09 Kasım 2016 00:53

Ekonomide OHAL

Ekonomide OHAL

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Ekonomik yaşam ile siyasal alan etle tırnak gibi birbirlerine yakın olsa da siyasal alanda alınan kararlar, verilen demeçler veya siyasal gücün doğrudan kendisi ekonomik gerçekliği etkilemekte yetersiz kalabilir. 

Kapitalist bir ülkede “yerli ve milli bir ekonomi” değil, sermaye birikim rejiminin genel kuralları belirleyicidir. En milli gözüken sermaye grubu bir de bakmışsınız siyasal olarak en uzak olunan bir ülkenin sermaye grubuyla ortaklığa girişmiş…Düne kadar “düşman” kabul edilen bir ülke birden en yakın ekonomik partner (neredeyse tek) olmuş.

***

Bir tarafta Rusya ile “yeni ittifak”ın siyasal cümbüşü koparken diğer yanda Rusya’nın Türkiye’den giden mallara uyguladığı yasak birçok kalemde sürüyor… Bir tarafta bankacılık da dahil olmak üzere İran ile yeni bir ticari partnerliğe adım atılırken diğer tarafta İran Türkiye’ye sattığı elektriği (borç ödenmediği için) kesiyor…

Özellikle son 5-6 yılda bölgemizde yaşanan savaş oyunları siyasetin en dolambaçlı figürlerini seyretmemizi sağladı ama ekonominin kuralları siyasetin “renkli dünyasını” solduracak cinsten. 

***

Dolarda takvim yaprağındaki her yeni gün yeni bir tarihi rekor sunarken, TL’nin değer kaybı “tamamen psikolojik” görülebiliyor. Tüm kabul gören kredi derecelendirme kuruluşlarının Türkiye’nin kredi notunu düşürdüğü ortamda, bunlardan birinin sadece görünümü negatiften durağana yükselmesi “Bakın işte haklıydık” nidalarıyla karşılanıyor. 

Aslında tüm ekonomik altüst oluş verilerini böylesine bir iyimserlik ile karşılayabileceksek hiç sorun yok. Öyle ya, enflasyon mu var sepeti değiştiririz!

Ama değiştirilemeyen şeyler de var… Şimdilik dünyanın hiçbir sermaye grubu, demokrasinin helvasını yiyip bulaşığını yıkamayan bir ülkeye yatırım yapmak için koşmuyor. Dışarıyı bırakın içerideki para-sermaye ve üretken-sermaye grupları için de bir tür “askıda kalma” hali devam ediyor. 

Bankaların biraz zorla biraz da başka türlü kredi alacak kimseyi bulamadığı için faiz indirimi “yarışına” girmesini bir yana bırakırsak ekonomik aktörlerin mevcut siyasal konjonktürden etkilenerek “yerli ve milli” refleksler göstermesi beklenemez.

***

Peki, nedir iktidarın B ve C planı dediğimizde de karşımıza olası yeni vergi artışları, TİS süreçlerine doğrudan müdahale, kamuda ücretlerin baskılanması, düşük çıkmaya ayarlı enflasyon ile genel ücret zamlarını frenlemek gibi bir takım “kemer sıkma” önemleri çıkmaktadır ve çıkacaktır. 

Görünen o dur ki, yurttaşlar darbe girişimini önleyerek ödediği bedellerin yanında, girişim sonrası OHAL sürecinin de katkısıyla gelişen ekonomik altüst oluşun da bedelini ödemeye adaydır!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...