14 Mayıs 2017 00:53

Warriors-Cavs'ı beklerken

Warriors-Cavs'ı beklerken

Fotoğraf: Envato

Paylaş

NBA’de konferans finalistleri tek takım haricinde belli oldu. Bu yazıyı Washington Wizards-Boston Celtics maçının hemen ardından yazıyorum. Bitime 1 dakika 24 saniye kala ve 3.5 saniye kala Celtics, Cavaliers’ın rakibi olmaya çok yakındı. Ancak bu anlarda sahneye John Wall çıktı. Wizards’ın yıldızı, önce takımı 5 sayı gerideyken Isaiah Thomas’ı top kaybına zorladı. Bradley Beal’in 3 sayılık basketiyle 2’ye düşen fark sonrası Thomas’ın bu kez üçlük denemesini blokladı ve soluğu rakip potada aldı. Faulle durdurulduktan sonra serbest atış çizgisinde hata yapmadı. Asıl kahramanlığını ise 3.5 saniye kala kaldırıp attığı üçlükle gerçekleştirdi. Wall, Playoff’ta yüzdesini yükseltse de 3 sayı çizgisinin gerisinden yüzde 32’yle isabet bulan bir oyuncu. Böylesi bir anda, takımının sezonu sona ermek üzereyken kaydettiği bu basket onun oyun karakterinin ne kadar geliştiğini bize bir kez daha gösteriyor.

Neticede John Wall, Washington’a, siyah tişörtlerle gelerek “Cenazenizi kaldıracağız” iması yapan Celtics’e geçit vermedi ve seriyi Garden’a taşıdı. Konferans yarı finalleri öncesi yaptığım değerlendirmede “Serinin 7. maça uzayacağını düşünüyorum. John Wall, Garden’da 7 maç kazanacak kadar büyüdü mü? Belki seneye” demiş ve 4-3 Celtics tahmininde bulunmuştum. Bu tahmini korumakla birlikte Garden’daki sonuç ne olursa olsun Wall’ın yeterince büyüdüğünü kabul edelim.

Şu ana kadar seride deplasmanda maç kazanan olmadı. Pazartesi günü Wizards’ın kazanması için  deplasmanda bir maç hariç kayıpları oynayan Bradley Beal’ın, Wall’unkine benzer bir zihinsel sıçrama yapması lazım.

CLEVELAND CAVALIERS

Indiana’dan sonra Toronto Raptors’ı da süpüren Cleveland Cavaliers’ta keyifler yerinde. Bol bol dinleniyorlar, o kadar çok dinleniyorlar ki bir sonraki seri başladığında paslanmış olmaktan endişe ediyorlar. Şu ana kadar tanık olduğumuz manzara 32 yaşındaki LeBron James’in, hakkında bu yıl yazılan “Sonun başlangıcı başladı mı” türündeki yazıları tekzip etmeye niyetli olduğu. Mantık da matematik de bize, 14 yıldır büyük yükler taşıyarak en üst düzey seviyede performans gösteren James’in artık yavaşlaması gerektiğini söylüyor. Ancak onun her yıl fiziğini ve atletik özelliklerini korumak için vücuduna yüz binlerce dolar harcayan titizliği, çalışkanlığı ve detaycılığı, yavaşlamak ya da gerilemek bir yana halen kendisini geliştirdiğini gösteriyor. Playoff’ta şu ana kadar yüzde 56 saha içi, yüzde 47 üç sayı isabeti bularak 34.4 sayı 9 ribaunt 7 asist ortalamalarıyla oynuyor. Maçlarda kenara nadiren geliyor bu da onu 32’sinde ortalama 42 dakika sahada kalan bir dinamoya çevirmiş durumda. Toronto serisinde yüzde 83’le serbest atış isabet yüzdesi tutturması belki de üstesinden gelemediği en önemli soruna da bir çözüm bulduğu “endişe”sini uyandırıyor.

Velhasılıkelam, LeBron James bu haldeyken onun takımını Doğu’da Celtics’in de Wizards’ın da alt etmesine imkan yok. Bir kez daha süpürgeler ortaya çıkar mı? Boston’a karşı ev sahibi avantajına sahip olmayacaklar. Yine de Boston ilk maçı kazanamazsa serinin geri kalanına dair umutlarının kırılacağını bunun da bir başka 4-0’a sebebiyet verebileceğini düşünüyorum. Şimdilik her iki senaryo (Wizards, Celtics) için de 4-1 diyorum.

GOLDEN STATE WARRIORS-SAN ANTONIO SPURS

Golden State, Cleveland’la birlikte Playoff’a çifte 4-0’la başlayan bir başka takım. Zaten bu, yani iki takımın ilk iki turu 4-0’la geçmesi, NBA tarihinde bir ilk. İki yıldır finalde karşılaşan takımların bunu yapmış olması pek çok kesimde ligin geleceği konusunda endişeler uyandırıyor. Katılmadığım bu endişelere başka bir yazıda değiniriz.

Seri başlar başlamaz gördük ki ben gibi Utah Jazz’a 1 galibiyetlik şans tanıyanlar yanılgı içerisinde. Warriors, Steve Kerr’ün yokluğuna rağmen rakiplerinin çok ilerisinde. Öyle ki Batı’da San Antonio ve Houston dışında ondan Playoff’ta GSW’den maç koparabilme şansı olan kimse yok. Serideki tüm maçlara ilk çeyrekte 48 dakikanın neye benzeyeceğini belirleyerek başladılar. Utah’ın yavaş basketbolu onları çoğu zaman etkilemedi. Her koşulda iyi savunma yapabilen, çok yönlü, komple bir takım olmanın yanı sıra NBA’in en iyi 3 oyuncusundan 2’sine ev sahipliği yapıyor olmaları rakipler için epey moral bozucu.

San Antonio ise, ilk maçını evinde 27 sayı farkla kaybettiği bir seride Gregg Popovich klasiğine imza attı ve Mike D’Antoni’nin takımına bir kez daha şans tanımadı. 5. maçın 3. çeyreğinde Kawhi Leonard’ın sakatlanmasına rağmen rakibi durdurmayı ve maçı uzatmada kazanmayı başarmaları, Playoff’un ne olduğu, Playoff’ta kazanmanın saf yetenek dışında neleri gerektirdiğinin bir özeti gibiydi. Pek çok NBA analisti, Kawhi Leonard’ın 6. maçta oynamasına engel olacak sakatlığına rağmen Houston’ın seriyi 5. maçı kazanamayarak kaybettiğinde hemfikirdi. Nitekim, deplasmandaki 6. maçta, en önemli yıldızlarının yokluğuna rağmen sahadan 114-75 galip ayrıldılar. Muhtemelen normal sezon MVP’si seçilecek olan James Harden’a nefes aldırmadılar. Nihayetinde benim gibi Rockets’ın kazanacağını düşünenleri fena halde yanılttılar. Saygılar, bir kez daha Popovich ve öğrencilerine.

Ancak “Golden State karşısında ne kadar şansları olur” sorusunun yanıtı olumsuz. Üstüne üstlük Tony Parker’ın da sakatlığı sebebiyle sahada olmayacağını, ev sahibi avantajının Golden State’te olduğunu düşününce, 4-1’den fazlası iyimserlik olur gibi geliyor.

Ellerimizi ovuşturarak Golden State Warriors-Cleveland Cavaliers finalini bekliyoruz anlayacağınız.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa