancılık-3- 15 Mart 2020 19:30
- Vedat Günyol / İnsancılık -2- 09 Mart 2020 00:00
- Vedat Günyol / İnsancılık 02 Mart 2020 00:01
- İçin aydınlığı 24 Şubat 2020 00:00
- Süreklilik 16 Şubat 2020 23:30
- Yetmiş beş yıl sonra soykırım 09 Şubat 2020 22:35
- Yine deprem 02 Şubat 2020 22:30
- 25 Ocak 2020 (Bir gün sonra) 27 Ocak 2020 00:05
- Eğitim eğitim eğitim 19 Ocak 2020 22:47
- 24 Aralık 2019/Bruno Taut'un ölüm yıldönümü 13 Ocak 2020 00:08