02 Ağustos 2016 01:00

Darbe girişiminden demokrasi girişimine ekonomi

Darbe girişiminden demokrasi girişimine ekonomi

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Eksik darbe girişiminden eksik demokrasi girişimine geçiş süreci pazar günü Yenikapı’da düzenlenecek şölen ile taçlanacak gibi gözüküyor. Bu normalleşme süreci, gündelik yaşamda OHAL ve ekonomik yaşamda da sermaye içinde yeniden dağılım adımlarını beraberinde getirdi.
***
Darbe girişiminin ekonomi üzerindeki etkilerini iki düzeyde değerlendirebiliriz. Bunlardan ilki kısa erimli para ve sermaye piyasaları üzerindeki etkilerdir. İkincisi ise orta ve uzun vadeli yapısal etkilerdir.
Darbe girişiminin kısa dönemli ekonomik etkileri (borsa endeksi, faiz oranları ve döviz kuru gibi) büyük ölçüde sınırlı kaldı ve toparlanma aşamasına geçildi. Ancak mevcut şokun esas etkilerini orta ve uzun dönemde gözlemleyeceğiz. Bu etkiler yabancı yatırımlar ve bölüşüm ilişkileri bütünü üzerinde görünür olacak.

Borsa ve faizdeki etkilerin oldukça sınırlı kalması ve çabuk toparlanma yaşanması ekonominin yapısıyla ilgili. Bu yapı, uluslararası tekelci finans kapitalin her türlü hamlesine açık durumdadır. Finans kapitalin yönlendiricileri bizde darbe girişimiyle ortaya çıkan “riskli” ortamları sever. Çünkü para-kredi akımları kazançlarını bu tip risklere borçlu. Öyle olmasaydı -darbe girişimini bir yana bırakalım- en azından ülkede sınır ötesi operasyonlar düzenlenirken bu alanlarda (borsa endeksi ve faiz) yıkımlar olurdu ama hiçbir zaman olmadı.
Dövizdeki etkinin sınırlı kalmasının üç sebebi var. Öncelikle merkez bankası bu süreçte elindeki döviz rezervi kesesini hatırı sayılır biçimde açmaktan kaçınmadı. Güçlü döviz alımları dolar kurundaki yukarı yönlü hareketi frenledi. İlk fren gerçekleştikten sonra Fed’in (ABD Merkez Bankası) beklenen(?) faiz artırımını temmuz toplantısında da pas geçmesi doların dünya genelinde gerileme eğilimine girmesine neden oldu. Üç harfli kurumun (Fed) bize faydası oldu! Dövizdeki etkisi henüz belirsiz olan üçüncü unsur ise başlıca kredi derecelendirme kuruluşlarının (S&P, Fitch ve Moody’s) Türkiye notunun ne olacağı. Aslında bu kuruluşların notu sadece döviz değil, yabancı yatırımlar üzerinde de belirleyici etkiye sahip.

Yabancı yatırımlar için temel belirleyici olan içerideki ekonomik durumun dışarıda nasıl algılandığıdır. İçeride darbe ya da demokrasi olmasından ziyade, olan her neyse kapitalist teamüllere ne kadar uyum sağladığı belirleyicidir. Bu algının genel resmi ise özellikle bu üç kredi kuruluşunun tavrıyla şekillenmektedir.
Üç kredi kuruluşundan S&P (Standart and Poor’s) darbe girişimi sonrası Türkiye’nin kredi notunu BB+’dan BB’ye düşürdü ve negatif izlemeye aldı. Her iki not da S&P skalasında yatırım yapılamaz (spekülatif) kategorisinde yer alıyor. Yabancı yatırımcılar açısından “güven kriteri” olarak bahsedilen üç kredi kuruluşundan en az ikisinin yatırım yapılabilir sevide not vermesi kabul ediliyor. Türkiye’ye Moody’s ve Fitch’in notları yatırım yapılabilir seviyede. S&P’in notunu içeride “tartışmalı” kılan ve “Bu karar siyasidir” denilmesinin dayanağı, Türkiye’nin S&P ile olan para ilişkisini 2013 yılında sonlandırmış olması. Yani Türkiye “Ben seni fonlamıyorum neden bana not veriyorsun?” demektedir. S&P da notun -para versin ya da vermesin- 170 ülkeye verildiğini ve verilmeye devam edeceğini söylemektedir. Tartışmanın “siyasi” kısmı bundan ibaret. Tekelci finans-kapitalin bu güzide ve objektif(?) kurumları notları para karşılığı mı vermektedir, yoksa kapitalist ülke devletleri bu kuruluşlar üzerinde spekülasyon mu yapmaktadırlar bilmiyoruz ama muhtemelen yeni bir wikileaks belgesiyle bunları da öğreniriz.

