18 Şubat 2016 01:00

Köpek balıkları

Köpek balıkları

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Bertolt Brecht’in “Bay Keuner’in Öyküleri”nden bir öykü...
Ev sahibesinin küçük kızı, Bay K.’ye: “Köpek balıkları insan olsalardı küçük balıklara daha mı iyi davranırlardı?” diye sordu. “Hiç kuşkusuz.” dedi Bay K. “Köpek balıkları insan olsalardı denizlerde küçük balıklar için dev sandıklar yaparlar, bunların içine de hem bitkisel hem de hayvansal her türlü yiyecek koyarlardı.
Sandıkların suyunun hep taze kalmasına dikkat ederler, her türlü sağlık önlemini de alırlardı. Örneğin küçük bir balık yüzgeçlerinden birini yaralayacak olsa, zamanı gelmeden ölmesin diye yarası hemen sarılırdı.
Küçük balıkların kederlenmemeleri için zaman zaman büyük su şenlikleri düzenlenirdi çünkü neşeli balıkların tadı, kederli balıklarınkinden daha lezzetlidir.
Büyük sandıklarda elbet okullar da olurdu. Bu okullarda küçük balıklar, köpek balıklarının ağızlarında nasıl yüzüleceğini öğrenirlerdi. Herhangi bir yerde tembel tembel yatan köpek balıklarını bulabilsinler diye coğrafya çalışırlardı. Elbet en önemli nokta, küçük balıkların ahlaki eğitimleri olurdu. Onlara küçük bir balığın kendini feda etmesinin dünyanın en yüce ve en güzel işi olduğu, ayrıca güzel bir gelecek hazırlayacaklarını söylediklerinde köpek balıklarına inanmaları gerektiği öğretilirdi. Küçük balıklar, bu geleceğin ancak söz dinlemeyi öğrendikleri takdirde gerçekleşebileceği yolunda eğitilirlerdi. Kendilerini bütün aşağılık, materyalist, bencil ve Marksist eğilimlerden korumaları gerektiği, içlerinden biri böyle eğilimler sergilediğinde de onu hemen köpek balıklarına bildirmeleri öğretilirdi.
Köpek balıkları insan olsalardı, yabancı balık sandıklarını ve yabancılara ait küçük balıkları ele geçirmek için elbet kendi aralarında da savaşırlardı. Savaşları kendi küçük balıklarıyla yürütürlerdi.
Küçük balıklara, onlarla başka köpek balıklarının küçük balıkları arasında dev bir ayrımın bulunduğunu öğretirlerdi.
Küçük balıklar, derlerdi, bilindiği gibi dilsizdir ama çok değişik dillerde yüzerler ve bundan ötürü birbirlerini anlayabilmeleri olanaksızdır. Savaşta başka dilde yüzen, birkaç düşman küçük balığı öldüren her küçük balığa yosundan bir nişan takarlar ve ona kahraman unvanı verirlerdi.
Köpek balıkları insan olsalardı, bir sanatları da olurdu. Köpek balıklarının dişlerini görkemli renklerle, ağızlarını da içinde çok büyük zevkle dolaşılabilen, güzel bahçeler olarak betimleyen güzel resimler yapılırdı. Denizin dibindeki tiyatrolarda kahraman küçük balıkların köpek balıklarının ağızlarının içinde nasıl coşkuyla yüzdükleri sergilenirdi ve müzik öylesine güzel olurdu ki küçük balıklar, en önde orkestrayla, bu müzik eşliğinde bir düş görürcesine ve en güzel düşüncelere dalarak sürülerle köpek balıklarının ağızlarına akarlardı.
Köpek balıkları insan olsalardı, bir din de ortaya çıkardı. Bu din, küçük balıkların ancak köpek balıklarının midelerinde gerçek anlamda yaşamaya başlayacaklarını öğretirdi.
Ayrıca köpek balıkları insan olsalardı, bütün küçük balıkların şimdiki gibi eşit olmaları durumu da son bulurdu. İçlerinden bazılarına mevkiler verilir ve ötekilerinin başına geçirilirdi. Dahası, biraz daha büyük olanların daha küçük olanları yemelerine izin de verilirdi.
Sık sık daha büyük lokmalar yutabilecekleri için, böylesi, köpek balıklarının hoşuna giderdi. Ve küçük balıkların ileri gelenleri, yani mevki sahibi olanları, küçük balıklar arasında belli bir düzenin yerleşmesini sağlayabilirler; öğretmen, subay, sandık mühendisi vb. olurlardı. Kısacası, denizlerde bir kültürün varlığından ancak köpek balıkları insan olsalardı söz edilebilirdi.”
Öyküyü okudunuz, ülkeyi siz bulun!

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...