05 Eylül 2016 01:00

Öcalan'la görüşme neden önemli?

Öcalan'la görüşme neden önemli?

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bugün 50 Kürt siyasetçi Öcalan üzerindeki tecridin kaldırılması için açlık grevine başlayacak. “Böylesi bir zamanda bu da nereden çıktı?” diye düşünenler olabilir. Oysa belki bugün başlayacak eylemin biçimi tartışılabilir ama tartışılmaz olan Kürt sorununun her geçen gün daha fazla şiddet sarmalı içine girdiği ve çözümsüzlüğün derinleştiği koşullarda Öcalan’ın devreye girmesi ihtiyacının arttığıdır.

Bilindiği gibi “çözüm süreci”nde İmralı’da Öcalan’la görüşmeler yapan HDP heyetinin son görüşmesi 5 Nisan 2015 tarihinde gerçekleşti. Erdoğan’ın, devlet ve HDP heyetlerinin katılımıyla 28 Şubat’ta yapılan ve çözümün temel ilkelerinin açıklandığı ‘Dolmabahçe Mutabakatı’nı tanımadığını açıklamasının ardından Öcalan’la görüşmeler kesilmiş ve tecrit süreci başlamıştı. Tecrit, AKP’nin 7 Haziran seçimlerinde tek başına iktidar olabilecek oyu alamamasının ardından savaş ve şiddetin yeniden tırmandırıldığı bir sürece evrildi. Öcalan’ın CİA operasyonuyla Türkiye’ye getirildiği 1999’dan bu yana ülkeyi yönetenlerin Kürt sorununda savaş ve gerilimi tırmandırmaya dayalı bir politika izledikleri her dönem, bu politikanın bir ayağı da Öcalan’a rehine muamelesi yapılması, yani tecrit politikasının uygulanması oldu. Bu bakımdan tecrit politikası, devletin savaş ısrarının da bir göstergesi olarak değerlendirilmelidir.

Burada şu tespiti bir kez daha yapmak gerekiyor. Bugün kime sorarsanız sorun, nereye giderseniz gidin Kürt sorununun çözümü bakımından Kürt hareketi cephesinden en etkili, en tartışmasız aktörün kim olduğu sorusuna alacağınız cevap, Öcalan olacaktır.  Öcalan’ın rolüne dair değerlendirmeler, daha önce defalarca bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından yapılmıştı.

Burada Öcalan’a uygulanan tecritle ilgili durumu daha da hassas hale getiren bir noktaya daha değinmek gerekiyor. 15 Temmuz darbe girişimi sürecinde darbecilerin İmralı’ya yönelik teşebbüslerinin de olduğu haberleri özellikle iktidara yakın medya organları tarafından gündeme getirilmişti. Geçtiğimiz günlerde HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş Van’da bu iddiayı bir daha gündeme getirdi. 15 Temmuz gecesi bir helikopterin İmralı’ya inmek istediği ve orada çatışma yaşandığını söyleyen Demirtaş, bu durumun Öcalan’ın sağ olup olmadığına dair kaygıları büyüttüğünü söylüyor.  Bu kaygıyı ortadan kaldırmanın tek yolu, tecride son verilmesi; Öcalan’ın ailesi, avukatları veya meclisten oluşacak bir heyetle görüştürülmesi. Kürt siyasetçilerin bugün başlayacak eylemlerinin tek talebi de zaten bu görüşmenin yapılması!

Bugün Kürt sorunu, en son Başbakan Yıldırım’ın “çözüm mözüm yok” sözleriyle de ifadesini bulan çatışmalar, bombalı saldırılar ve operasyonların yarattığı şiddet sarmalına ve çözümsüzlük girdabına sürüklenmiş durumda. Ve bu politikanın faturasını her gün gelen onlarca ölüm haberiyle her iki halkın çocukları en ağır biçimde ödüyor.  Tam da bu noktada Kürt sorununu bu şiddet sarmalından, bu kanlı girdaptan çıkarmak için Öcalan’la görüşme yapılması bir umut ışığı yaratabilir. Çünkü mevcut tablo içinde devreye girmesiyle gidişatı durdurabilecek etki yaratabilecek tek isim Öcalan. Bu bakımdan Öcalan ile görüşmelerin önünün açılması, 7 Haziran’dan sonra savaş ve şiddetin tırmandırılmasıyla devre dışı kalan/bırakılan demokratik siyasetin ve mücadelenin önünün açılmasını da sağlayabilir.

Sonuç olarak sınır ötesi operasyon (Cerablus operasyonu) ile birleşen savaşın yarattığı toz-dumanın kimsenin önünü göremeyeceği bir siyasi atmosfer yarattığı koşullarda Öcalan’la görüşme yapılması, bu toz-dumanın dağılması için bir ilk adım olabilir. Hiçbir şey olmasa bile, bu görüşme 15 Temmuz’dan sonra artan Öcalan’ın durumuyla ilgili kaygıların giderilmesi ve buna bağlı olarak oluşan gerilimin düşürülmesini sağlayacaktır. Bu noktada Kürt siyasetçilerin tecridin kaldırılması için başlatacakları açlık grevi ile ilgili açıklamayı yapan DTK Eş Başkanı Hatip Dicle’nin bu eylemin halk ve demokrasi güçleri tarafından sahiplenmesi çağrısı önem kazanıyor. Evet, savaş ve şiddete ‘dur’ demek isteyen; demokratik siyaset ve barışçıl çözümü savunan güçlerin artık bu konuda sözünü söylemesi gerekiyor.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...