21 Temmuz 2015 00:26

Aşı tartışmaları ve bazı sorular

Aşı tartışmaları ve bazı sorular

Fotoğraf: Envato

Paylaş

Son zamanlarda aşı karşıtlığı Türkiye’de güçleniyor. Özellikle çocukluk dönemindeki aşılamanın tartışıldığı, sorgulandığı yargı kararlarını, haberleri daha sık duyuyoruz.
Aşı karşıtları her ülkede vardır. Aşı karşıtlığında iki temel söylem ön plana çıkar. Öne sürülenlerden biri aşıların içindeki cıva nedeniyle otizm yapma olasılığı, diğeri ise aşılarda domuz kanı olduğu. Her ikisi de yersiz, akıl dışı ve bilim dışıdır. Ayrıca savunucuları bilim insanları değildir.
Şunu söylemek gerekir ki, bu değirmene su taşıyanların başında medya geliyor. Böylesi bir tartışma sürüp giderken, medyada insanların bireysel deneyimlerine dayalı, bilim dışı, toplum yararını yok sayan haberler yer alıyor.
Diğer yanda sessiz kalan bir Sağlık Bakanlığı var. Sağlıkta Dönüşüm Programı ile kendisine “Hizmet sunmayan, sadece denetleyen ve planlayan” yani yöneten bir rol alan Bakanlığın aşı olayında süreci yönetemediğini ya da yönetmek istemediğini görüyoruz. Oysa bu noktada en güçlü sözü söyleyecek ve tartışmayı bitirecek merci Sağlık Bakanlığıdır.
Bakanlık böylesi önemli bir konuda neden çıkıp güçlü bir mesaj vermiyor? Hatırlarsanız 2009 yılında dönemin Başbakanı Erdoğan domuz gribi aşısı yaptırmayacağını açıklamıştı. “Bu konuda Sağlık Bakanı ile aynı düşünmüyoruz.” demişti. Bu söz, Sağlık Bakanlığının tüm hastalık kontrol programlarını, aşılama çalışmalarını vs. boşa çıkaran, sorgulattıran, yapılmasa olur dedirten sonuçlar doğurur. Başbakanın ben aşıyı yaptırmayacağım demesi, dini nedenlerle aşı yaptırmayanlara da örtük bir mesaj oldu. Bakanlığının bu eylemsizlik halinin, dini nedenlerle aşıyı reddedenlerle karşı karşıya gelmemek olduğunu düşündürüyor. Bunun yerine topu Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına atıyor.
Ailenin çocuğuna aşı yaptırmayı reddetmesi halinde, aile sağlığı merkezinde tutanak tutuluyor, bu tutanak Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğüne gönderiliyor. Ve süreç buradan devam ediyor. Yani olay, bir halk sağlığı sorunu değil çocuk istismarı olarak ele alınıyor. Mahkeme, ailenin çocuğa aşı yaptırmayarak ona zarar vermesi üzerinden hükümde bulunuyor. Bu yargı hükümleri, emsal gösteriliyor.
Bu süreçte çok temel yanlışlardan biri bir ülkede neden aşılama takvimi olduğunun unutulmasıdır. Aşı takvimi ile aşısı yapılan çocuğun söz konusu hastalıktan korunması amaçlanır ancak aşılama faaliyetinin esas amacı o hastalığın toplumda ortadan kaldırılması ya da kontrol altına alınmasıdır. Aşı ile bağışıklanan bedenler, o hastalık mikrobunun yaşayacağı ortamları ortadan kaldırır. Kanser tedavisi aldığı için, bağışıklık sistemi sorunları olduğu için ya da sağlık sisteminin ulaşamaması gibi nedenlerle aşı olmasa da, hastalık etkeni toplumda artık dolaşmadığı için hasta olma olasılığı azalır. Aşılama hizmetlerinin sağlık sistemlerinin içinde entegre olmasının temel nedeni budur. O nedenle aşılama mevzusu, “Güneş ışınları kanser yapar, güneşe çıktığınızda koruyucu krem sürün” ile aynı şey değildir. Kısaca konu bireysel bir karar değil toplum sağlığı ile ilgilidir.
Toplum sağlığı ile ilgili olduğu için de, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığına topu atmak sorumluluk almaktan kaçmaktır. Kamu sağlığını koruyacak olan Sağlık Bakanlığıdır.
Tıbbi müdahalelerde kişinin rızasının olması gerekliliği, ülkemizde de mevzuatta tanımlanmıştır. Ancak bir verem hastası düşünün, ilaca dirençli tüberküloz vakası. Bu kişinin tedaviyi reddetme hakkı yoktur. Otobüse bindiğinde, lokantada otururken yanınızdakinin böyle bir vaka olmasını kabul eder misiniz? Bu noktada, kişilerin tüberküloz ilaçlarının yan etkileri nedeniyle tedavi almama hakkını da savunur musunuz?
Son olarak ebeveynlere bazı sorularım var:
Tetanoz aşısını yaptırmadığınız çocuğunuzun, parkta ya da bahçede oynamasına izin verecek misiniz?
Kendi çocuğunuz için istediğinizi, diğer çocuklar için de savunur musunuz? Örneğin, çocuğunuzun okulundaki tüm diğer çocukların difteri aşısını reddetmelerine ne diyorsunuz?
Suriye’den göç eden ailelerin de çocuklarına aşıyı yaptırmayı reddetme hakları var mıdır? Sizce olmalı mıdır?
Çocuğunuz kuduz şüphesi olan bir hayvan ile yakın temasta bulunduğunda, kuduz aşısını yan etkilerini gerekçe göstererek reddedecek misiniz?

YAZARIN DİĞER YAZILARI
Sefer Selvi Karikatürleri
Evrensel Gazetesi Birinci Sayfa
Evrensel Ege Sayfaları
EVRENSEL EGE

Ege'den daha fazla haber, röportaj, mektup, analiz ve köşe yazısı...