18 Ağustos 2015 00:49

Her dilde barış

Her dilde barış

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Geçici savaş hükümetinin, kendisini kalıcı hale getirecek adımlar atmasına karşılık, ancak yalnızlığını “derinleştirerek” yaygınlaştırma stratejisini (!) pekiştirdiği görülüyor. Hollanda’nın ardından kapitalist-emperyalist ülkeler blokunun eş başkanları da (ABD ve Almanya) Türkiye’nin korunması için kurdukları füze savunma sistemlerini (Patriot) geri çekme kararı aldılar. Bu kararın ardında belki de Türkiye’nin savunmadan ziyade saldırıyı benimseyen tavrı vardır. Eh nasıl olsa, F-16’lar, Scorsky’ler, güdümlü füzeler halen ABD ve Almanya malı!
***
AKP Koalisyonu, ikinci bir partiyle koalisyon kurarak anayasal hükümet olma konusundaki isteksizliğini, “Ölümü gösterip sıtmaya razı etme” cevvalliğiyle birleştirip, derdinin koalisyon kurmak değil, koalisyonların ne kadar “anlamsız” olduğunu göstermek olduğunu gözümüze sokmaktadır.
***
7 Haziran seçimlerinden bu yana devam eden “çabalar” sonrasında, nihayet erken seçim başbakan tarafından “tek seçenek” olarak gösterildi. Gösterildi gösterilmesine de, kimsenin seçim coşkusuna kapıldığı falan yok.
Üzerine bomba yağdırılan Kürtler mi, yoksa her gün bayrağa sarılı tabutları teslim alan asker ve polis aileleri mi coşkulansın?
İktidarın, ırkçılığın ve gericiliğin en ileri boyutlarda beslendiği bölgelerdeki “seçim konuşmaları” bile ilgiden yoksun.
Ocağına ateş düşenin derdi canı, geri kalanın ise sofrasına ekmek götürüp götüremeyeceği…
***
Yabancı yatırımcıların Türkiye varlıklarını satışı hız kesmeden sürerken, kredi derecelendirme kuruluşlarının yorumları da olumsuz beklentinin kolay kolay değişmeyeceğini gösteriyor. Örneğin geçen hafta olumsuz açıklama yaparak, altı ay içinde not indirimine gidebileceğinin sinyalini veren Moody’s, başlıca üç noktada olumsuz görünümü vurguluyor: Siyasi riskler, Fed’in faiz artırımı ve bozulan makro ekonomik dengeler.
Her ne kadar Maliye Bakanı Mehmet Şimşek erken seçimin ülke ekonomisine yük getirmeyeceği gibi enteresan bir açıklama yapmış olsa da, seçimi bırakın seçime giden yolun bile neler kaybettirdiği ortada. TL dolar karşısındaki tarihi düşük seviyesini günlük yeni rekorlarla geliştiriyor! Mevcut durumda belki, Türkiye’deki seçimin ABD’ye yük getirmediği ve hatta beslediği söylenebilir!
ABD’deki toparlanmanın hızlanması (Bölgemizdeki çatışmaların da olumlu katkısıyla) Fed’in faiz artırımının eli kulağında olduğuna işaret ediyor. Öylesi bir gelişme bugünleri bile(!) mumla arayacağımız günleri getirebilir.
Ülkedeki temel makroekonomik göstergeler ise zaten yılbaşından bu yana alarm vermektedir. AKP Koalisyonu ne büyüme tahminini tutturabilmiştir, ne dış ticaret ne de enflasyon. Bu verilerin tamamı da önümüzdeki süreçte daha fazla bozulma eğilimindedir. Tüketici güven endeksi 2008 krizinden bu yana en düşük seviyede sürünmektedir.
***
Seçim süreci ekonomik görünümü tamamen bozacaktır. Bugün ülkenin içine itildiği siyasal, ekonomik ve insani belirsizlik süreci, dönüp dolaşıp işçileri, emekçileri ve yoksul halk kesimlerini vurmaktadır ve vurmaya devam edecektir. Savaş ve çatışma ortamı sadece silahlarla değil ekonomik yoksullukla da işçi sınıfı ve emekçileri vurmaktadır. Savaşın kazananları ise –krizlerin kazananları olduğu gibi- emperyalist ülke yönetimleri, tekelci silah tüccarları ve onların yerli iş birlikçileridir.
Bu kan kuyusunda boğulmamak için her dilde barışı, hep beraber, daha yüksek sesle söylemeliyiz: Barış, Aşti, Sülh, Mir, Khaghaghut’yun, Mshvidoba, Eirini…
***
Basının iki temel görevi, haberleriyle kamu adına her tür iktidarı denetlemek ve gerçeğe ulaşmak için her türlü görüş ve sesin kamuya ulaşmasını sağlamaktır. Bu görevlerden biri sınırlamaya uğrarsa ülkede basın ve ifade özgürlüğü, dolayısıyla demokrasiden söz etmek imkansız hale gelir. Bugün gazetelere, haber ajanslarına, televizyon ve internet sitelerine getirilen sansür, kısıtlama ve baskılar özgür medyanın işlevini hedef almaktadır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...