Darbe girişimi ve sonrasında alınan ekonomik önlemlerin geniş halk kesimleri üzerindeki en dolaysız etkisi daha fazla gelir kaybı olacak.

S&P’yi bir kenara koyarsak, Türkiye için esas belirleyici olacak halihazırda “yatırım yapılabilir” seviyede notu bulunan ve Türkiye’nin yıllık abonelik bedeli ödediği diğer iki (Moody’s ve Fitch) kuruluşun tavrıdır. İlk hamle 5 Ağustos’ta Moody’s’den gelecek. Moody’s’in notu BAA3. Bu seviye Moody’s’in skalasında yatırım yapılabilir seviyeye işaret ediyor. Ancak, Türkiye negatif izlemeye alınmış durumda. Bu bir adım sonrası not indirimi demek.  Fitch ise geçen hafta TL cinsi notu BBB’den BBB-’ye düşürdü. İki not da yatırım yapılabilir seviyede. Ancak dolar cinsi not zaten BBB- idi. Yani TL sonrası dolar cinsi notta da bir kademe not indirimi demek (BB+) yatırım yapılamaz seviyeye düşüş anlamına geliyor. Durumun bu kadar “bıçak sırtında” olması nedeniyle Maliye Bakanı Naci Ağbal Moody’s ile bir görüşme de yaptı. Bu iki kuruluşun not kararlarını ne kadar objektif ne kadar siyasi baskıyla alacaklarını da göreceğiz.
***
Gelelim darbe girişiminin bölüşüm ilişkileri üzerindeki etkilerine. Darbe girişimi sonrası el konulan şirketlerin varlıkları hazineye devroluyor. Şu ana kadar 1 milyar doların üzerinde bir aktarımdan bahsediliyor. Bu rakam iki üç katına da çıkabilir. Burada esas belirleyici olacak, el konulacak şirketlerdeki yabancı ortakların payları ve bunlar üzerindeki operasyonların dışarıdaki yankıları olacak. Bu süreç sermaye grupları içinde yeniden-bölüşüm anlamına geliyor. Bu tip “operasyonlar” tekelleşme eğilimini besleyecektir.
Darbe girişimi ve sonrasında alınan ekonomik önlemlerin geniş halk kesimleri üzerindeki en dolaysız etkisi daha fazla gelir kaybı olacak. Bunun da iki yönü var. Birincisi, her atılan bomba, her ateşlenen silahın faturası vergi aracılığıyla halka fatura edilecektir/edilmiştir. Öte yandan OHAL uygulamaları nedeniyle grev ve benzeri hak talepleri büyük ölçüde askıya alınmıştır. Bu sermaye cephesi açısından dikensiz gül bahçesi anlamına gelmektedir. İşçi ve emekçiler için ise daha ağır çalışma koşulları, daha düşük ücret ve gasbedilen sosyal ve ekonomik haklar demektir.
***
Hem ekonominin kendi iç dinamiklerinde düzelme hem de geniş halk kesimlerinin ekonomik haklarında iyileşme ya da hak kayıplarının olmaması demokrasinin gelişimine bağlıdır. Sonuç olarak, bugün demokrasi mücadelesi tüm siyasal, toplumsal ve ekonomik hakları da kapsayacak anlamda genişlemiş ve önem kazanmıştır. Toplumun ortak paydası her alanda daha fazla demokrasi mücadelesi olmuştur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...