29 Ekim 2015 00:08

Laflar ve gaflar

Laflar ve gaflar

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Pot kırmak
çam devirmek
baltayı taşa vurmak
gaf yapmak...
Nedir gaf?
Zamansız, yersiz, zamana ve duruma uymayan lakırdı...
 “Anayasayı bir kere delmekle bir şey olmaz.”, “Seçimden önce zam yapacak kadar enayi miyim?” diyen bırakalım yapsınlar, bırakalım geçsinlerci Özal’ın Çankaya’ya çıkınca başbakan koltuğuna 23 Nisan çocuğu gibi oturttuğu Yıldırım Akbulut’u anımsarsınız. Gaflarıyla adına cilt cilt fıkra kitapları yazılan Erzincan hal müdürünü...      
 “Bana sağcılar ve milliyetçiler cinayet işliyor dedirtemezsiniz.” diyen Çoban Sülü’nün Çankaya’ya çıkınca başbakan koltuğuna barbi bebek gibi yerleştirdiği Tansu Hanım’ı...
Amerikalı “gaflar kraliçesi”ni...
Şimdi de Konyalı bir prensimiz var. Eksik olmasın.
 “Elhamdülillah şeriatçıyız.”, “Ben Millet Meclisi’nin de dua ile açılmasından yanayım.”, “Demokrasi bizim için bir amaç değil, araçtır. Amacımıza ulaşana kadar demokrasiye bağlıyız.” diyen Kasımpaşalı sultanın  Çankaya’dan Saray’a çıkınca başbakan koltuğuna emanet bir ceket gibi koyuverdiği “derin stratejist” Davutoğlu...
Seçim arifesi prensimizin dil ayarları bozuldu.
Çam üstüne çam deviriyor.
Balta taşla sınanmaktan kesmez oldu.
Potları, kırışıkları düzleyecek alet edevat yok.
Bu dil sürçmeleri, bilinç sürçmesi demeli yoksa, sürecek gibi.
Demokrasi, fabrika ayarlarına dönene kadar...
Allah söyletiyor mu, demeli?
 “Laptus” diyor bilimciler.
 “Bilinç kayması” demekmiş. “Söylenmek istenmeyen ancak bilinçaltında kalan sözlerin dışa vurumu”ymuş.
Bilimin yalancısıyım!
Halk da “Dervişin fikri neyse zikri de odur.” diyor.
“İnsanın kafasının içindeki neyse onu söyler.”
Şaşmamak gerekir.
Ne diyordu ustası?
 “Camiler kışlamız, minareler süngümüz, kubbeler miğferimiz, müminler askerimiz olacak.”
“Egemenlik, kayıtsız şartsız milletindir lafı koskoca bir yalan. Egemenlik, kayıtsız şartsız Allah’ındır.”
IŞİD de Allah’ın egemenliği için kesip biçiyor(!)
Ne diyor çırak?
 “Bizim savunduğumuz İslam ile IŞİD’in İslam anlayışı arasında 180 derece değil, 360 derece fark var!”
Hesap hatası değilse, Allah korusun, döne döne aynı yerdeyiz, demeye mi getiriyor sözü?
Dil, düşüncenin eviymiş. Heidegger’in kulakları çınlasın.
Ne diyordu ustası?
 “Biz hukuka aykırı bir şey yapmıyoruz. Mecelle’de (şeriat hukuku) böyle bir kaide var.”
Ne diyor çırak?
 “Suruç’ta kendini patlatan canlı bombayı yakalayıp hukuka teslim ettik.”
Allah’a havale ettik, demeye getiriyor sözü. Mecelle de kesemez artık cezasını.
“Hukukla davranmak durumundayız. Türkiye, insanların sebepsiz yere tutuklandığı bir yer değil. Türkiye’de intihar eylemi yapabilecek kişilerin listesi dahi var ama eylem yapmadıkları sürece onları tutuklayamazsınız”
“Nerede bir zalim varsa onun yanında olacağız.”
Ey hak hukuk, sen çok yaşa!
Ne diyordu ustası?
“Sadece imamlar resmi nikah kıysın.”
Ne diyor çırak?
 “İşiniz var, maaşınız var, aşınız var. Ne kaldı? Eş kaldı eş... Biz bu toprakların insanlarının bereketlenmesini istiyoruz, çoğalmasını ama aynı zamanda iş güç sahibi olmasını istiyoruz. Eş lazım dediğinizde önce annenize, babanıza gideceksiniz, inşallah onlar size hayırlı bir eş bulacak. Bulamazlarsa bize başvuracaksınız.”
Hayırlısı!
Nikahı da imamlar kıyacak.
Bir derdimiz buydu. Onu da çözdük şükür ki!
Kıyımlar, katliamlar öte dursun.
Ne diyordu ustası?
“IŞİD (Irak-Şam İslam Devleti) demeyin, onun adı DEAŞ. ”
Sanki elektrik dağıtım şirketi.
Katiller ordusunun adı bir talimatla “DEAŞ” oluverdi.
Ne diyordu çırak?
 “DAEŞ ne kadar nankörse PKK da o kadar nankör.”
Ne istedilerse verdik, gözlerine dizlerine dursun, nankörler sözünün bilinçaltında attığı takla ...
Tırlar, hastaneler, cihatçılar...
Tehdit gibi bir gafla bitirelim.
“AKP iktidardan indirilirse ya bu terör çeteleri dolaşacak ya da eskiden olduğu gibi ‘beyaz toroslar’ dolaşacak”
Şimdi ölüm “beyaz toroslar”a binmiyor, mersedeslerle geziyor, TOMAlarla, akreplerle sürükleniyor ülkede.
2 Kasım’da inecek.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...