03 Ağustos 2016 00:53

Suriye’de ABD-RUS iş birliği

Suriye’de ABD-RUS iş birliği

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçtiğimiz günlerde Laos’ta yapılan Güneydoğu Asya ülkeleri toplantısında Rus meslektaşı ile görüşen ABD Dışişleri Bakanı Kerry, ABD ile Rusya’nın Suriye’de askeri iş birliğini geliştireceklerini açıkladı. Ortadoğu’da çıkarları birbiri ile çelişen iki ezeli rakibin Suriye’de iş birliğini artıracaklarını açıklamaları önemli. Ancak henüz ne üzerinde ve nasıl uzlaştıklarını bilmiyoruz. Tek bildiğimiz, ABD ve Rusya’nın IŞİD ve Nusra Cephesi konusunda benzer düşündükleri. Her ikisini de terörist görüp yok edilmesi gereken örgütler kategorisinde tanımlıyorlar. İki ülkenin bölgesel çıkarlarından kaynaklansa da diğer konularda ABD ile Rusya arasında dikkat çeken farklılıklar var.

ABD, Rojava’daki savaşçılar ile ilişkisini hep savunageldi. Türkiye’nin tüm dayatmalarına rağmen YPG ve YPJ’yi karşısına almadı. Aksine, önceleri YPG ve YPJ’ye, sonrasında ise Demokratik Suriye Güçlerine (DSG) açık askeri destek vermekten imtina etmedi. Rusya bu konuda nispeten ketum davrandı. Kürtleri karşısına almayıp ilişki kurmayı önemsese de ağırlıkla Suriye rejiminin çıkarlarını kollayan, dolaylı olarak da Rusya’nın Doğu Akdeniz hattını kontrol edebileceği askeri hamlelere ev sahipliği yaptı. Hatta bunun için yer yer ABD ve diğer bölge devletlerinin, özellikle Türkiye’nin destek verdiği örgütleri vurmaktan kaçınmadı. Nitekim Suriye’de Esad’ın devrilmesini engellemede, giderek rejimin kaybettiği toprakları kazanmasında, Doğu Akdeniz’in Rusya’nın çıkarlarını tehlikeye düşürmeyecek biçimde korunmasında Rusya’nın Suriye’ye dahli etkili oldu. Bu durum, Rusya’nın ABD ile aynılaşmadığı, “Ben de varım” dediği önemli konuların başında gelmektedir.

Fehim Işık: 15 Temmuz sonrası içte güçlenen Erdoğan ve hükümet, dışta ummadığı bir yalnızlık içinde.

Bir başka etken daha var. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’nin Rusya ve ABD ile ilişkileri farklılaştığı gözleniyor. NATO üyesi Türkiye Rusya’yla yakınlaşma sinyalleri verirken darbeden sorumlu tutulan ABD ile Türkiye arasında ipler geriliyor. Gerilen bu iplerin gerçek bir gerilme mi, yoksa Fethullah Gülen’i almak için kullanılan bir koz mu? Bundan emin olmasak bile Türkiye’nin ibreyi Rusya’dan yana, hatta sonuçlarının ağır olacağını bilerek çevirebileceğini bir ihtimal de olsa göz ardı edemeyiz. Bu durum yalnız Türkiye’nin sorunu değil aynı zamanda Rusya ile ABD’nin hatta NATO’nun da sorunudur.

Bu arada IŞİD ile birlikte hedef tahtasına konan el Kaide’nin Suriye temsilcisi el Nusra’dan bir hamle geldi. Suriye’ye ihraç edilen örgütlerden olan el Nusra, ani bir kararla adını Fetih el Şam Cephesi olarak değiştirdi. Ad değiştirme, “Hiçbir örgütle bağımız yoktur, Suriye’nin bir parçasıyız” açıklamasına da yer verilen bir metinle Hareketin Lideri Muhamed Colani imzasıyla 28 Temmuz günü duyuruldu. Bunu Kaide’den kopuş olarak görenler de var. Kaide’nin Suriye’ye ihraç edilmiş bir örgüt olmaktan kurtulup yerli bir örgüt olmasına yoranlar da var. IŞİD’in bitirilmesinden sonra daha ılımlı bir çizgiye çekilip boşluğu doldurma isteğinden kaynaklandığını iddia edenler de var. Ancak her ne olursa olsun Nusra’yı destekleyen bölge devletlerinin verdiği bir akıl olabileceğini de unutmamak gerek.

Tüm bu yeni dengeler içinde ABD ve Rusya, daha doğru bir deyimle Ortadoğu’nun büyük oyuncuları Suriye için ortak bir askeri plan belirleyip yaşama geçirecekleri konusunda açıklama yapıyorlar. Hiç kuşku yok bu ortak askeri planın arkasından BM üzerinden açıklanacak yeni bir siyasi plan da gelecektir. Belki de askeri ve siyasi plan birlikte masanın üzerine konulacaktır.

Bir önceki yazımda belirtmiştim. Yine aynı kanaatteyim. 15 Temmuz sonrasında içte güçlenen Cumhurbaşkanı Erdoğan ve hükümet, dışta ummadığı bir yalnızlık içindedir. Bu Türkiye’nin Ortadoğu’daki oyun kurucular arasında etkin rol alma iddiasını zayıflatan, hatta Türkiye’yi etkisiz elemana dönüştürmesi muhtemel yeni bir durumdur. Rusya’yla NATO sınırlarını zorlayarak bir ilişki geliştiremeyeceğini de en iyi Türkiye bilir. Ama şu var; bu dengeler içinde hem Rusya’nın, hem de ABD’nin elinin tersiyle itemeyeceği yegane güç YPG ve YPJ ile farklı cenahlardan birleşik güçlerin oluşturduğu DSG’dir.

Bu ay yaşama geçirilmesi beklenen ABD-Rusya askeri ve siyasi iş birliğinde mevcut dengelerin nasıl şekilleneceğini birlikte göreceğiz ama Rojava Kürtlerinin yeniden şekillenecek dengede elinin daha güçlü olduğunu ve bunun siyasal yansımalarının olacağını daha şimdiden söyleyebiliriz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...