10 Ekim 2016 01:00

Denizli'de ilginç etkinlik

Denizli'de ilginç etkinlik

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Mimarlık alanında son kalemiz TMMOB Mimarlar Odasının Merkez Yönetim Kurulu karar verdi: Ekim ayı “Mimarlık Ayı” olarak kutlanacak.
Bir ay boyu sürecek konu ile ilgili etkinliklere daha ayın başında güzel örnekler verildi.

5 Ekimde Ankara’da sevgili Ruşen Keleş ile ikili bir söyleşi yaptık. Ardından yapıtlarımızı imzaladık. Hemen ertesi günü eşimle Denizli’ye geçtim.
Orada bir ilki yaşadık.
Katılımcı mimarlar (75 kişi) ile birlikte en eskisi yarım yüzyıllık olandan, bitmek üzere olan içe dönük çocuklar için tasarladığım bir okula, benim Denizli’deki yapılarımın kimilerini, yedi yapımı gezdik. Ben, neden böyle yaptığımı, yapının özelliklerini anlattım. Özeleştirimi yaptım.
Akşam 18’de bütün yapıların işverenlerinin katıldığı bir toplantı yapıldı. Sonuncusunun yüklenicisi de… Herkes kendi açılarından değerlendirdi yapıları.

Bunu yarım yüzyıl önce önermiştim.
Olmadı.
Bir başka önerim, bir yapıyı ele alıp, bütün katılan mimarlar ile birlikte değerlendirelim idi.
Bu önerilerimle kimi mimarları kırdığımı biliyorum. Kimilerinin benimle küskünlüğü iki üç yıl sürdü.

Yarım yüzyıl sonra gerçekleşti bu türlü bir değerlendirme-eleştiri etkinliği…

Bundan gene uzun yıllar önce, Ankara Mimarlar Odası’na, her yapıtın üzerine mimarının adının yazılmasını önerdim. Bu da olmadı…

Bedri Rahminin bir şiirinde önerdiği gibi,

Soyun piloğlupiloğlu…

“Mimarlar toplum önünde işleriyle soyunsunlar, dökünsünler” önerisiydi bu bir bakıma…

Olmadı, olmadıydı…

Şimdi ilk kez bir mimar en genç kuşaklarca sorgulanıyordu:
Bir yeni yapının, o günlerin koşullarında bir başarılı sonucun değerlendirilmesiydi.

Ben bir Amerikalı mimarın dediğine uymuştum. İlk yapılarımı kendi ilimde yapmamıştım. Başka illerdeki ilk yapılarımdan sonra, Denizli’de, babamın isteğine uyup bir dost için ilk tasarımımı yaptım. Denizli Belediyesi’ne götürüp, onaylatmak istedim, doğal olarak.
Belediyenin yazı işleri müdürü çocukluk arkadaşımdı. Sokakta birlikte oynamıştık.
Arkadaşım, çekmeceden damgayı çıkarıp uzatmıştı:

“Kendin onayla da bir teknik kişi onaylamış olsun.”

Böyle olmuştu gerçekten. Tasarım çizimlerimi kendim onaylamıştım, çünkü Denizli Belediyesinde o günlerde bir teknik kişi bile yoktu. Şimdi Denizli’de yüzlerce mimar var.

Hani derler ya: Nereden nereye?

Denizli’de bir Mimarlar Odası var şimdi.
Mimarlık Fakültesi bile var.
Orada öğretim görevlisi syn. Işıl-Burak Altınışık çiftini, SALT arşiv kurumunu, özellikle Denizli Mimarlar Odasını kutluyorum.
Bir ilki gerçekleştirdiler. Hem de örnek olacak bir ilki…

Ertesi gün hep birlikte Leodikia ile Hierapolis’i, üçüncü günde Afrodisias’ı gezdik.

Ben öyle umut ediyorum ki Türkiye’deki bütün Mimar Odaları bu girişimi izleyeceklerdir.

Böylesi girişimlerin katkıları olmaz mı mimarlığımıza?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa